Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İslâm tarihini, medeniyetini ve İslâm'ın getirdiklerini iyi anlamak için, tüm yönleriyle Cahiliyenin iyi bilinmesi gerekir. Cahiliye, bazı özellikleriyle yerkürenin bir yerlerinde her zaman şu veya bu şekilde vardır ve farklı yoğunluklarda yaşanır. Elinizdeki kitap, Cahiliye döneminin beş büyük putunu ve günümüz modern putlarını konu ediniyor. Mesela; Hübel'in menşei ve Belka'dan Medine'ye getirilişi nasıl olmuştur? Hübel adı ve diğer putların adları konusunda ana kaynaklar neler söylemiştir? Allah'a yaklaş
Hepimiz biliyoruz; ilk ırkçı şeytandı. Allah Âdeme secde etmesini emrettiğinde, itiraz etti. Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan deyip, kökenine atıfla üstünlük tasladı. İblisin köken üzerinden ürettiği bu kibir, sonradan ne yazık ki insana da bulaştı. Nitekim insanlık tarihi, bir anlamda ırkçı çatışmaların da tarihi. Sadece son ikiyüz yılda milliyetçilik/ırkçılık hastalığının sebep olduğu savaş ve çatışmalarda onmilyonlarca insan hayatını kaybetti. Dahası, aynı ırkçılık send
Tükendi
İslam dünyasının genelinde Sünnîlik-Şiîlik, Türkiye özelinde ise Sünnîlik-Alevîlik ayrımı üzerinden süren tartışmalarının kökeni, ilk dört halifenin aralarındaki ilişkilere dayandırılır. Tartışmaların merkezinde ise, ilk halifenin o olması gerekirken Hz. Alinin mağdur edildiği iddiası yer alır. Bu iddiaya güç vermek üzere de, Hz. Ali ile ilk üç halife arasında daha Hz. Peygamber hayattayken varolan bir gerilim olduğu, üçünün de Hz. Ali ile kavgalı olduğu söylenir. Bu, doğru mudur? Halifeler arasında bir ger
Deccal fitnesi, hadislerin ifadesiyle, peygamberlerin ümmetlerini ikaz ettikleri en büyük fitne Bizzat Hz. Peygamber (a.s.m.) alametlerini bildirerek ümmetini Deccala ve onun fitnesine karşı uyarıyor. Peki, bu alâmetler nedir? Deccal nasıl bir fitne ile müminlere musallat ve insanlığın ba-şına bela olacaktır? Elinizdeki kitap, hadislerin ışığında Deccal fitnesini anlatırken, ahir zaman müminleri için uyarıcı ve yol gösterici bilgiler sunuyor. Çünkü, ahir zaman müminleri olarak, en fazla biz bu fitneye karş
Ehl-i Beyt... İslam semasının parlak yıldızları ve ışık saçan güneşleri... Sünnetin kaynağı ve muhafızları... Kurân buyurur: De ki: Peygamberlik vazifesinin icrasına mukabil sizden akrabalık (Ehl-i Beyt) sevgisinden başka hiçbir ücret istemiyorum. Resul-i Ekrem Efendimiz de, Size iki şey bırakıyorum, onlara sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Birisi Allahın kitabı, diğeri ise Ehl-i Beytim buyurur. Elinizdeki kitap işte bu Kurânî ve nebevî buyruklardan hareketle, Ehl-i Beyt sevgisini ele alıyor. Ehl-i Bey
Mekkede doğdu. İsmini bizzat Resulullah (a.s.m.) koydu. Beş yaşından itibaren Hz. Peygamberin terbiyesinde yetişti. Henüz on yaşındayken İslâmla şereflendi. Hz. Haticeden (r.anha) hemen sonra Müslüman olmakla ilklerin ilkleri arasına girdi. Bu yüzden ona Kerremallâhu vecheh denildi. Bir cesaret ve kahramanlık timsali oldu. Hicret gecesi Resulullahın hayatına kastedenlere karşı hayatını koydu, Efendimizin yatağına yattı. 622 yılında Medineye hicret etti. İki yıl sonra Hz. Fatıma (r.anha) ile evlendi. İki Cih
Kuran-ı Kerimin ilk muhatapları ilk Müslümanlardı. O ilk muhataplar Resulüllahı (a.s.m.) gördüler, tebliğini işittiler ve Müslüman oldular. Onlardan sonra hiçbir kulun erişemeyeceği Sahabelik makamına nail oldular. Onlar en büyük zorluk ve sıkıntılara göğüs gerdiler. Tarihin şahit olduğu en nazik ve en baskılı dönemde, kalplerindeki imanın verdiği güç ve cesaretle benzersiz fedakârlıklara imza attılar. Ve eriştikleri eşsiz vasıfları Kuran ayetleriyle övgü ifadeleriyle tescillendi. Resulüllahın (a.s.m.) d
Tükendi
Genç yaşta Kureyş`in sayılı zenginleri arasına girdi. Otuzlu yaşlarda İslamla şereflendi. Mekke müşriklerinin tüm baskılarına, tehdit ve işkencelerine rağmen davasından vazgeçmedi. Elindeki tüm imkanları İslama adamaktan çekinmedi. Cennetle müjdelenen on kişinin arasında o da vardı. Hz. Peygamber`in (a.s.m.) damadı oldu ve Zi`n-Nûreyn = İki Nur Sahibi unvanını aldı. Resulüllah`ın (a.s.m.) Gerçekten Osman pek hayâlı bir adamdır iltifatına mazhar oldu. Hz. Ömer`den (r.a.) sonra toplanan şûra meclisi tarafın
Çocukluk yıllarında koyun ve deve çobanlığı yaptı. Genç yaşta ticarete atıldı. Pehlivan yapılı, uzun boyluydu. Sert ve kararlı bir mizaca sahipti. Müslüman olmadan önce koyu bir müşrikti. O dönemde amansız bir İslam düşmanıydı. Bu yüzden Rasulullah`ı (a.s.m.) öldürmek istedi. Harekete geçti. Ancak bu gelişme onu zifiri karanlıktan iman nuruna ulaştıracaktı. Ve Hz. Ömer İslam`la şereflendi. O gün bizzat Rasulüllah`ın dilinden el-Faruk unvanına nail oldu. Herkes gizlice Medine`ye hicret ederken, can düşmanla
Tükendi
Kader değişir mi? Kaderimiz ne kadar elimizde? Kaderimde varsa neden sorumlu olacağım? Gelecekte olacaklar bilinebilir mi? Kalbin mühürlenmesi ne demek? İntihar eden eceliyle mi ölür? Sadaka ömrü nasıl uzatır? Cennet veya Cehenneme gideceğimiz biliniyorsa, neden dünyaya getirildik? Niçin iyilik veibadetler emredildi? Şerleri ve kötülükleri Allah yaratır mı? Şerri yaratmak şer değil midir? Şeytan insanları kötülüğe yönlendiriyorsa asıl suçlu o değil midir? *** Kader konusunda cevap aradığınız sorular. Merak
Tükendi
O, henüz gençlik yıllarında canından çok sevdiği, cananı ve geleceğin peygamberi Hz. Muhammedin (a.s.m.) arkadaşıydı. Yıllar sonra can dostu kendine İslamı tebliğ ettiğinde tereddütsüz Müslüman oldu. Çünkü o Muhamme¬dül-Emine güveniyordu. İslamiyet onu Resulullaha kopmaz bir bağla bağladı, onun sağ kolu oldu. Kendini İslama adadı. Canıyla malıyla İslamın tebliğine çalıştı. Resulullah, kayıtsız şartsız bağlılığı ve sadakatinden dolayı kendisine Sıddîk unvanını verdi. Onu cen¬netle müjdeledi, Atîkullah dedi,
Tükendi
Bu çalışma; Hz. Peygamberin kendisini, teşbih ve temsillerle anlatması üzerinedir. Peygamber Efendimiz, muhtelif vesilelerle ve çok farklı şekillerde kendisinden söz ettiği gibi ´teşbih´ ve ´temsiller´ yoluyla da kendisini anlatmış, Rabbinden öğrendiklerini, nübüvvet görevini ve çağları kuşatan fikirlerini açıklamış, bu vesileyle bizlere de mesajlar vermiştir. Bu kitap; Hz. Peygamberi anlamak, tanımak ve farklı konularda verdiği mesajları kavramak açısından önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Tükendi
Kainat onun hatırına yaratılan Efendimizin (a.s.m.) çağrısı dün olduğu kadar bugünün insanını da ilgilendiriyor. Onun davet ettiği ve rehberliğini yaptığı yol, insanlığı huzura, barışa ve sonsuz mutluluğa ulaştıracaktır. Bu eser, doğumundan Medine´ye hicretine dek Hz. Peygamberin hayatını anlatıyor. Müşrik bir sosyal yapı içinde doğması, 53 yıl cahiliye toplumu içinde yaşaması, ilk vahiyle birlikte İslam´ın kıvılcımını harika bir süratle Mekke´de tutuşturması, çağrısında zorluklara karşı dayanması ve benim
Tükendi
Yanlış bir kanaate göre cahiliye zihniyeti ve kültürü, İslam`ın gelmesi ile dirilmemek üzere yok olmuş ve gerilerde kalmıştır. Oysa gerçek böyle değildir. Kesin bilgiye dayanmayan İslam öncesinin müşrik dini: "Zann-ı Cahiliye". Hukukta güçlüleri kayırma, kabilelere göre cezaları azaltıp çoğaltma, İlahi adaleti mahkemelerle, yalancı şahitler veya rüşvet gibi yollarla engelleme: "Hükm-i Cahiliye". Kadınların açık saçıklığı, gurur, kibir ve karşı cinsin şehvetini türlü yollarla tahrik etme: "Teberrüc-i Cahiliy
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1