Yalansız bir kapıyımdır, bazen kapıcı... Açtığım da olur; araladığım, kapattığım da... Gölgelerde güreşirim. Pehlivanımdır. Göllerde çağlayanların sesine beste yaparım ya da gülümserim. Ve acıyı bal eylerim, neresinde olursam olayım dünyanın.
Afrikalıyım ben. Guatemalalı... Tango yaparım isyanımı dile getirirken. Ve caz söylerken... Brooklynde işçiyim. Dağlarda yatar, sokak aralarında boks yaparım. Koşarım. Yalnız...
Mevlânayım. Şemse muttali Mevleviyim. Kadiri Yunusum. Hu çekerim, nara atarım. Kürtüm ben
Uzun yolculukların, yalansız yalnızlığıdır Nihat Nikerel. Bu yüzdendir ki; Paris eksenli hayatında Ömer Şerif´i tanıdı, sinemaya yakın oldu. Şiirsel bir tadla ele aldığı Yalansız Yalnızlığım adlı denemelerinde, uzun ve soluksuz bir serüvene çıkarken, melodili duraklara uğrayıp, yaşama dair dilinizin ucunda asılı kalmış sözcükleri bir iç sohbete dönüştüreceksiniz. Umudun, hüznün, yaşama sevincinin, en çok ta sevdanın ve bazen de imkânsızlıkların iç içe geçtiği bu masalımsı ve fantastik satır aralarında gezin
Fark ettiniz mi, yağmurların hep aynı yağdığını? Ürktüğümüz seslerin yakın adreslerden geldiğini ya da yüreğimizin sevdadan çok acılara nişanlı olduğunu...
Bilmesine biliriz de, içimizdeki sıcaklığı kime bırakacağımızı kestiremeyiz. Çünkü adına büyük harflerle başladıklarımız, hep aynı büyüklükte boşaltılar içimizi. Acaba bu yüzden midir boş namluya kolayca tetik düşürüp, herhangi bir cümlenin ortasında yanlış bir harf gibi yaşadığımız?
Nihat Nikerelin, Ay Zamanı / Zalımca şiirlerinin satır aralarında gezi
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.