Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Böylesi sapmaların acı neticesi ise ümmet coğrafyasında görüldüğü gibidir.Nitekim itikad düzleminde Kuranın tümüne iman etmelerine rağmen amel düzleminde Kitabı parçalara ayıran aynı konuda nazil olan benzer-müteşabih ayetlere bir bütün olarak yaklaşmayan,dünyevi konumlarına ve beklentilerine uygun gördükleri müteşabih ayetleri kendi tevillerine göre yaşarken diğerlerini gözardı eden bu müteşabih müslümanlar,hepbir ağızdan Biz ümmet-i Muhammediz diyen müslümanlardır.
Sonra, sonra engin bir sessizlik!.. Yerdeki cesedinize bakıyorsunuz!.. Daha önceleri "Benim elim, benim ayağım, benim başım..." diyerek kendinizle özleştirdiğiniz bu et yığınının sizden ayrı, sizden farklı bir şey olduğunu yeni farkediyorsunuz!.. Size emanet olarak verilen bu cesadin yaratıcısı geliyor aklınıza!.. "Allaaah" diyorsunuz dehşetle!.. "Dünya hayatında ne yapmam gerekirdi ve ben ne yaptım?" sorusu ateşten, bir göktaşı gibi düşüyor üzerinize!. Eziliveriyorsunuz!. Kalkamıyorsunuz, öırpınamıyorusnuz
"Bizler de müslümanız!." demelerine rağmen Allah´ın hükmünü görmemezlikten, İlahi kelamı duymamazlıktan gelen bu beyler, kendilerine müdahale eden, kendilerini hakka va kulluğa davet eden, daha açık, çok daha açık bir ifadeyle "Konuşan bir Allah" istemiyorlar! Kendilerine aydın, düşünür, yönetici denilen bu beyler, "Görmedim, duymadım, söylemedim" diyen üç maymun heykelinde ifade edildiği gibi kendilerini görmeyen, kendilerini işitmeyen ve kendilerine konuşmayan bir tanrı, yani bir put istemektedirler!. Var
-Allah'a inanıyor muyuz? -Son Peygamber Resulullah (s.a.v)'e inanıyor muyuz? -Kur'an-ı Kerim'e inanıyor muyuz? -Kur'an-ı Kerim, yaşamamız gereken evrensel bir kitab mıdır?
Yol mu kapalı, göz mü kapalı? Almanyadan veya diğer Avrupa ülkelerinden karayoluyla Türkiyeye gelen kardeşlerimiz bilirler. Özellikle izin zamanlarında, bu yollarda oldukça uzun konvoylar oluşur. Bazen iki-üç kilometre uzunluğuna varan bu konvoylar, trafik sıkışıklığına göre yarım saatlik yolu, ancak beş-altı saatte katedebilirler. Bazen ise konvoy tamamen durur. Tekrar hareket edebilmek için yolun açılmasını beklemekten başka çare yoktur. Nitekim kontaklar kapatılır, el frenleri çekilir ve başlanır bekl
taş - İnsanları sevmiyor musun? İhtiyar çayından bir yudum aldıktan sonra kendisine baktı. - Genel bir soru mu? - Evet - Seviyorum - O halde niye tek başına yaşıyorsun? - Kendimi de seviyorum. Zaman zaman kendimi başkasıyla paylaşmak istemiyorum. - Ama sevgi paylaşmaktır diyorlar. - Doğru. Fakat herşey paylaşılmaz. Çünkü paylaşmak, parçalamak değildir. - Anlayamadım!. - İnsanlarla paylaştığın bir değer, insanlarla paylaştığın bir güzellik, bu paylaşmadan sonra bölünüyorsa, bu paylaşmadan sonra değer ve anl
Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibi; bir insanı dirilten bütün bir insanlığı diriltmiş gibi olacağına göre, bu ilâhi prensip istikametinde anneler hakkında da gayet açık bir ifadeyle: "Bir insanı doğuran, bütün bir insanlığı doğurmuş gibidir!..." diyebiliriz. Bütün bir insanlığı doğurmak! Bu ifade anneler ve annelik için mübalağalı bir ifade değildir. Anneler gerçekten bütün bir insanlığı rahimlerinde taşıyan, Bütün bir insanlığın doğum sancılarını çeken, Bütün bir insanlığı doğuran, Bütün bir
İnsanlık Tarihinde Dinin Yeri * Din olgusu, geçmişten zamanımıza uzanan bir olgudur. Birçok şeylerden vazgeçen, vazgeçebilen insanoğlu, hak veya batıl, doğru veya yanlış olan din olgusundan vazgeçememiştir. Tabi ki bunun nedeni, söz konusu yönelişin, fıtri bir yöneliş olması veya din olgusuna karşı duyulan fıtri ihtiyaçtır. * Herhangi bir müstekbir veya müstekbirlere bağlı herhangi bir toplumbilimci, din olgusuyla yakından ilgileniyorsa, onların bu ilgisi hiç şüphesiz ki dindarlıklarından değil; vaziyet e
Genel Durum Zaman Ömür ve Biz Rızıkta Helal ve Haram Gözümüzün Nuru Namaz Anne ve babaya Güzel Muamele İnfakta Bulunmak Müslümanlarla İlişkilerimiz İnsanlarla İlişkilerimiz Cennete Davet
İçindekiler Sorgulama yazıları Basın yayın ve gündem Kalkış noktamız Hasta kim? Emanet duygular Farklı kimliklerden ortak kimliklere. Hz. Yunus'u anlamak. Özgürlük putunun köleleri. Varoluşçuluk üzerine. Büyüyor muyuz, büyütülüyor muyuz, yoksa büyüleniyor muyuz. Bilgi koması Haydin cennete. Aynı konumda yaşadığımız, aynı sorunlarla karşılaştığımız, aynı Rabbani tavırlarla yükümlü ve aynı güzel hasletlere muhtaç oludğumuzi çin, aynı meselelere önem vermemiz ve bu meselelerdeki aynı hükümlere teslim olmamız
Saffet hoca gece yarısı patlamanın sesiyle ayağa fırladı ve beyaz eşya mağazasının yandığını gördü. Dükkândan sokağın sonuna doğru Ömer kaçıyordu. İtfaiye geldi yangını söndürdü. Saffet hocanın koca beyaz eşya dükkânından sadece babasının eski koltuğu sağ çıkmıştı. Ömer devamlı saffet hocanın sohbetlerine katılırdı çok istekli bir müslümandı. Birkaç sene önce Çeçenistana savaşa gitmişti ama kimsenin bilmediği nedenlerden dolayı geri dönmüştü. Saffet hoca yangın sonrasında Ömerin yanına gitti ve neden dükkâ
2012 derken, hepinizin aklına son zamanlarda bütün dünyanın konuştuğu 2012 kehanetinin geldiğiniz biliyoruz. Kuran-ı önceleyen müslümanlar olark, elbetteki kehanetleri ciidiye almamız ve bu kehanetlere dayalı yorumlarda bulunmamız mümkün değildir. Ancak dünya insanlarının kehanet dediği bazı haberler, Kuran-ı Kerimin işaret ettiği önemli ayetler ise meseleye yaklaşımımız değişmekte ve ayetleri kehanetlere göre değil, kehanet denilen haberleri, ayetlere göre değerlendirme durumuna gelmekteyiz.
Karadeniz yöresinden gelen kardeşim, Türkiye'yi gezmekte olduğunu ve adam aradığını söylüyordu! Bu cevaba şaşırmadım, çünkü adam aradığını söyleyen birçok kardeşimle sık sık karşılaşıyordum. Kur'an ve Sünnet anlayışına göre adam olmuş adamları arayan bu kardeşlerime bakınca sanki kendimi, sanki kendimizi görüyordum. Çünkü ben de adam arıyordum. Çünkü sen de adam arıyordun, çünkü onlar da adam arıyordu! Evet Yakup, evet kardeşim! Bu ülkede adam arayanlar adam olsa, hiç kuşkun olmasın ki meydanlar adamla do
"Kim Allah için hacceder ve bu esnada kötü söz ve davranıştan sakınırsa, annesinden doğduğu günkü gibi günahlardan temizlenmiş olarak memleketine döner." Rahmete Yolculuk Kitabındaki bölüm ve sayfalar ise şöyle sıralanmış: 1. Önsöz / 7 2. Nereye Gideyim / 11 3. Niyet / 17 4. Hacca Hazırlık / 21 5. Kabe'ye Hareket / 25 6. Kabe'ye Muazzama / 37 7. Tavaf / 45 8. Tavaf Namazı / 51 9. Sa'y / 57 10. Mekke'de Yaşam / 73 11. Arafat'a Doğru / 87 12. Arafat Vakfesi / 91 13. Müzdelife'de Gece / 107 14. Mina ve Şeyta
Ne garip ne hazindir ki dünyadaki sömürü çarklarını sömürenler değil, sömürülenler çevirmektedir. Çağdaş firavunları güçlü görerek bu firavunlara itaat eden ve kulluk yapan bu zavallılar, firavunlarda gördükleri ce ürktükleri gücün, kendi kulluklarından kaynaklandığını idrak edemezler. Halbuki firavunların sahip oldukları güç, bu kölelerin gücüdür. Çağdaş firavunlar hükmettikleri bu kölelerin gücü ile ayakta durmakta ve kölelerden aldıkları bu güç ile kölelere hükmedebilmektedirler. Firavunluğu yaşatan ve f
-Mısır tanesi değiliz -Şeytani hesapların bozulması -Vahdete doğru yedi adım -Vahdet ihtiyacı -Vahdet çağrısı -Vahdet düzlemi -Vahdet mükellefiyeti Vahdet kimliği -Vahdet ilişkileri
Böylesi hadislerden, böylesi insanlardan uzaklaşarak sadece toprak ve hayvanlarla uğraşmak gayesiyle köyde yaptırdığım eve taşınmıştım. Benim için yeterince geniş olan bu evde biraz rahatlayacağımı, üst kattaki çalışma odamda kenlimle başbaşa kalacağımı umuyordum. Fakat olmadı!.. Karşı dağlara baktığım zaman dağları değil, dağların arkasındaki şehirleri ve bu şehirdeki insanları görüyordum yine!.. Susmayı seven ve susma orucuna niyetlenen ben, kalabalıklar arasında sıkışmış bir insan gibi inlemeye ve bu inl
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1