Türklerde doğa, insan ve insan sağlığı her zaman büyük önem taşımıştır. Bu sebeple altı yüz küsur yıl ‘dünya imparatorluğu’ olarak hüküm sürmüş olan Osmanlı Devleti’nde çeşitli bilim dallarında, katkı niteliğinde çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu bilimsel çalışmaların içinde şüphesiz tıbbın ayrıcalıklı bir yeri vardır. Özellikle de on beş ve on altıncı yüzyıllardaki çalışmalar dikkati çeker niteliktedir. Bu yüzyılda kaleme alınan tıp eserlerinin çoğunun Türkçe olduğunu gözlemekteyiz. On yedinci yüzyıldan
Türklerin bilime yaptığı katkıların başlangıcı, Asya'da tarih sahnesinde ilk görüldüğü dönemlere kadar gidebilir. Bunlara bir örnek olarak On İki Hayvanlı Türk Takvimi verilebilir. Daha sonraki tarihlerde, İslam Dünyası'ndaki bilimsel faaliyetler içinde de Türklerin önemli katkılarına rastlamaktayız. Bunlara örnek olarak Harezmi, Farabi, Biruni ve İbn Sina'nın çalışmalarını verebiliriz.
Osmanlılar döneminde bilimsel çalışmalar önemini korumuştur. Bilimsel faaliyetin temelini teşkil eden yükseköğretim kurum
Modern Biyolojinin Doğuşu, on dokuzuncu yüzyılda biyolojinin geçirdiği aşamaları ele almakta, onun bileşenlerini oluşturan, hücre bilim, doku bilim, zooloji, botanik ve evrim gibi alt dallarının doğuşunu ve gelişmesini tarihsel süreç içerisinde ortaya koymaktadır. Bununla beraber, bugün biyoloji biliminde hala tartışılmakta olan "Canlı nedir?", "Canlıyı cansızdan ayıran şey nedir?", "Canlı değişebilir mi?" gibi sorulara on dokuzuncu yüzyılda verilen cevaplar ve bu cevapların da, dönemindeki felsefi eğilimle
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.