Göl kıyısında iki yatılı okul... Dehşetkaya Şatosunda delikanlılar, Gülkaya Sarayında ise kızlar kalmakta.. Hababam sınıfı gibi her ikisi de.. Bazen yan yana, bazen karşı karşıya, ama daima eğlence peşinde.Şatodaki kulelerden biri otele dönüştürülür. Misafirlerle birlikte ortaya çıkan şato hayaleti, eşyaların ortadan kaybolmasına, geceleri insanların kendilerini tehlikede hissetmesine yol açar. Peki, şüpheli kimdir? Elbette Şövalyeler! Şato hayaletini yakalamak için bir kovalamaca başlar. Kısa sürede, olay

Göl kıyısında iki yatılı o kul... Dehşetkaya Şatosu’nda delikanlılar, Gülkaya Sarayı’nda ise kızlar kalmakta... Hababam sınıfı gibi her ikisi de... Bazen yan yana, bazen karşı karşıya, ama daima eğlence peşinde. Gülkaya Sarayı’nın onarılması gerektiğinden buradaki okul, Dehşetkaya Şatosu’na taşınmak zorunda kalıyor. Birbirinden çok farklı iki okul, bir çatı altında olunca sorunlar çıkmaz mı? Hele Gülkaya’nın sert müdiresi iki okulda da uygulanacak yeni bir düzen kurarsa, şövalyelerden tepki görmez mi? Bu

Göl kıyısında iki yatılı o kul... Dehşetkaya Şatosu’nda delikanlılar, Gülkaya Sarayı’nda ise kızlar kalmakta... Hababam sınıfı gibi her ikisi de... Bazen yan yana, bazen karşı karşıya, ama daima eğlence peşinde. Herşey Dehşetkaya şövalyelerinin, Yenikent Okulları ile yaptıkları spor yarışmalarıyla başladı. Kaygılandırıcı etkenlerin bolluğuna rağmen şövalyeler yine de olumlu sonuca vardılar. Fakat Minik Şövalye Egon’un kaçırılmasıyla başlayan ve geceleyin onun kurtarılması harekatına yol açan gelişme, duru

Gölkıyısında iki yatılı okul... Dehşetkaya Şatosu´nda delikanlılar, Gülkaya Sarayı´nda ise kızlar kalmakta... Hababam sınıfı gibi her ikis de... Bazen yan yana, bazen karşı karşıya, ama daima eğlence peşinde. Gülkaya Sarayı´ndaki yatılı kız okulunun sert tutumlu müdiresinin çok değerli bileziği kaybolur. Beatrix hırsızlıkla suçlanmaktadır. Bu, Dehşetkayalılar´ın harekete geçmesi için yeterli bir nedendir. Ama Gülkayalı kızların da bir planları vardır. Öte yandan değerli takı, bambaşka birinin kolunda yenid

Dehşetkaya Şatosu´nda bir korku filmi çevrilmektedir. Bu, hem ilginç hem sinir bozucu bir olaydır. Film elemanları şatoyu kendi mülkleri gibi kullanmaktadırlar. Öte yandan Buldozer´in küçük bir ün kazanma umudu büyük bir düş kırıklığıyla son bulmuştur.

Yeni gelen iki öğrenci şatoda düzeni bozmaktadır. Şövalyeleri, kurallarından dolayı budalalıkla suçlayıp onlara ters davranırlar. Ama Gülkayalılar yeni arkadaşlarıyla çok iyi geçinirler. Üstelik içlerinden biri karate bilmektedir; bu da muzipliklerde çok işe yaramaktadır. Ancak çöplük ve içki damıtma olayları bardağı taşıran son damla olur....

Dehşetkayalı öğrenciler, ki kendilerine şövalye demekteler, bir gün tamamı kızlardan oluşan Gülkaya Sarayı yatılı okuluna girerse ne olur ? Gülkayalı kızların bunun altında kalacağını sanmak, galiba çok masum bir düşünce olur. Göze göz, dişe diş bir mücadele başlar. Küçük oyunlar, akıl almaz şakalar ve Büyük Deniz Savaşı... Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır...

Göl kıyısında iki yatılı okul... Dehşetkaya Şatosu´nda delikanlılar, Gülkaya Sarayı´nda ise kızlar kalmakta... Hababam sınıfı gibi her ikisi de... Bazen yan yana, bazen karşı karşıya, ama daima eğlence peşinde. Buz gibi soğuk bir kış... Kalorifer arızası yüzünden Dehşetkayalılar şatolarını terk etmek zorundalar. Kendilerine ancak gölün karşı kıyısındaki yatılı kız okulunda sığınacak yer bulurlar. Şatodaki serbestlik yerini burada uygulanan sıkı yönetime bırakır. Bu, eğlencenin ve serüvenin sonu mu demekti

Yiyecek paketleri ve giysiler anlaşılmaz biçimde kayboluyor. Şimdiye kadar böyle bir şey olmamış, şatoda hırsızlık görülmemişti. Gülkaya kızlarının bir muzipliği miydi bu ? Fakat bunu kanıtlayacak hiçbir belirti yoktu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, mini şövalye Eberhard da iz bırakmadan kaybolunca ortalık karıştı. Yoksa bu bir şato hayaletinin marifeti miydi ?

Göl kıyısında iki yatılı okul... Dehşetkaya Şatosu´nda delikanlılar, Gülkaya Sarayı´nda ise kızlar kalmakta... Hababam sınıfı gibi her ikisi de... Bazen yan yana, bazen karşı karşıya, ama daima eğlence peşinde. Eğer mazgalları, küprüsü, işkence odası ve zırh donanımlarıyla bir Ortaçağ şatosu, okula dönüştürülmüşse, orada şövalyelerin olmaması düşünülebilir mi ? Şövalye olanını da bu ünvana uygun hareket etmesi kadar doğal bir şey yoktur herhalde. Ve burada cesaret, şaka ve olaydan bol ne olabilir ki ... P