Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Güzel Sular Ülkesi’ni hiç duydunuz mu? Ya Sihirli Gölü? Peki Kar ile Kara adındaki ikiz sıpaları?.. Güzel Sular Ülkesi dünyanın en güzel ülkesidir, Kozman da dünyanın en kötü kalpli yöneticilerine sahip olan devleti. Bu devlet pek çok hileyle Güzel Sular Ülkesi’ni işgal eder. İnsanlar ve hayvanlar gizli bir geçitten geçerek hiç kimsenin görmediği bir yerde saklanırlar. Bir gün ülkelerini kurtaracaklarına inanırlar. Bunun için de insanların ve hayvanların iş birliğine ihtiyaçları vardır, özellikle farklı tür
Ben Buranın Yabancısıyım'da liyakatin gözetilmediği, tarikat mensuplarının devlet kademelerinde önemli yerlere geldiği bir ülke olan Âlem'de gerçekleşen birtakım olaylar anlatılıyor. Neş adlı bonobonun ülkenin en mühim kurumlarından Yüksek Terbiye Kurumu'na müdür olarak atanması, kurumdaki bazı sırların açığa çıkması ve Neş'in karakterinin yavaş yavaş çözülmesi Âlem'deki çürümüşlüğü gözler önüne seriyor. Abdullah Ataşçı daha önce Selim Adanır adıyla yayınladığı bu alegorik romanda, yabancılık hissini kendis
Birindar ve Yara Bende ile öyküdeki ustalığını romanlarında da sürdüren Abdullah Ataşçı'dan zorunlu bir göçün destansı dil ve folklorik sesle anlatıldığı bir hatırlamalar serencamı! Dağda Duman Yeri Yok, her şeyi bir trene sığdırıyor; vagonlardan dengbêjler, hüzünler, ayrılıklar ve hayatdökümleri rüzgâra karışıp yazarın hayalle gerçek arasında kurguladığı yokyerlere savruluyor. Nereye gittiğinin bir önemi yok, ne trenin ne de trendekilerin; belki de her şey bir rüya, kim bilir! Romandaki tüm karakterler bi
Abdullah Ataşçı'nın kaleminden Dağda Duman Yeri Yok ve Birîndar'dan sonra yeni bir roman: Yara Bende! Tepeden başlayıp dereye uğrayan, dereden sonra ekmeğe varan, ekmekle gönül, gönülle saik, saikle veda bahsini beraber açan, nihayetinde yol, ağıt ve kuyu diyen bir anlatı kuruyor Ataşçı. Bu dokuz parça boyunca da anlatıyor: Kelimenin ilk anlamıyla, anlatıcı karşısında durduğunu düşündüğümüz oğluna anlatıyor. Ve anlatıcı gene kelimenin birinci anlamıyla kaydediyor: Bir teypten kurtarılan anlatıyı okuyoruz b
Abdullah Ataşçı, sesi duyulmayanların yaşam deneyimine, büyük bir tutarlılık ve duyarlılıkla,  acemiliğin a'sında olduğu yıllardan bugünlere  kadar yazdığı öykülerle şahit olmamızı  sağlıyor. Kimse Bilmesin, takipçilerinin yıllardır  bulamadığı Sığ Suyun Balıkları ve Vicdan Saatleri kitaplarından seçme öyküler ve ilk kez  kitaplaşan yeni öykülerden oluşuyor. Bu yeni  toplam, Ataşçı'nın öykücülüğümüzdeki yerini  hatırlamamız için iyi bir başlangıç. "Ben kaçmıştım oradan buraya... Kendim kendimi mi kaçırmış
Dağda Duman Yeri Yok yazarından yeni bir roman. Birîndar, anlatıcılarının konuştuğu dil ile "birîndar" kelimesinin ait olduğu dil arasında gerilimli bir hattın romanı. Bu defa dağda duman yeri var. Hatta dumanın kendisi de. Birîndar duyduğumuz ama bilmediğimiz bir yerlerden sesleniyor. Derin koyakların, geniş vadilerin, korkutucu uçurumların olduğu dağlardan el alıyor. Bilmediğimiz yerlerden seslendiği yetmiyor, bir de tanıdığımız ama bilmediğimiz insanlardan bahsediyor. Asker askere benzemiyor, gerilla ger
Köy büyük bir yangınla sarsıldı, her şey küle karıştı ve herkes o tren yolculuğuna, küllerinden yeniden doğmak için çıktı, geçmişle hesaplaşmak ve geleceğini bulmak için Bütün yolcular yanlarına en büyük yüklerini, sır dolu hikâyelerini aldılar. Abdullah Ataşçı, Dağda Duman Yeri Yok ile taşraya ışık tutan, yoksulluğun suskunluğunu bozan şiirsel bir masal anlatmıyor yalnızca, inançların ortak anlatılarından aşkın evrenselliğine uzanan insan hikâyelerinin arka planına bütün bir ülkenin görmezden gelinen gerç
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1