Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Bugün bir peri kızına âşık oldun sen, Mümtaz Efendi. Zaman ve mekân algın değişti, varoluşuna ait bütün nesnel bilgilerin farklılaştı." Hayatının çıkmaz sokağında şeker şerbet bir adam Mümtaz Candaş: Amerika'daki eşinden ve hayatından uzaklaşmış, Türkiye'de yıllardır yapmadığı mimarlık mesleğine geri dönmesine rağmen annesinden miras kalan ufak dairesinde son bir roman yazmaya uğraşan, yalnız bir romancı. Kendi kaygılarıyla başa çıkmaya çalışırken bir gün ilham perisi olacak kadınla tanışır: Tutkularına g
Okyanusların ötesinde adaların çok olduğu bir coğrafyada, artık hiçbir yerde olmayan bir ülke. Bir zamanlar gerçek olmuş bir düş, bir "Yokya!" O hayali devletin, Akdeniz'de, bize çok tanıdık gelecek ama adı sanı ağza alınmayan, yaşlı Prens Albert'in her seferinde uğradığı bir sahil kasabasındaki diplomatik anlamı bilinmeyen tuhaf elçiliği. Bu ilginç diplomatik görevini kırk yıldır yürüten Bay Konsolos. Sadece elçiliğin değil tüm kasabanın Bay Konsolos'udur o: Yerini kimsenin bilmediği, gidip gelmediği, varl
Yaşamın kendini var ettiği ayrıntılarda derme çatma hayatlar sürenlerin, kendine sorduğu sorulara cevap bulamayanların, yoldan geçenlerin, evde oturanların, kalmak için gidenlerin, öylece durup seyredenlerin ve sair insandan sebep pek çok olup bitmiş meselenin içinde gezinen Mahmut Şenol, Bizim Unuttuğumuz Şey'le zamanın tozunu alan hikâyeler anlatıyor. "Bir şeyi bilmiyordu, benimki, benim eşim; tıpkı kaçakların ailelerinin bilmediği gibi... Bizim unuttuğumuz bir şeyi, adına aşk denilen, hiçbir aklın t
Tükendi
Dalkavukluğu insan ruhunda araştırmaya çıkmış roman yazarının, bir tesadüfle eskiden tanıdığı, bir vakitlerin İstanbul aileleri arasında ¨Aman efendim, sepet efendim¨ diye baş sallayıp her şeye yarabbi şükür çeken, ismiyle müsemma, Dalkavuk Hanım karakteri Türk edebiyatına, bugüne kadar rast gelinmemiş bir roman kahramanı olarak, cadılık derecesinde bir kimlikle katılıyor. Walpurgisnacht-Cadılar Gecesi diye bilinen ortaçağlardan kalma o büyülü şenliği İstanbul'da tek başına, keyfince sürdüren, fakat son
Roman Kahramanlarının gerçekten kahraman olması beklenir, ancak Capon Çayevi'nin kahramanı çaycı Nuridin boy ve posca olduğu kadar cüzdanı da dikkate alınırsa pek zavallı, süklüm püklüm, ama hanım evladı değil, ekmeğini taş yerine semaverden çaydanlıktan çıkaran silik bir karakterdir. Nüfus kayıtlarında Mahmudiye Köyü-Biga doğumlu ve adı Nurettin olarak geçen, çayevi müşterisinin Nuridin diye seslendiği bu Çerkes asıllı kahramanın demlediği çayın tadı hiç unutulmaz. Bir de alçakgönüllü, sevecendir ki, ro
Deliliğin sevimli yanı herkesi güldürür, fakat bir deliyle baş etmesi epeyi zordur. İnsanın ne vakit delireceği de alnında yazmaz, talihinde yazılı olmalı; kısmet meselesi... Durduk yerde delirene insanlık tarihinde sık sık rastlanır, bunlardan birisi roman kahramanı Çerkes Âdil Paşadır; onun paşalığı sonradan adına ilave olmuştur. Kimsecikler ona dokunmasa huzur içinde kalıp hayatını sürdüreceği ve kitaplarıyla dolu bir odasında yaşadığı çiftliğinden sırf karısının dırdırını çekemeyip, biraz da vatan hiz
Roman yazarlığına, genellikle hikâye sanatından sonra geçilir. Fakat, Mahmut Şenol tersinden gitti, evvela romanlarıyla tanındı, şimdi hikâyelerini toplu olarak bize sunuyor.Otuz yılı geçkin gazetecilik deneyimine, algısına, kavrayışına sahip olduğundan hikâyeleri de, bize bir ¨hikâyeyi¨ aktarıyor; anlaşılması zor sözcüklerle değil, yalın ve her tür Okuru kucaklayan cümlelerle... Hikâyesinde şiiri andıran özdeyişler, söylenene kadar ter dökülmüş gibi görünen parlak sözler, sıkıntılı birine ait bilinç aktar
Tükendi
Çekes Adil Paşanın Tahsildarlık Günleri romanı ile başlayan Mahmudiye Üçlemesi'nin ikinci kitabı olan Capon Çayevinde naif bir insan üzerine bir o kadar naif bir hikaye anlatıyor Mahmut Şenol. Çanakkale Vilayeti'nin Biga kasabasındaki, ahalisi serâpa Çerkes olan Mahmudiye Köyü'nden Nurettin Karasusunun, ahalinin deyişiyle Nuridinin hikayesi bu. Mahmut Şenol komiği ve trajiği bir araya getirmedeki ustalığını bir kez daha sergilediği Capon Çayevinde yine unutulmayacak bir roman kahramanı yaratmış. Don Kişotu
Tükendi
O yıllarda olduğu gibi sonraki dönemde izlediğim kadarıyla gördüm ki asıl sorumlu, ne o ne de buydu; insan, hem de en sıradan, en zavallı, sokaktaki en aciz insan bunlardan sorumluydu. Phaselis Adağı, Bay Konsolos ve Çerkes Âdil Paşa'nın Tahsildarlık Günleri romanlarının yazarı Mahmut Şenol yeni romanı Akhisar Düşerken'de yakın tarihin toplumsal olaylarını kendine özgü kara mizahıyla yorumluyor. "Trafik Polisi Süslü Cafer'in Komünist Takibi" alt başlıklı romanda, 12 Eylül öncesinde hayali bir kasabada yaşan
Tükendi
Bilim tarihi, tekerleğin icadını önemli bir mihenk taşı sayar. Uygarlaşma süreci tekerleğin dönmesiyle başladı diye kabul edilirse, binlerce yılda alınan yol, Az gittik, uz gittik; dere tepe düz gittik tekerlemesinden başkasına tekâbül etmiyor. Bu süreçte, Uygarlık en acımasız silahları icat etti, merakından yerin altını üstüne getirdi, bir umutla Uzaya gitti, canlıların DNAsıyla oynandı, internet adıyla başlayan bir küresel iletişim ağını kurdu; buluşların, keşif ve icatların, yeniliklerin ardı arkası kesi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1