İnsanlığın ortak hafızası olan tarih, özgün bir ilim dalı olup hemen her alanda merak edilen birçok soru, bu ilmin engin genişliğinde cevap bulmaktadır. Bir başka deyişle tarih, ferdî ve toplumsal planda eğitici, öğretici özellikleri ve ibret alınması gereken karakteriyle hayatımızın tam ortasında yer almaktadır. Geçmişin tecrübesinde iyi, doğru ve güzel olarak kodlanan her birikimin aynen ya da daha da geliştirilerek şimdiye ve geleceğe taşınmasına dair çabalar oldukça önemlidir. Elbette böyle bir yaklaşım

Osmanlı medreselerinin işleyişini ve eğitim-öğretim düzenini ele alan bu çalışma; klasik dönem olarak adlandırılan, Osmanlıların yaklaşık ilk üç yüzyıllık zaman dilimini kapsamaktadır. Beylikten devlete geçiş sürecinin yaşandığı bu dönemde devlet, her alanda müesseseleşerek tarihte eşine az rastlanan bir medeniyetin temsilcisi olmuştur. XVI. yüzyılda üç kıtaya yayılan topraklarıyla önemli ve güçlü bir devlet olan Osmanlılar, bu başarıya, kurdukları ya da geliştirdikleri kurumlar sayesinde ulaşmışlardır. De

On yılı aşkın bir süredir girdiğimiz Osmanlı Türkçesi derslerinden elde edilen tecrübe ve birikim ile ortaya çıkan ihtiyaçlar, böyle bir eserin hazırlanmasını gerekli kılmıştır. Akıcılığına, sıkıcı olmamasına ve metinlerin tedriciliğine özen gösterilmeye çalışılan bu eser, özellikle talebelerimin ilgi ve desteği sayesinde vücud bulmuştur. Eserin, bir medeniyet dili olan Osmanlı Türkçesini öğrenerek geçmişle bugün ve hatta gelecek arasında sağlam köprüler kuracak yeni ve genç sempatizanlar oluşturabilmesi en