"Yaşamın ağır koşullarında nasıl oluyor da evlenebiliyor insanlar diye şaşar dururdum. Bu pahalılıkta. Bu karmaşada. Bu kargaşada. Üstelik de gençliklerini kendi başlarına yaşayabilecekleri en güzel yaşta.
Ekmek derdi, su derdi gibi dertlerin azlığında ağrısız başım, kaygısız aşım diyebilecekken. Hele bir de gelir darsa. Ev kirası, elektrik, et, süt, yoğurt, gaz, bez, kız giderlerinin çok gerisinde kalıyorsa gelen para. Mangal gibi bir yürek varsıllığının ötesinde ussal bir yoksulluğun da olması gerekiyord
Kimilerinin görmediği, kimilerinin de görmezden geldiği söylenemeyen sözlerin, sözcüklerin öyküsüdür anlatılan.
Bilinen, bilinmeyen yazarların yazamadığı, çevirmenlerin çeviremediği, düzeltmenlerin düzeltemediği yanlışların "Sözcükte Tümce Yanlışı" tanımlamasıyla anlatımıdır.
Amaç, yaşamın ve onun bir parçası olan çalışma yaşamının; onun ötesinde insanların, halkın; özünde de kitabın ve okurunun önemsemesine ilişkin bir çağrı, uyarı gibi görünse de.
Okuyunca şaşıracaksınız. Belki siz de "okudum ve görmed
Alev alev yanan bir ateş gibidir roman...
Yanar da yandiğini ayrimsamaz okuyan...
Öykü ise o ateşin bir alevidir
Damla damla düşer yüreğe...
"bir damla alev" gibi...
"öykümsüler" de de hem bir damla; hem de bir alev gibi öyküler var.
Hem yakici, hem isitici; hem de serinletici.
Hem gülümsetici, hem güldürücü; hem de düşündürücü.
Hem öykü kivaminda, hem anlati tadinda; hem de "öykümsüler" kiliğinda...
Evet, bir "kitap öyküsü bu. "Kitap" sözcüğünün tekil ya da yalın olmasına bakmayın, sözün gelişi o. "Kitaplar" aslında öyküsü anlatılacak olan. "Vay geldi..." ya da "Bu da geldi..." başına dedirten, dedirtecek olan öyküler. Pek çok kez yazıldığı düşünülse de, düşünüldüğü gibi yazılmış bir öykü değil benim ki. Değişik bir yol denedim. Yazılmayanı da yazdım hem; yazılanı da. Düşündüğüm anlam ve önemi böyle kazandırdım yazdıklarıma. "Öykü" desem de "roman" tadında bir şey oldu. Az da belgesel duygusallığı var
"Ağzım kulağımda sakalımla yaşayıp giderken birisine benzeyip benzemediğimi düşünmemiştim doğrusu. İstemedim de böyle bir şey. Ben bana benzeme; ben olma uğraşındaydım. Başkası neme gerekti" diyerek sakalımın bana giydirdiği kılıkları anlattığım kitap sakala bir güzelleme değil aslında.
Satır aralarına sıkıştırılmamış, sakalımın üzerinde gül dalına konmuş bülbül gibi duran toplumsal bir yergi de. Bir sakala bakıp bende başka benler arayanlara gülmece kıvamında dokundurmalar.
Çağdaş iletişim organlarının söz dolandırılan kimi spor izlencelerinde, yazılı basının köşe bucaklarında salt eleştiri yapılır. Nasıl bir şey olduğunu bir türlü çözemediğim alıcı kılığına girmiş polis söylemindeki gibi yazıcı, sunucu, yorumcu, anlatıcı kılığına bürünmüş ayaktopu üzerine çene ve kalem oynatan uzmanlarca oyunun içindeki, dışındaki yanındaki, yöresindeki herkes eleştirilir. Karda ve yağmurda; toprakta ve çimde; çamur ve toz içinde; güneş ve ay ışığında koşuştururken çok kısa bir sürede karar
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.