Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bir göğün sinesinden kayan bir yıldızım ben. Öncesiz ve sonrasız suskun bir yıldızım ben Sessizce süzülürüm düşlerimin yasına. Bir menzilsiz yolcuyum, kendinden uzaklaşan Bakmadan arkasına. Ne bir izim bulunur rüzgârın nefesinde Ne gölgemin düştüğü yerde varım. Açılmaz bir dudakta söylenmemiş cümledir Benim yalnızlıklarım. Bilirim bir gün döner ayrılanlar yurduna. Bir güzel nehir geçer şehirlerin içinden Dinlenir göçmen kuşlar. Bir göğün sinesine varır da benim yolum Bittiği yerde başlar.
Tükendi
Birbirini gerçekten seven bir kadın ve bir adam... Yer yer birbirini tamamlayan yer yer de farklılaşan iki mizaçta bir derin sevda... Bir süre sonra, her fani gibi onlar da, ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlarlar... Belki derinlikli belki derinliksiz sorunlardır bunlar ama sorundur sonuçta...Sert bir kavganın ardından ortak bir karar alırlar: En az otuz üç günü, birbirleriyle hiçbir şekilde görüşmeden geçireceklerdir.Bu sürenin ilk üç günü zihin toplamayla geçirildikten sonra, geriye kalan bir ayda, sade
Tükendi
´- Rönesans, insani bir aydınlanmanın mı, yoksa tarihi utandıran soykırımların ve akabinde gelecek kirli bir refahın mı tetikcisiydi? -Aziz Sabas Manastırı´ndaki resmin sırrı neydi? - Başrahibe Ramona, sandığı gizlice açan rahibe Magda´yı da zavallı rahibe Maricica´nın akıbetine mi uğraştıracaktı? - Aziz Paul´ün resmine bakan Florin neden İstanbul´a gitmesi gerektiğine inanmıştı? - Kornelya´nın Sinan´a ilgisinin altındaki asıl neden Stefan´ın Kılıcı mıydı? - Domnu Mircea düğümü çözecek kişi miydi
Tükendi
Türkiye`nin önemli siyaset adamlarından LDP Genel Başkanı Besim Tibuk`la ilgili tüm soruların cevabını bu kitapta bulacaksınız. Hakkında bilinmeyen birçok şeyi bir dost samimiyetiyle anlatıyor Tibuk. 27 Mayıs olaylarını, cuntacılar diye nitelediği insanları, girdiği siyasi polemikleri, çocukluğunu, gençliğini, nasıl bir ortamda yetiştiğini, bir türlü vermeye cesaret edemediği kuru sarı gülleri, Mehmet Akif`i, Nazım Hikmet`i, tuttuğu futbol takımını ve sevdiği şarkıya kadar birçok şeyin ayrıntılarını bu kit
Tükendi
Mehmet Emin Kazcı, günlük hayatta insanımızın karşılaştığı olayları, sıkça yaptıkları birçok davranışı ironik bir dille ele aldığı artık herkesçe bilinmekte. Dikkatimizi yaşadığımız garipliklerin arkasındaki nedenleri anlamaya çekmeye çalışan Kazcı, inanlarımızın tuhaflıklarına değiniyor. Gerçek şu ki hepimizin uzun süredir gergin ve asık suratlı bir toplum halinde yaşamaya alıştık. Halbuki tahammül ve hoşgörü az ötede bizlere seslenmekte. İşte bu kitap bize o adresi işaret etmektedir. Uzun süre unutamayaca
Gazeteci-yazar M. Emin Kazcı, kendine has o derinlemesine bakış açısan yer yer ironi dozu epey artırılmış üslubunu da ekleyerek sosyo-ekonomik açıdan çekilmez kılınan bir ülke manzarası çiziyor bize .... Ortaçağ Fransası`nda zorla manastırlara kapatılıp rahibe yapılmak istenen Susanne`nin öyküsüyle başörtülü olduğu için okullardan atılıp evlerinde örgü örmeleri öğütlenen Suzan`ların kaderi arasında paralellik kuran yazar, Cuntacı olmaktansa astım olmayı tercih ederken hep devlet hainlerinden sözedilen bir
... Cemrut Kaynana her türlü dayatmaya, insanları biçimlendirme ve tektipleştirme heveslerine karşı güldürücü bir alay. Sıradan bir kaynana-damat çekişmesiyle başlayan oyun, kahramanımızın ve giderek eşinin İslami bir hayatı seçmeleri ve kaynananın aşırı sert tepkisiyle kara mizaha dönüşüyor. Kazcı, oyunu yaklaşık iki yıl önce kaleme almasına rağmen oyundaki kişi ve olaylar neredeyse birkaç saat öncesinin haber bültenlerinden fırlamışçasına taze ve güncel. Ve ne yazık ki aynı anda bu ülkede klasik olmaya a
Bu kitap da "Gazeteciliği iştigal edinmiş bir muharrin, bir döneme tanıklık eden öyküleri... Öykü deyince, tahkiye sanatının örneklerini arayacaksınız belki de, ama Kazcı nın (en azından bu kitap bağlamında) böyle bir iddiası yok. Okuyun, çok eğleneceksiniz...
"Bu, galiba sevdaların yazılmamış yasasıdır Hande; büyük aşklar küçük nedenlerle biter! Çünkü o büyük aşkları ancak iyi insanlar yaşayabilir. İyi insanlar da; alçaklık, kalleşlik ve ihanet gibi 'büyük nedenlere' tevessül edecek kadar zaten küçülemezler. Dolayısıyla ayrılık nedenleri de küçük olur." "Bu sözlerin acılarımı hafifletir mi sanıyorsun Hakan? Sanmıyorum... Sanmıyorum..." "Eğer birimize karşı utanılacak kadar büyük yanlışlarımız olsaydı, yıllar sonra bir gün karşılaştığımızda daha fazla kahrolmaz
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1