Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Polonezköy sokakları, Zümrüt, Yeşim, Lâl, Peridot, Topaz, Turkuaz taşları renginde... Bir ormanın içinde, manolyalar yağmur yemiş, yeşilin kırk tonu düşmüş gölgelere... Ezan ve çan sesleri sis bulutlarında birbirine karışmış... Kulağa masal gibi geliyor, ama gerçek. Polonya'nın çok uzağında, Anadolu'nun kuytusunda Polonezköy'de bir gazeteci; Zümra. Bu güzellikler içinde milliyetçilik, evrimleşerek sürmekte olan kölelik kavramı, Osmanlı ile Avrupalı arasında köleliğe bakış farkı, sonraki günlerde kendisini
Tükendi
Sokaklardan yalnızca tanklar geçiyordu. Askerlerden birini ateş istemek bahanesiyle durduracak, göğsünde sakladığı bağ bıçağıyla öldürecek, ondan sonra da ölmek için tankın önüne yatacaktı. Annesi biliyordu, bir an olsun yalnız bırakmamış, kapı önünden yaka paça içeriye taşımıştı. Hâlâ tanklar geçiyordu. Hangi ülkeye mensup olduklarını bilmediği askerlerin postalları yere düşen ne varsa; güz yaprağı/umut/geçmiş/gelecek/bez bebek/bayrak/kitap; ne varsa çiğneyip geçiyordu. Bir kez daha, annesinin elinden ku
Tükendi
Hipokrat yemini etmeseydi, hekimliği askerliğin önüne geçmeseydi, Şehzade için aranmasaydı, başarılı olmasıydı, seçilmeseydi, tıptaki yeni inkişaflardan bahsetmeseydi, Sultan ödüllendirmek istemeseydi, Amabella alıp başını gitmeseydi ya da o gün kendisi de Pariste olsaydı, saraya gitmeseydi, bir yakasında güneş batmadan öte yakasında ayı kucaklayan şehrin minareleri bulutları delmeseydi, İstibdatın kurşuni gölgesi belirmeseydi, hayatının her döneminde hep yüreğinde taşıdığı hayır deme cesaretini bulabilseyd
Tükendi
Ses tutulması böyle bir şey olmalıydı. Söylenmesi gereken bütün sözcükler dilime üşüşmüştü, ama sesim yoktu! Sesimi bulamıyordum! Sadece gülümseyerek yüzüne bakıyordum. Gülümseme de gülümseme olsa! Misket karası gözleri gözlerime takıldı kaldı, içini çekti, sayısız olasılık geldi geçti, anıların hızına yetişemiyordu. Doğrulmaya çalıştı. Yüreğinin derinliklerinden başlayan sevinç gülümsemeyle birlikte gözlerine, oradan da ağız kıvrımlarına yürüdü. Meliha Akay; Gülüşün Gelincik Tarlası kitabındaki öykülerin
Tükendi
Yağmur hep onları bulur, ama günlerce yağmur altında kalsalar bile asla saçak altı aramazlar. Her şeye karşın ayakta ve bütün rüzgârlara açık dururlar. Doğalarında direnç vardır ve doğalarına ihanet etmezler. Sürekli kendileriyle konuştukları için, çevrelerindeki insanlarla pek konuşmazlar. Bu yüzden hep mesafeli görünürler. Hani gölün ortasında yapayalnız, doğanın tüm sürprizlerine açık duran nilüferler vardır ya... Onlar gibi uzak, güzel ve yalnızdır yağmura tutulanlar.
Tükendi
Yazarımız Meliha Akay; Badem Şekeri adlı bu romanında, üç kuşak arasındaki uzaklıkların yanı sıra hayvan ve insan arasındaki sevgi bağının gücünü, hızlı yaşamla birlikte yitirilen güven duygusunun kazanımını anlatıyor. İstanbul Kadıköy'de bir otelin işletmecisi olan eski devrimci Recep Bey, radikal bir kararla otel yönetimini kısa süreliğine yeğeni Sedef'e bırakır. Çoğu taşradan gelmiş, büyük kente uyum sağlamaya çalışan otel personelinin yaşamı, Sedef'in ansızın otele gelişi ve ardı ardına yaşanan olayl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1