Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
'Masiva (Allah Taala'nın dışında her şey) ile kalbi rabıta (ilgi) yi kesmek ve her an Allah'ın huzurundaymış gibi davranmak' şeklinde tarif edilen tasavvuf, İslami ilimler arasında 'çok yönlülük' açısından müstesna bir hüviyete sahiptir. Kuşeyri bu hüviyeti aksettirmeye çalışan müelliflerin başında gelmektedir...
'Masiva (Allah Taala'nın dışında her şey) ile kalbi rabıta (ilgi) yi kesmek ve her an Allah'ın huzurundaymış gibi davranmak' şeklinde tarif edilen tasavvuf, İslami ilimler arasında 'çok yönlülük' açısından müstesna bir hüviyete sahiptir. Kuşeyri bu hüviyeti aksettirmeye çalışan müelliflerin başında gelmektedir...
Tükendi
İmam Kuşeyrînin tasavvufa dair bu risalesi, tasavvufun bir ilim olarak tesisinde önemli bir yere sahiptir. Eser üç ana bölümden müteşekkildir. Evvelemirde sûfîlerin temel inanç esasları ortaya konulmakta, başlangıçtan Kuşeyrînin yaşadığı döneme kadar yaşamış olan tasavvuf büyüklerinin terceme-i hâlleri işlenmekte, sonrasında ise hâller ve makamlar çerçevesinde tasavvuf ilminin ıstılahları ele alınmaktadır. Yaşadığı dönemde (h. 5, m. 11. asır) karşılaştığı ve kendilerini sûfî olarak vasfed
Tasavvuf ve sûfilerin ahlâkları üzerinde yazılmış en sağlam, en geniş, en doyurucu bir şaheser. Bu eseri okumadan tasavvufu ve sûfileri tam olarak tanımak mümkün değildir. Dr. Dilaver Selvi tarafından özenle Türkçemize çevrilmiş bir klasik eser.
İslam dininin ana kaynağı olan Kuran-ı Kerîmin ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kuranın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kuran, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşılacağı
İslam dininin ana kaynağı olan Kuran-ı Kerîmin ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kuranın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kuran, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşılacağı
İslam dininin ana kaynağı olan Kuran-ı Kerîmin ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kuranın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kuran, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşılacağı
Tükendi
"En güzel isimler O'nundur." (Haşr Sûresi: 24) Allah Teâlâ, içermiş olduğu anlamlar, delalet ettiği yücelik, azamet ve kibriya sıfatlarından dolayı isimleri en güzel olma sıfatıyla nitelendirdi. Yahut da bu isimleri en güzel isimler olarak nitelendirmesinin nedeni; zikreden ve bu isimlerle dua eden kişinin müstahak olduğu sevabın bolluğu ve elde edeceği karşılığın güzelliğidir. İsim kelimesi sümüvv/yücelik veya simet/işaret/damga kelimesinden türemiştir. Allah Teâlâ'nın isimlerini bilen kişinin bu isimlerl
Kur'an-ı Kerim'de 'mirac' özlü bir şekilde geçmektedir. Allah Teâlâ, Hazreti Peygamber'in (sav) Cebrail'le görüşmesini anlatmakta ve şöyle buyurmaktadır: "Battığı zaman yıldıza andolsun ki arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı. O, arzusuna göre de konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir. Çünkü onu güçlü kuvvetli biri (Cebrail) öğretti. Ve üstün yaratılışlı (melek), doğruldu: Kendisi en yüksek ufukta iken. Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, (yere doğru) sarktı. O kadar ki (birleşti
İslam dininin ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerîm'in ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kur'an'ın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kur'an, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşıl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1