Yağmur eski bir ninni gibi Cenne şehrinin üzerine tatlı tatlı yağıyor, Yusuf Aziz ise
uykusu kaçmış, yatağında bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu. Uykusunu
kaçıran ise beyninin içinde fırıl fırıl dönüp dolaşan, yüreğini pıt pıt ettirip duran bir
şeydi. İşte o şey, günlerdir aklından hiç çıkmıyor, Yusuf Aziz'in şöyle derin ve tatlı bir
uykunun kollarına atlamasına izin vermiyordu. BÜYÜK GÜN!
Ve büyük güne çok az bir zaman kalmıştı...
Çok çok yukarılarda bir yerde
Küçük bir bulut varmış.
Küçük Bulut, çuvalıyla yağmur ve kar taşırmış.
Arkadaşlarıyla oynamayı da çok hem de pek çok severmiş.
Gülçin Durman, farklı pencerelerden baktığı hayatı resmetmeye devam ediyor. Gelenekten beslenen yazarın gelenek-fantastik arasındaki köprüde gezinen öykülerinde dikkati çeken husus, hayatın içindeki tuhaflıklar ve tuhaf durumlar içindeki hayatın doğal akışı. Bu zor iş, yazarın ince bir mizah ve ironi içeren anlatımıyla İnşallah'ı oluşturuyor. Eser, yazarın 2006 yılında yayınlanan Kent Masalları'nın ardından öykü okurlarına verdiği ikinci selam.
Emeklemeye başladığımda her zaman aynı noktaya gidermişim.Kitaplarla dolu küçük odaya.Burası hücre gibibir yermiş.Yere bırakılır bırakılmaz çabuk çabuk odaya girer köşeye sinip ulaşabildiğim ne kadar kitap varsa hepsini bir bir yırtarmışım.Bir çok kıymetli kitabını bu vahşi kıyımda kaybeden babam hala vicdan azabı çektiğini söyler.
Fakat aslında bizimkilerin yapabilecekleri fazlada bir şey yokmuş.Çünkü ben gerçekten çok çok hızlıymışım.Ve kaşla göz arasında güzelim kitapların da canına okurmuşum.Kitaplar
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.