Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Şehirlerin tarihini araştırmak, aslında bir yönüyle dinlerin de tarihini araştırmaktır. Şehirlerin kuruluş mitoslarına bakıldığında, genellikle merkezde bir mabedin etrafında oluşan bir yerleşim alanı olarak görülmektedir. Antik döneme ait mabetlerin kuruluşunun da benzer bir anlatımı vardır. Bunlar da genellikle bir ritüelin icrasını sağlayacak şekilde bir araya toplayıcı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hz. İbrahim, Babil'den yola çıkıp Harran'a oradan güneye, vaat edilmiş topraklara doğru seyahat ederken
Dinler, her ne kadar metafizik öğretileri ve ibadetleri ile öne çıksa da, toplumsal sorunların giderilmesi ve ihtiyaçların karşılanmasında önemli katkılar sunan müesseseler de geliştirmiştir. Fakirlerin toplumun en çok ihmal edilen kesimi oluşturması, dinlerin kendilerine hassasiyetle yaklaşmasına neden olmuştur. Öte yandan; dinlerin toplumsal sorunlarla ilgilenmesi, onların siyasi gücün etkisi altına girmesini de beraberinde getirmiştir. Bu durum, özellikle Hıristiyanlık tarihi açısından oldukça çarpıcı ör
Dinler, tarih boyunca içinde yaşadıkları coğrafya, kültür ve sosyal olayların etkisiyle yeniden yorumlanmış ve birçok farklı kollara ayrılarak çeşitli şekillerde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Başlangıçta Tevrat merkezli bir din olan Yahudilik, tarihi şartların etkisiyle Mesihî inancın da belirleyici olduğu yeni bir yoruma sahip olmuştur. Ahirzamanda Mesih'in gelişini beklemek ana akım Ortodoks Yahudiliğin önemli bir inanç esası olmuştur. Aynı şekilde, İnciller'de tevhid inancının vurgulandığı Hıristiyanlık,
Tükendi
Dinler, sadece inançlar ve ibadetlerden ya da ritüellerden ibaret sistemler değildir. Onlar, ortaya çıktıkları tarihî ortam, kültürel şartlar ve medeniyetler ile etkileşim içerisinde varlıklarını devam ettiren en önemli müesseselerdir. Bu nedenle, dinler incelenirken onların yaşadıkları tarihi ortam ve içinde doğdukları kültürel ortamın bilinmesi, onları yakından tanımamızı ve doğru kararlar vermemizi sağlar. Bu çerçevede, dinlerin kullandıkları diller, hem o dilleri hem de taşıdıkları kültürel zenginliği d
Yahudilik ve Hıristiyanlık, ortaya çıktıkları tarih sahnesinden itibaren gittikleri coğrafyalarda asırlar boyunca farklı boyutlarda hem gelişim hem de değişim geçirerek varlıklarını devam ettirmiş iki önemli dinî gelenektir. Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakub ve Hz. Musa gibi ortak dinî şahsiyetlere ve Tevrat gibi ortak kaynaklara sahip olan Yahudilik ve Hıristiyanlığın esas aldıkları farklı inançlar, bu inançların yorumlanması ve takip ettikleri birbirinden farklı yöntemler, aynı konular hakkında farklı tut
Hac ibadeti insanlığın bilinen en eski ibadetlerinden biridir. Kutsal mekânların ziyaret edilmesi, o mekânların manevi cazibesine kapılarak kutsal bir yolculuğa çıkmayı gerektirmektedir. Kutsal mekânlar, kendisini ziyaret eden hacıyı dikey bir ilişki ile metafizik bir âlemle irtibata geçme tecrübesini yaşatır. Bu nedenle, dinlerde hac merkezleri aynı zamanda Tanrı ve ilahî varlıklarla doğrudan irtibata geçilen yerlerdir. ?Îlahî tecellilere' mazhar olan bu merkezlerin ziyareti, genellikle Güneş'in gökyüzünde
19. yüzyıl, Osmanlı Devletinin sadece siyasî ve askerî alandaki istilalara karşı değil, aynı zamanda Batılı devletlerin kültürel istilasına karşı da mücadele verdiği bir dönem olmuştur. Bu mücadele, özellikle Hıristiyan âlemi ile sınır oluşturan ve bünyesinde farklı din ve mezhepleri barındıran Balkanlarda daha yoğun bir şekilde gerçekleşmiştir. Kendisi de Balkanlardan olan Hacı Abdullah Petricî, özellikle o dönemde yaygın olan Protestan misyonerlik faaliyetlerini hedef alarak, Hıristiyanlığın eleştirisine
Semâvî dinlerin en eskisi olarak kabul edilen Yahudilikte, bu dünyanın ötesinde bir ahiret aleminin, ceza ve mükafat yerinin mevcut olup olmadığını araştıran ve var olduğu neticesine ulaşan bu eser, geniş bir birikimin ve birkaç dilde yazılmış kaynaklara ulaşabilmenin sağladığı zengin temel üzerinde, ana metinlere dayanarak kaleme alınmıştır. Alanında yapılmış en kapsamlı ve yetkin çalışma olarak dikkat çeken eserde bütün bir Kitab-ı Mukaddes, apokrif metinler, Talmud ve Mişna külliyatı, Yahudi felsefesi ti
Hacı Abdullah Petricînin eserlerinin değerlendirildiği bu çalışma, bir giriş ve üç kısımdan oluşmaktadır. Giriş kısmında, 19.yy.da Osmanlı Devletindeki misyonerlik faaliyetlerin neler olduğu ve bu çerçevede söz konusu faaliyetlere karşı yazılmış olan reddiyelere değinilmektedir. I. Kısım, Hacı Abdullah Petricînin hayatı ve eserleri konularına hasredilmiştir. Petricînin Hıristiyanlığa karşı yazmış olduğu reddiyelerin dışında Allahı zikretmenin fazileti ve bugüne kadar adı bilinmeyen Kuran metninin tespiti ko
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1