Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Uçmak Hepimizin düşü değil mi? Gökyüzünde kuşlar kadar özgür, bulutlar kadar hafif, yıldızlar kadar parlak olmak Arslan Sayman, Hezarfenin İzinde Gökyüzünde kitabında, büyük-küçük hepimizin bu ortak ve belki insanlık kadar eski düşünü, küçük kahramanımız Onat üzerinden anlatıyor. Hezarfen Ahmed Çelebiye ve Vecihi Hürkuşa selam etmeyi de unutmuyor. Kitaptaki kahramanlar ise Cansu Kaykaçın güzel resimleriyle varlık kazanıyor.
İki dağın arasında, bir deniz kıyısında, güzel mi güzel bir ülke varmış. Bu ülkede, işini mutlulukla yapan Balaban adında bir de marangoz yaşarmış. Balaban, son günlerde çok mutsuzmuş çünkü işleri dağ gibi birikmiş: Prensese bir yatak, şaire masa, padişaha asa, soytarıya kayık... Ama Balaban’ın elinde bir parça bile ağaç yokmuş. Ağaç kesmeye kıyamayan Balaban, ne yapacağını kara kara düşünmeye başlamış. Ve bir gece gördüğü rüya sonrası ormanın derinliklerine doğru yola çıkmış. Duymasını bilenlere ormanın an
"Yeryüzünde keşfedilmemiş bir yer kalmış mıdır acaba?" Azra'nın aklında tek bir soru vardır: Dünya üzerinde, haritalarda görünmeyen, bugüne kadar kimsenin ayak basmadığı yerler var mıdır acaba? Sorular birbirini kovalarken ünlü denizci Piri Reis ve büyük eseri Kitab-ı Bahriye'yle tanışan "kâşif adayı" Azra, bu büyük tutkunun peşinde kartografiden denizciliğe, "kişisel harita"dan "zihinsel harita"ya pek çok yeni kavramla karşılaşır. Azra ve okul arkadaşlarının kurduğu Kâşifler Kulübü'nün keşfedeceği ne çok
Uzaklar, mini minnacık bir kayık ama hayalleri boyundan büyük... İstanbul'da, Kalamış Koyu'na dökülen Kurbağalıdere'de pinekleyip dursa da aklı fikri engin maviliklerde, açık denizlerde. Uzaklar, günün birinde hayalini kurduğu açık denizlere kavuşma fırsatını yakalıyor. Peki, ya sonra? İçinden dev dalgalar, sert rüzgârlar, Sait Faik, Nâzım Hikmet ve Haritacı Martı geçen macera, işte o zaman başlıyor. Çağdaş çocuk edebiyatının özgün kalemi Arslan Sayman, minicik bir kayığın açık denizdeki yolculuğunu, özgürl
Kırmızı Kuş yalnızlıktan kurtulabilecek mi? Kırmızı Kuş, Aslı ve Elifcanla oynamak istiyor ama kırmızı duvarların renginehapsolan bu sevimli kuşu kimse görmüyor. Tam evden ayrılmayı düşünürken, Sezen yardımına koşuyor: Kırmızı Kuş uyandığında karşısında boyacıları buluyor! Beni fark etmiyorlar Bu küçük evde bile Duvarların rengiyle Aynı renkteyim diye
Yeryüzünde keşfedilmemiş bir yer kalmış mıdır acaba? Bruni'nin Avlusu, Engin Mavi, Hezarfen'in İzinde... Gökyüzünde ve Piraye'nin Bir Günü gibi beğenilen kitapların yazarı Arslan Saymandan macera meraklısı küçük okurlara yeni bir armağan: Piri Resile Açık Denizde. Piri Reisle Açık Denizde, küçük bir kızın kendini ve dünyayı keşfetme arzusunu, Deniz Üçbaşaranın hayat dolu çizgileriyle anlatıyor. Keşifler, kâşifler, haritalar, dünya sehayatleri, tekneler, yelkenler, engin mavi denizler... Arslan Saymanın m
Tükendi
Kuklaya bir ad koymak için günlerce düşündü. Bir sürü ad buldu aslında... Renklerine bakarak Rengârenk, uzun burnu nedeniyle Bay Burun, pencere önünde durduğu için Pencere Kuklası... Ama hiçbirini beğenmedi. Sonunda iyi bildiği, sevdiği, eski bir hikâyedeki kahramanın ismini, duyup da anlayacakmış gibi neşe içinde bağırarak kuklasına söyledi.
Bir tarak, bir makas, bir şarkı... İşte bizim berberin sırrı! İşleri pek iyi gitmeyen Meraklı Berber, yine meraktan ölüyor! Çünkü bütün çocuklar, onun sonu gelmez sorularına katlanmaktansa, mahallenin diğer berberini, Şarkı Söyleyen Berber'i tercih ediyor. "Bu işte bir iş var ama ne?" diye soruyor Meraklı Berber, "Sırrı nedir Şarkı Söyleyen Berber'in, neler yapıyor o dükkânda?" diye söyleniyor durmadan. Sonunda, anlıyor gerçeği ama hem bıyığından hem de çok sevdiği kâkülünden oluyor! Hikâyeleriyle çocukl
Özgürlük cesaret ister! Arslan Sayman, minicik bir kayığın açık denizdeki yolculuğunu, özgürlük arayışını heyecanlı ve sürükleyici bir serüvene dönüştürüyor. Engin Mavi, miniminnacık bir kayık... İstanbul'da, Kalamış Koyu'na dökülen Kurbağalıdere'nin sığ sularında pinekleyip duruyor. Kendi minik olsa da açık denize olan özlemi ve özgürlük tutkusu kocaman! Günün birinde açık denizlere çıkma, koyu maviliklerle buluşma fırsatı yakalıyor Engin Mavi. Peki ya sonra?..
Tükendi
Küçük bir kız ile derdini anlatamayan bir eşeğin sıcacık dostluk hikâyesi Bazen hayatımız birbirine çok benzeyen günlerden ibaretmiş gibi gelir. Ama aslında farkında olduğumuz ya da olmadığımız bu günleri birbirinden ayırt eden nice irili ufaklı olay geçmektedir başımızdan. Kimi bizim için önemli, kimi de başkaları için. Arslan Sayman, Piraye adındaki küçük kızın hayatından bir günü anlatıyor anlatmasına ama aslında bu gün, Kapuska adındaki eşek için çok önemli bir gündür. Kim istemez Piraye gibi bir dostu
Tükendi
Arslan Saymandan Yeni Bir Kitap: Bruninin Avlusu YKYden daha önce Hezarfenin İzinde Gökyüzünde, Mevsimlere Güzelleme (Sara Şahinkanat ile birlikte) ve Balaban ile Şakrak Bir Kuş Yuvası Masalı kitapları çıkan Arslan Saymandan yepyeni bir kitap: Bruninin Avlusu. Kitabın küçük kahramanı Su Ay yaz tatilini yeni bilgisayarı başında geçireceğini düşünmekteyken, küçük bir bisiklet kazasıyla hayatı umulmadık bir biçimde değişir. Bütün yazı hummalı bir çalışmayla provalarda geçer, çünkü onu tiyatro cadısı öpmüş, Su
Tükendi
Meraklı bir limon ağacının büyüme süreci, Arslan Sayman'ın usta kalemi ve Deniz Üçbaşaran'ın büyülü resimleriyle hayat buluyor! LİMON AĞACININ ŞARKISI Dalımda bir kanarya Şakıyıp duruyordu Birden şunu fark ettim Bir şarkı söylüyordu. Önce biraz dinledim Sonra ona seslendim Bu şarkıyı bana da Öğretir misin? dedim.
Tükendi
"Babam hâlâ ortalıkta görünmüyordu. Bir elimde defter diğerinde gazoz, masada oturuyordum. Aslında birilerinin gelip 'Hah! Defterimi sen mi buldun, alabilir miyim? Çok teşekkür ederim!' diyerek beni bu yükten kurtarmasını istiyordum. Ama kimse gelmiyordu. Defteri masaya bıraktım. Aklımdan onlarca şey geçiyordu... İçine bakıp bakmamakta çok kararsız kalmıştım. Kendimle savaşmaya başladım. Aklımdan geçen son cümleyi istemeden yüksek sesle söyledim, kendi kendime, "AÇ VE BAK!" dedim. Kararsızlıkla elimi deft
Ufaklık, doğduğu günden itibaren başından geçen önemli olayları yazmaya devam ediyor. Şimdiden iki defter bitirdi bile! Yeni deftere geçtiğinde ailesi, arkadaşları ve öğretmenleri de ona yardımcı oluyor, yine ilginç anılar sayfaları dolduruyor. Bu kez eğlenceli anlatımıyla Ufaklık sizleri yanlışlıkla katıldığı ilk çevreci eylemden en yakın arkadaşının kaza geçirmesine, televizyona bağımlı olduğu günlerden Sezen Aksu'yla birlikte yaptığı bir gemi yolcuğuna götürüyor. Tabii ki bir yandan da günlüğünü okumaya
Arslan Sayman çocuklar için çok neşeli kitaplar yazan bir yazar. Şiir ve tiyatronun belirleyici rolü hemen fark ediliyor yazdıklarında. Bruninin Avlusu kitabında olduğu gibi Barba ile Rabarbada da tiyatro ve gösteri sanatı öne çıkıyor. Ama bu defaki kahramanlarımızın ömrü yollarda geçiyor. Barba ile Rabarba, durakladıkları yerde kurdukları sahnede gösterilerini yapıyorlar. Barba ile Rabarba, hayatları karda, kışta, yağmurda, güneşte hep yollarda geçen kahramanlarının hem hüzünlü, hem neşeli ve sıcak hikâye
Deniz Üçbaşaran'ın resimlediği Piraye'nin Bir Günü adlı kitabı, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından 2014'ün "En İyi Resimli Öykü Kitabı" seçilen Arslan Sayman, üç öyküyü bir araya getiren Karga'nın Rengi ile yine YKY'de. Çocuklar için birbirinden güzel hikâyeler kaleme alan Arslan Sayman, Karga'nın Rengi'nde dostluk, arkadaşlık ve oyun üzerine üç öykü anlatıyor: Karganın rengini kendine dert edinen Emre ve Cenk, gizemli şapkası ve sonsuz neşesiyle Sevecenlikler Ülkesi'nden çıkıp gelen Nikbin, Af
Tükendi
Şermin, İzmir'de, çok sevdiği Nergisli Ev'de anne ve babasıyla mutlu bir hayat sürüyordu. Ancak 13 yaşına girdiği yıl, hem ailesinin hem kendisinin hayatı beklenmedik bir şekilde değişti. Aldıkları kötü bir haberle her şeyi geride bırakan aile, İstanbul'a, büyük dede Deli Necip Paşa'nın yaptırdığı Kirazlı Köşk'e taşındı. Ancak Şermin için bu yeni düzene alışmak hiç de kolay değildi. Köşkteki kurallara uymak da! Kirazlı Köşk'ün bahçesindeki atölyeye yaklaşmasının bile yasaklanması, Şermini caydırmıyor, tam t
Ufaklık, günlüğüne çok önemli şeyler yazmak istiyor. Bu nedenle her şeye en başından başlıyor; ailesinden de yardım alarak doğduğu günden beri başından geçenleri günlüğüne yazıyor. Şimdiden bir defteri doldurdu bile! Artık ikinci deftere geçme zamanı. Ama o da ne? Sınıf arkadaşlarından babasına kadar herkes Ufaklığın günlüğünün peşinde! Ufaklık, bir yandan anaokulunda yaşadığı olayları, yaptığı yaramazlıkları ve başına gelenleri ailesinden ve öğretmenlerinden dinliyor; bir yandan da bunları hem yazıyor hem
Tükendi
Ufaklığa doğum gününde bir arkadaşı mavi kaplı bir günlük hediye eder. Bu hediye şaşırtır Ufaklığı; bir erkeğe günlük yazmak yakışır mı diye düşünürken anıların kendisi için çok değerli olduğunun farkına varır. Yine de günlüğüne nereden başlayacağına bir tuürlü karar veremez. Bu günlüğün ilk günü hangisi olmalıydı? Yani günlüğe başladığı gün mü, yoksa üç yıl önceki olaylı doğum günü mü? Ya da ilkokula başladığı gün mü? Karar vermeye çabalarken annesi nereden başlayacağını anımsatır ona. Sevgili çocuklar, U
Tükendi
Dalımda bir kanarya Şakıyıp duruyordu Birden şunu farkettim Bir şarkı söylüyordu Önce biraz dinledim Sonra ona seslendim "Bu şarkıyı bana da Öğretir misin?" dedim
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1