Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Âkif’in hayatından büyük bir roman, bir sinema filmi, hatta büyük bir sanat eseri çıkabilir. Ancak bugüne kadar yazılan Âkif biyografilerine baktığımızda önemli bir kısmının tekrardan ibaret olduğu görülür. Yazar Mehmet Kurtoğlu alışılagelmiş biyografilerin dışında farklı bir bakış açısıyla Mehmet Âkif’i şair, derviş, kahraman olarak tanımlıyor. “Hayatının şiirinden daha büyük” olduğu söylenen Mehmet Âkif’ten oğlu Emin Âkif’e uzanan trajediyi bir roman tadında anlatıyor. Âkif’in şiirleri, Mücadele’deki kahr
Hiçbir şey yemiyor, İçli içli ağlıyor, Kimseyle konuşmuyor, Uyku sorunları yaşıyor, Aşırı tepki veriyor, Bazen aşırı şekilde gergin oluyor, Oyuncaklarını savuruyor, Bize karşı geliyor, söz dinlemiyor, Okula gitmiyor, ders çalışmıyor... Eğer buna benzer şikâyetleriniz varsa çocuğunuz depresyonda olabilir. Evet, bebekler ve çocuklar da depresyona girebilir. Çocuklarda, yetişkinlerde gözlendiği gibi olmasa da depresyon görülebilir. Bu kitap daha çok anne, baba ve eğitimcilerin dikkat ve çabalarıyla depresyo
Ortadoğu kültürel olarak uzak olmadığımız bir coğrafya. Suriye, Ürdün, Mısır geçmişte bizim topraklarımızdı. Şimdi ise, düne kadar yakın, bugün kadar uzak... Buna rağmen yine de yakınlar. Suriye; at ve katır sırtında bir gecede kaçağa gidecek kadar yakın, hudutları geçerken mayında ayağımızı kaybedecek kadar uzak ve zor bir ülke. Ürdün, bir ülke olmaktan çok, Arak ülkeleri içinde aslında bir şehirdi. Kadim Filistin coğrafyası içinde bir devlet olmaktan daha ziyade ancak küçük bir teferruattır. Mısır bütü
Tükendi
Suriye savaşıyla birlikte Türkiye'nin en uzun kara sınırı olan Suriye sınırı buharlaşmış, daha önce bir fotoğraf çekmenin dahi yasak olduğu sınır kapıları mültecilere açılmıştır. O günden bugüne geçişler halen devam etmektedir. Burada trajik olan ise Suriye halkı üzerinden büyük ülkelerin savaşması ve emperyalist isteklerini gerçekleştirmeleridir. Bu savaş, Suriyelilerin dediği gibi kendilerinin değil, başkalarının savaşıdır... İran orada işgalci olduğu için bu savaş uzamaktadır. Rusya orada işgalci olduğu
Tükendi
Çocuk, merhametin ve sevginin simgesidir. Günahsızlığın, mutluluğun, enerjinin ve samimiyetin temsilcisidir de... Çocuk yetiştirme biçimi ne olursa olsun; bazen bilerek ya da bilmeyerek çocuğun gelişimi sekteye uğratılabilir. Bazen bencillikler, sorunlar ve ihtiraslar; bazense hayaller çocukları görmezden gelmeye, onları kişisel çıkarlar doğrultusunda, farkında olmadan, kullanmaya neden olabilir... İşte Çocuk Bu İhmale Gelmez tam da bunlardan bahsediyor. Çocuğun gelişimini ve mükemmelliğini sekteye uğratan,
Tanpınar'ın trajedisi, macera dolu bir yaşamdan değil, bilakis macerasız, silik bir yaşamın getirdiği bir trajedidir. Zira gerçekleştirmek isteyip de gerçekleştiremediği şeylerden acı ve sıkıntı çekmiş, kısır bir döngü içinde ruh halini eserlerine yansıtmıştır. Döneminin kendisi gibi aydın ve sanatçı portresini romanlarında yaratmış, günü yaşamaktan daha çok görkemli şehirlere bir sanatçı duyarlılığıyla bakarak teselli aramıştır. Hasret çektiği şehirler ve kadınlar yüzünden kendi deyişiyle hep azap çektirmi
Tükendi
"Uzun yıllar boyunca Shakespeare okumaları yaparken, tutuğum notların hayli kabarık olduğunu gördüm. Ayrıca onun eserleri ve hakkında yazılanları göz önüne aldığında bu okumalarımın farklı yaklaşımlar sunduğunu, bana gelen tepkilerden anlıyordum. "Shakespeare'i, bu denli büyük ve büyülü yapan şey nedir" sorusuna cevap aranmakla birlikte, okumalarım sonucunda tek bir Shakespeare değil, birçok Shakespeare'in olduğunu ve bu özelliği onu birçok yönlü bir sanatçı yaptığını gördüm. Bu kitapta denemeye çalıştığım
Tükendi
Necip Fazıl, Türk sanatçıları içinde belki en şanslı olanıdır... Çünkü o henüz yaşarken hakkında o denli çok şey yazılmış, çizilmiştir ki, kendi ifadesiyle yazdıkları eserlerin katıyla hakkında yazılar kaleme alınmıştır... Necip Fazıl gibi büyük sanatçılar üzerine yazmak büyük bir sorumluluk gerektirdiği kadar, sıkıntısı da verir. Birincisi onun açtığı yolda yürüyenlerin onun eleştirilemez görmeleri, diğeri ise onun çekemeyenlerin hafife almasıdır. Bir yanıyla büyük üstatların dokunulmazlıkları vardır, di
Tükendi
Şehirlerin ruhlarını kaybettiği ve birbirine benzediği biz zaman diliminde, henüz hafızasını kaybetmemiş, modernizme direnerek ayakta kalabilmiş birkaç kadim şehri dolaşırken görüp yaşadıklarımdan dolayı kendimi şanslı görüyorum. Çünkü henüz modernizme teslim olmamış, ruhunu kaybetmemiş, binlerce yıllık birikimiyle dipdiri ayakta duran bu şehirlerin son tanığı olduğumu düşündüm her zaman." diyen Mehmet Kurtoğlu, bu kitabında Anadolu'nun bir ucundan diğer bir ucuna gezdiği gördüğü şehirleri gezi-deneme tarzı
Tükendi
Bin yılların susuzluğuyla kavrulurken ova, kızgın, çatlak topraklar vahşiliğin en acımasız olduğu bu şehri, cehennemden bir parça yapmıştı sanki. Saltanat şehri İstanbul'dan ayrı bir hüküm süren, devletin olmadığı, ağa ve şeyhlerin istediği gibi at koşturduğu, ilişkilerin parasal ve kaba güce dayandığı bu şehir, merkezi otoriteden uzaktı. Tanzimat Fermanı'nın ilanından ancak on yıl sonra Tanzimat kanunlarının ulaştığı şehir, devletin gözünde sürgünlerin mecburi ikamete tabi edildiği bir mekândı. Çözülme çağ
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1