Felsefeden edebiyata, tasavvuftan folklora kadar oldukça geniş bir sahada faaliyet gösteren ve bir kısım yazılarına "Feylesof" imzasını atan Rıza Tevfik, felsefeyle olan yakın ilgisi dolayısıyla, hayatının hemen her döneminde estetik ve sanat meseleleriyle de meşgul olmuş ve bu konu etrafında birçok makale kaleme almıştır. Çeşitli dergilerde yayımlanan bu makalelerin yanında 1920'de Darülfünun Edebiyat Fakültesi'nde felsefe müderrisliği yaptığı sırada Estetik adıyla küçük bir de kitap yayımlamış, ayrıca Muf

Şiir yazmaya 1890’lı yıllarda Namık Kemal , Abdulhak Hamid ve bir kısım Fransız romantik şairlerin etkisi altında başlayan Rıza Tevfik, aruz vezniyle kaleme aldığı Sfenks , Balaban Dağları,Fecri Evvelin,Serabı Ömrüm ve Gelibolu’da Hamzabey sahili gibi ilk şiirleriyle kısa zamanda devrin edebiyat çevrelerinin dikkatini çeker.Bir süre sonra,şair sezgisiyle Türk şiirinin asıl kaynağı olan tekke ve halk edebiyatını keşfeden Rıza Tevfik,Servet-i Fünuncularla aynı zamanda şöhret bulmasına rağmen hiçbir edebi ak