Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yakınlaşmak için, bazen uzaklaşmak gerekir...Pelin Güneş'in kaleme aldığı Sıkıldım, İki Hafta Yokum, kitaplardaki kurmaca ile gerçek dünya arasında sıkışıp kalmış 14 yaşındaki Tuana'nın benlik arayışlarına ışık tutan, sürükleyici bir ilkgençlik romanı. Kanıksanmış bazı tutumlar nedeniyle ebeveyn-çocuk ilişkisinde meydana gelebilecek ani iniş çıkışları gerçekçi bir yaklaşımla ele alan yazar gençlerin sürekli değişen duygu dalgalanmalarına odaklanıyor, toplumun dayattığı “normallik” algısı üzerine farklı bak
Çocukların muzip yol arkadaşı Pelin Güneş, harika bir gözlemcidir. Yazma işine bir oyun oynar gibi ciddiyetle yaklaşır, amacı okurlarını gülümsetmek, kıkırdamalarına yardımcı olmaktır. Keyifle, kahkahayla donatır elinin değdiği satırları. Biz şimdi onunla kol kola girdik, sizi bekliyoruz. Hazırsanız Kültürel Miras Serisi, dördüncü kitabıyla Safranbolu'nun kapısını çalıyor... Cem annesini bir türlü anlayamıyor. Nasıl oluyor da mesleğini bu kadar sevebiliyor? Sonuçta perili köşklere benzeyen evlere girip g
Evimizden ayrılıp, başka bir evde kalacak olmak, hele zorunluysak, pek de hoşumuza gitmez. Tuna ve Bade de anneannelerinin yanında bir hafta kalmaları gerektiğini öğrendiklerinde, üzüldüler. Anneannelerini sert ve sıkıcı, onun yaşadığı evi ve kasabayı ise bunaltıcı ve renksiz buluyorlardı. Televizyonda hava durumu programını sunan Can Sıkmaz Bey'in ekrandan onlarla konuşmaya başlaması ve önerileri, çocukların tüm sıkıntılarını bir anda yok etmeye yetti. Havalara zıplatan "bombili köfteler", tavan arasına
Öykülerin gülen yüzü hiç solmasın!Çocuklara “hayal kurma dersleri” veren yazar Pelin Güneş’in ödüllü kitabı Babama Kamera Vermeyin, genç illüstratör Gözde Eyce’nin neşeli çizimleri ve gözden geçirilmiş baskısıyla yeniden raflara giriyor.Bilgi çağı çocuklarının, okul ve aile yaşantılarını ince ve tatlı bir mizahla işleyen on öykünün yer aldığı bu ele avuca sığmaz kitap, yetişkin dünyasını anlamaya çalışan çocukların başından geçen komik ve düşündürücü olayları konu ediniyor.Teknoloji bağımlılığı, enflasyon g
Yeter ki sen içini dökmek iste... Nazlı ve annesinin hayatı son zamanlarda biraz karışıktır. Anne, iş ve ailevi sıkıntılarla boğuşmaktadır. Babanın aniden evden uzaklaşması, annenin duygusal dalgalanmaları derken, Nazlı'nın okul başarısı tüm bu yaşananlardan nasibini alır. Kendi küçük dünyasında, boyundan büyük dertlerle mücadele etmeye çalışan Nazlı için mutluluk belki de annesinin tek bir tebessümüne bağlıdır. Boğazına birer yumru misali dizilen sorunların üstesinden gelebilmek zor gibi görünse de, büyük
Pelin Güneş'ten bir şiir kitabı daha. İşte yumuşacık şiirler, bu kez sekiz yaşından büyük herkes için yeniden karşımızda. Yine samimi, komik ve etkinliklerle koyu bir sohbete dalmış halde bizi bekliyorlar. PAMUK Pamuk nerede yetişir? Dedi öğretmenimiz, Ben biliyorum dedim. Halamın köyünde, Gördüğümüz kuzular, Her bahar pamuklar. Halam onları toplar, Yün yapar iplik yapar. Güldü öğretmenimiz, Güzel benzetme Rüzgâr Ama pamuklar, Tarlalarda açarlar. Çiçek çiçek, Top top, Patlamış mısırlar gibidir, Dallarda pam
Pelin Güneş yumuşacık şiirleriyle yeniden karşımızda. Üstelik şiirlerin tadına baktıktan sonra hemen ayrılmak istemeyenler için de bir sürprizi var kitabın, etkinlik sayfaları şiirlerin yanı başında bekliyor. Bu neşeli kitapla günlük hayatlarımızdaki güzel ayrıntılarla buluşacak, şiirle tanışacak, yazıp çizeceğiz. Hayalet Kutay seyrediyor, Sevimli hayaleti. Anne... Hayalet var mıdır? Yok diyor annesi. Hayalet, peri, cadı yok, Kaç kere söyledim. Kutay keşke diyor, Keşke küçük bir hayalet, Gerçek olsa aslın
Pelin Güneş'in muzip, içten kalemi kalbinizi çalıverecek, eminiz. Elma Çocuk, bu konuşkan kitabı tüm Ceren'lere armağan ediyor. Orada bir yerde olduğunu bildiğimiz tatlı Ceren'ler, her geçen gün çoğalmanız dileğiyle. Evet, tuhafız ve böyle çok şahaneyiz... Ceren bir kitap yazdı ve onu yayımlayacak tuhaf bir yayınevi bulmalıydı. Madem o çok önemli konuları Ceren anlamıyordu, belki kendisini anlayan birileri çıkardı yayınevinde... Haklıydı, bayıldık Ceren'e, hemen sarıldık sıkıca. Şöyle anlatalım: Ceren ne z
Her yeri saran beton binaların arasında adeta bir vaha gibi duran Sardunya Konağı, Aliço'ların mahallesinde bahçe içinde kalan son evdir. Emlakçıların akbaba misali ele geçirmek için türlü oyunlara başvurdukları bu görkemli köşk, mahalle sakinlerin sevip saydığı Rıfat amca ve güngörmüş dostlarının yuvası olduğu kadar, civar hanelerde yaşayan çocukların da ikinci adresidir. Parklara, bahçelere hasret kalan küçüklere her fırsatta kapılarını açarak oyun parkına dönüşen Sardunya Konağı Aliço ve arkadaşlarının d
Sevilen çocuk kitapları yazarı Pelin Güneş, kalelerde bilgisayar oyunu oynanan bir dönemden eğlenceli bir öyküyle sesleniyor: Ejderhanın çat kapı geleni makbuldür; bildiklerinizi unutun, kapınızı aralayın! Ejderha deyince herkes bir adım geri atar değil mi? Emre ise hiç tereddüt etmeden, büyük bir hevesle ejderha Harcanın kapısında beliriveriyor. Sarayında yapayalnız olan Kalbinazla oynayabilmek için ejderhayı atlatmak zorunda. Buraya kadar bildiğimiz hikâyelere benziyor ama durun bir dakika, Emre ateş alm
Öykü yaşamdır. Bazen şaşırtır, bazen düşündürür, en çok da güldürür. Çünkü her öykü aslında biraz da bizleri anlatır... Öyküler hayatı fısıldar. Gerçekler ve hayaller el ele verip kimi zaman Galapagos kaplumbağaları kadar uzun yaşamayı arzulayan bir dedenin kimi zaman da apartman hayatına uyum sağlamaya çalışan bir Sivas Kangalının bedeninde vücut bulurlar... Öğretmenlerinin verdiği tatil ödevinde, başlarından geçen bir olayı öykü haline getirmeleri istenen öğrenciler önce biraz şaşırırlar. Hangi konu üze
Hayal kurmayı unutan çocuklar, ödev olarak hayal kurmaları istenince çok şaşırdılar. Acaba nasıl bir gelecek kurdular hayallerinde? Çocuklar, çocuklarımız Düşünen, sorgulayan, eğlenen, şaşıran, şaşırtan, hayatı öğrenirken bize de öğreten çocuklar Haydi! Onların dünyalarında eğlenceli bir yolculuğa çıkalım. Anneler, babalar, öğretmenler, dedeler, büyükanneler, sizler de bir bilet alın lütfen.
3-E sınıfına giden Togancan'ın arkadaşları bir alem doğrusu! Bunu anlamak için sınıf isim listesine şöyle bir göz gezdirmeniz bile yeterli aslında. Mertefe, Bilgenaz, Bestesu, Sakincan, Boğaçhan, Atakcan, Kalbinaz, Servetcan, Doğadan, Cilvenaz, Berraksu, Uzayhan ve "adamımız" Togancan!.. Her biri adının hakkını veren kişisel özelliklere sahip olan sınıf ahalisi için muzırlık daima ön planda. Tüm bu şamataya bazen müdahale etmek zorunda kalan, ara sıra tutan migrenini saymazsak durumdan şikayeti olmayan öğre
Kültürel Miras Serisi, üçüncü kitabıyla Ankara'da soluklanıyor. Bu kez onlarca Anadolu uygarlığını konuk etmiş, görmüş geçirmiş bilge kentin, başkentimizin altını üstüne getiriyoruz. Bisikletimize atlıyor, eski Ankara sokaklarıyla sarmaş dolaş oluyor, Pelin Güneş'in mizah dolu kalemiyle bize sunduğu Ankara'yı seyre dalıyoruz. Damağımızda eskinin tadı, koltuğumuzun altında tarihi yapılar, medeniyetler... *** Ali ve ailesi, Ankara'nın eski mahallelerinden birine taşınır. Ali başta hiç ısınamaz buraya ama
Kültürel Miras Serisi, ikinci kitabı Konakta Neler Oluyor ile yola devam ediyor. Pelin Güneş bu sefer pasta hamuruna bulanmış sözcükleriyle eski bir yapıdan el sallıyor; pasta ustalarının, fırıncıların mis kokulu diyarından sesleniyor bize. Yeşillikler içinde olduğunuzu hayal edin, gözleriniz ağaçlar boyu ilerliyor. Ne hoş bir his değil mi Ama bir yerde durdunuz çünkü yemyeşil doğaya hiç yakışmayan bir binaya takıldı gözünüz. Üstelik bu binalar yalnız değildi, sıra sıra devam ediyordu. Kaçamadınız... İşte
Haydi durma, sen de maceraya katıl! Mizahi unsurlar katarak renklendirdiği öyküleriyle hayal kurmanın önemini yücelten ödüllü yazar Pelin Güneşten, gerçek dünyanın ve güzelliklerinin farkına varmamızı sağlayacak keyifli bir serüven: Fincan Teyzenin Kurabiyeleri. Tüm hayatları, oturdukları site ve eğitim aldıkları okuldan ibaret olan beşinci sınıf öğrencileri Ali, Efe ve Dorukun en büyük arzuları, içinde bulundukları kapandan birkaç saatliğine dahi olsa kurtulup şehrin içinde küçük bir macera yaşamaktı. B
Sevilen yazar Pelin Güneş, Kültürel Miras Serisi'nin ilk kitabında kuşdilini çözüyor ve unutulmaya yüz tutan minik, sevimli mimari yapılardan kafasını uzatıp soruyor: Sahi, kuş saraylarına ne oldu? Kış yaklaştı, kuşlar için yeni diyarlara göç etme zamanı. Kırlangıç Momo ve ailesi, haritada işaretlenmiş noktalara doğru yolculuğa çıkacak. Bu noktalar, kuşlar için özel olarak yapılmış yerler. Bir kuş tüyü yastık kadar rahat, bir kuş ötüşü gibi neşe kaynağıdır onlar. Ne var ki bu yapılardan bazıları yitip gitm
Haydi bakalım, mahallemizin yetmişlik genç kızları ve delikanlıları; bilgisayar çağından uzak kalmak yakışır mı size hiç? Erenlerin evindeki kursa davetlisiniz. Kendi web sitenizi kendiniz kuracak, alışverişinizi İnternetten yapacaksınız. Aman biraz sabır! Değisen dünya, değişen ülke ve ülkemiz insanlarıyla ilgili sıcak, çoğunda güldüren, güldürürken düşündüren bu öyküler çocuklar kadar büyükleri de ilgilendiriyor. Hatta dedeler ve nineleri de Bakalım önce kim okuyup bitirecek?
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1