Murat ilk kez uçağa binecek. Babasıyla birlikte Berline halasını ziyarete gidiyorlar. Murat hasını göreceğine de seviniyor ama onu asıl sevindiren hep düşlediği yumuşacık pamuk yığınları bulutlara merhaba diyecek olması.
Murat sabah uyandığında ona günaydın diyen bulutlarla arkadaş olup onlarla gezintiye çıkacak, dünyamıza bir kez de gökyüzünden bizleri izleyen bulutların gözünden bakacak.
Biz her yaz köye gideriz. Çünkü köyde
ninem ve dedem var. Ninem tavuklara, ineklere
bakar. Dedem de bağ bahçe işleri ile uğraşır.
Bu yaz yine köye gittik. Ninem bize güzel
çörekler, börekler yaptı. Dedem en güzel
meyveleri sebzeleri toplayıp getirdi.
Annem nineme, babam da dedeme yardım
etti.
İlkbahar geldi. Havalar ısınmaya başladı.
Badem, erik, kiraz ağaçları çiçek açtı. Kırlar papatya
dolu.
Yarın kıra gideceğiz. Papatya toplayacağız.
Annelerimiz bize yiyecek hazırlıyor. Hepimiz
çok sevinçliyiz.
İşte otobüsler geldi. İki büyük otobüs. Çocuklar
neşeyle koşuyorlar.
Öğretmenimiz:
Sıra olun bakalım. Taşıtlara sıra ile binilir,
dedi.
Çok güzel yerlerden geçiyoruz. Çobanlar
koyunlarını otlatıyor. Yanlarında kuzuları da
var
Bahar geldi. Dağlar taşlar yeşillendi.
Ağaçlar gelin gibi süslendi. Kırlar papatya
doldu.
Köydeki koyunlar kuzuladı. Minegilin
kara koyununun kar gibi beyaz bir kuzusu
oldu. Buna köyde herkes şaşırdı. Kapkara
bir ananın, bembeyaz bir yavrusu olmuştu.
Mine, onun adını Akkız koydu. Akkız çok
güzeldi. İpek gibi yumuşak yünü, kapkara sürmeli gözleri vardı.
Akkız, on beş gün sonra oynamaya, hoplamaya
başladı. Sevildiğini anlıyor, şımardıkça
şımarıyordu.
Karakoyun bu dünya güzeli yavrusunu
yanından hiç ayırmıyord
Bir varmış, bir yokmuş. Küçük bir kuş
varmış. Kış olmuş kar yağmış. Küçük kuş
yem bulamamış. Bir pencereye konmuş.
İçeri bakmış. İki çocuk ders çalışıyor.
Tık tık tık. Cik cik cik.
Benim adım küçük serçe.
Biri bana ekmek verse
Tık tık tık. Cik cik cik.
Küçük serçe adım benim 4
Açlığımdan öleceğim diye camı tıklatmış.
Gel içeri, gel içeri
Kar kaplamış bak her yeri
Seni biraz sevelim
Tatlı yemler verelim demiş ve pencereyi
açmışlar.
Emre’nin babası televizyonda baklava çalan çocuklarla ilgili bir haber izler ve Emre’nin, ablasının ve hatta annesinin de bu konu üzerinde düşünmelerini ve yoksul insanları düşünüp sahip olduklarının kıymetini bilmelerini ister. Olaylar böyle başlar...
Yüksek mi yüksek, hiç kimsenin bilmediği bir dağ tepesinde masmavi, tertemiz suları ışıl ışıl parlayan bir göl vardı. Gölün adı Işıklı Göldü.
Bu gölün bir özelliği de içinde pırıl pırıl pullarıyla yüzen mercan balıklarıydı. Bir gün Bilge Balık Oranüs tüm mercanları toplantıya çağırdı. Elinde kocaman bir kitap vardı.
Sevgili Mercanlarım, bin yıl önce yazılmış bu kitapta bu yıl aramıza katılacak minik mercanlardan birinin pullarının altın olacağı ve bu altın pullu balığın tüm canlılara mutluluk dağıtac
Yusuf geceleri uyumadan önce sürekli gökyüzüne bakmaktadır. Bir gece uzakta bir ışık görür ve bu ışığa doğru gider. Gördüğü ışık bir uzay gemisinin ışığıdır. Uzaylılar Yusufu alıp kendi galaksilerine götürür.
Yusuf gittiği galakside dünyanın farklı ülkelerinden gelen pek çok çocukla karşılaşır. Bu uzak galakside dünyadan gelen herkes birbirinin dilini anlamaktadır.
Uzaylılar çocukları galakside gezdirir, ağırlarlar. Peki ama onları buraya çağırmalarının nedeni nedir?
Yıl 2045. Aylardan Mayıs. İrisle babası evlerinin bahçesinde anne Melis Hanıma doğum gününde ne hediye alacaklarını konuşuyorlar. İris, annesine ev işlerini yapan yeni robotlardan almayı öneriyor ama Melis Hanım onlardan önce davranıyor ve ev işlerini yapan, yemek pişiren, evi hırsızlara karşı koruyan bir sürü minik robotla birlikte geliyor eve. Evi hırsızlara karşı koruyan güvenlik robotları tüm önlemleri alıyor. Bizimkiler gezmeye gidip ev halkı dışından birisi eve girmeye kalkınca neler oluyor dersiniz?
Ağustosböceği, kemençesini kucaklayıp zeytin dalları arasına kuruldu. Ayaklarını, kanatlarını ayarladı. Akort işlemi tamamlandı ve müzik başladı. Hava çok güzeldi. Kavak dallarının hışırtısı ona eşlik ediyordu. Az sonra arkadaşları du bu şenliğe katıldılar. Orkestra kurulmuş, müzisyenler yerlerini almışlardı.
Ağustosböceklerinin şarkı söyleyip eğlenmesine kızan karıncalar kış gelince yiyeceksiz kalan ağustosböceklerine yardım edecekler mi dersiniz?
Cıvıl cıvıl çocuklar / Şenlendi okul yolu / Hepsinin gözleri / Umut ve sevgi dolu
Ey sevgili okulum! / Senden uzak kalamam / Her şeyden vazgeçerim / Ama sensiz olamam
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.