Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Muhammed İkbal, Mehmet Akif Ersoy ve Aliya İzzetbegoviç'in ortak özelliği; yok oluş sürecinde "varoluş mücadelesi" veren aynı ümmete mensup, üç milletin sembol simaları olmalarıdır. Muhammed İkbal Pakistan'ın, Mehmet Akif Türkiye'nin, Begoviç de Bosna'nın unutulmaz simalarıdır. Aliya İzzetbegoviç tek kelimeyle Bosna'yı Bosna yapan ruhun kendisine yansıdığı simadır. Begoviçsiz Bosna, İslamsız da Begoviç düşünülemez. Bunlar bir bütün halinde Aliya İzzetbegoviç'in şahsında billurlaşmıştır. Begoviç örneği, İ
Tükendi
Ali Şeriatî'nin, çağdaş İslam düşüncesinin en çarpıcı, yenilikçi simalarından birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Onun insanları çağırdığı öz İslamın yenilikçi özüdür. Ali Şeriatî öze dönüş derken gelenekçi değil yenilikçi bir İslam anlamaktadır. Şeriatî'nin zihnindeki öze dönüş kavramı, Kur'an'ın mesajına ve peygamberin sade hayatına dönüş demektir. Sınıfların, parçalanmaların, hiyerarşilerin ortadan kaldırılıp eşitlikçi bir toplum kurulmasını amaçlar, bunu öze dönüş olarak görür. Muhammed İkbal ve
Tükendi
Bu dine girmek için önce tüm mülkün (bilgi, iktidar ve servet) Allah'a (halka) ait olduğunu kabul edeceksiniz yani "Lehü'l-mülk" diyeceksiniz. Bunlar üzerinde oluşturulan tüm tekelleri reddedeceksiniz. Bilginin, iktidarın ve servetin; bilginler, yöneticiler ve zenginler arasında dönüp dolanan bir tahakküm aracı olmasına karşı çıkacak, halka dağıtılmasını isteyeceksiniz. Bu; kelime-i tevhidin birinci cümlesi oluyor. Birileri bilgiyi, iktidarı ve serveti (mülkü) ele geçirip halk üzerinde bunlardan kaynaklana
Tükendi
Kur'an evrensel olana çağırıyor... Sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz, saldırısız ve savaşsız bir dünyaya (cennete) çağırıyor... Akla, vicdana, adalete, doğruluğa, dürüstlüğe, öldürmemeye, çalmamaya, halkına yalan söylememeye, haram yememeye, yetim hakkına el uzatmamaya, yolsuzluk yapmamaya, rüşvet yememeye çağırıyor... ... Demokratik İslam, Kur'an'ın tüm dilleri ve renkleri ayet görüp, halkları, kabileleri, ulusları, kimlikleri tanıyıp, hepsinin adil, özgür ve eşit birlikteliğini savunmaktır. Demokr
Tükendi
Kapitalizmden sosyalizme, demokrasiden özgürlüğe, başkanlıktan özyönetime, mitolojiden dine, tarihten hukuka, eşcinsellikten savaşa, cumhuriyetten Atatürk'e, Alevilerden Kürtlere konuşma metinleri...
Tükendi
Öteki İslam Tarihi ile kastettiğimiz, Muhammed Peygamber'in vefatından sonra İmam Ali'de muhalefete, Ebuzer'de çığlığa, Hüseyin'de kıyama, Ehl-i Beyt İmamları'nda direnişe dönüşen, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı vb. saraylarının dışında gelişen; Özgür İrade Ekolü'nden Ebu Muslim Horasani'ye, Ebu Hanife'den Mutezile düşünürlerine, Zenc Hareketi'nden Karmatilere, İsmaililerden Hurremilere, Babailerden Celalilere, Şehy Bedreddin'den Patrona Halil'e, İmaduddin Nesimi'den Pir Sultan Abdal'a, Şahkulu'ndan Mahmu
Tükendi
Muhammed İkbal'in yaşadığı 1873-1938 yılları dünya tarihinde büyük dönüşümlerin yaşandığı yıllardı. Bir taraftan Osmanlı'nınşahsında İslam medeniyeti çöküş yaşarken diğer taraftan da Batı uygarlığı olanca ihtişamı ile zirvelere çıkıyordu. Muhammed İkbal, kaybolan bir çağın haykıran son şairlerinden birisi oldu. Giderek nefesi Doğu İslamının şiirsel soluğu haline geldi. Yeni durum karşısında; "Ey şark milletleri! Şimdi ne yapmak lazım?" diye sorarak, yoğun bir arayışın içine girdi. Muhammed İkbal, şark mil
Tükendi
Muhammed İkbal, Mehmet Akif Ersoy ve Aliya İzzetbegoviç'in ortak özelliği, yok oluş sürecinde "varoluş mücadelesi" veren aynı ümmete mensup üç milletin sembol simaları olmalarıdır. Muhammed İkbal Pakistan'ın, Mehmet Akif Türkiye'nin, Begoviç de Bosna'nın unutulmaz şahsiyetleridir. Mazlum Müslüman milletlerinin haykıran sesleri, varoluş sancısı çeken entelektüel zihinleri olan bu simalar, yeni kuşaklar tarafından tanınmak ve bilinmek durumundadır. Bu simaların her biri, "Ey şark milletleri şimdi ne yapmak l
Tükendi
Biz Müslümanlar tarihinin şu anında bir mağarada üç yüz yıl uyuduktan sonra uyanan Ashab-ı Kehf'e benzemekteyiz. Uykudan uyanıp şehre inince yaşadığımız şok ile etrafımızda şaşkın şaşkın bakınıp, "Ne oldu bu dünyaya böyle, hiçbir şey bıraktığımız gibi değil" demekteyiz. Çünkü zaman akıp gitmiş, hayat değişmiş, insanlar başkalaşmış; ne anamız, ne babamız, ne akrabalarımız kalmış, yaşadığımız sokaklar, gezip dolaştığmız caddeler, konuştuğumuz dil bambaşka olmuştur.
Tükendi
Allah doğruluk ve dürüstlük yolunda yürüyenleri,güzel ahlak sahiplerini,dünyayı kana bulayan zalimlere inat bir adalet ve barış yurdu kurmaya çağırmaktadır.(Yunus :10/15) Daru's Selam, kimsenin hakkının yenmediği, savaşların, katliamların, kıyımların, işgallerin olmadığı, baskı,zulüm ve zorbalığın ortadan kaldırıldığı, farklı din,mezhep ve etnik kökenlerin barış içinde bir arada yaşadığı, insanın en temel hakkı olan varolma hakkının tam olarak sağlandığı bir yer gerçek anlamda evrensel adalet ve barış yurdu
Tükendi
"Sosyal" tefsir anlayışı ile tarih, tabiat ve hayata dayalı Kur'an açıklaması. "Oku! Yaratan Rabbinin adıyla! İnsanı sevgiden, ilgiden, alakadan yarattı! Oku! Senin Rabbin çok cömerttir! Kalemi kullanmayı öğretti! İnsana bilmediği şeyleri öğretti! "Daha önce hiç bir ayin yönetmemiş, hiç bir din fetvası vermemiş, din adamları arasında hiç bir kariyeri olmayan, önceki kitaplardan hiçbirini okumamış ve de doğrudan doğruya "halkın bağrından çıkan" ümmi ve öksüz bir yüreğin vicdanına yankılanan ilk sözlerdi bu
Tükendi
İslam olur mu? İslam'da devrim teorisi var mı? İlahiyatçı - yazar R. İhsan Eliaçık, dünyanın bir dizi devrim deneyimini inceleyerek, sorulara yanıt aramaya çalışıyor bu eserinde. Türkiye tarihinde görülmemiş bir toplumsal hareketliliğin cereyan ettiği günümüzde, olaylara devrimci islamın bakışını anlamak için bu eser temel önemde. Yazarın kitabıyla ilgili şu sözleri kitabın ana çerçevesini oluşturuyor. "Bu çalışma bir yerde şu sorulara cevap bulabilmek için yazıldı. 1. İslam nasıl bir dindir? 2. İsla
Tükendi
Vatan, millet, devlet, ümmet vs. bütün bunlar beldelerimizin tarih boyunca yarattığı büyük kavramlardır. İmparatorluk varken bölücü mahiyet arzedebilerdi ama günümüzde beldelerimizi tutan son asabiyeler haline gelmişlerdir. Hatta artık küreselci lordlar, dünya üzerindeki emelleri için tehdit olarak algılamaktadırlar. Artık bu tür bağlardan kurtularak, tek tek bireyler haline gelmemizi ve böylece küresel şirketlerin ağına kolayca düşmemizi istiyorlar. Demek ki her zamankinden daha çok bunlara sahip çıkmamız
Tükendi
Tarih boyunca din-devlet düşüncesi ve yeni devlet anlayışı. Siyasi düşünce tarihinin derinliklerinde uzun bir yolculuk... Yeryüzüne uygarlıklar yaratan insanoğlunun kökeni nedir? Bu dünyaya nereden gelmiştir? İlk nerede görünmüştür? Niçin ve nasıl yeryüzüne dağılmıştır? Irklar ve milletler nasıl oluşmuştur? İnsanlık tarih yazmaya nerelerde başlamıştır? İnsanlar ilk olarak hangi dağların, akarsuların, vadilerin, ırmakların kenarlarında toplanmaya başlamışlardır? İlk devletler nerede kurulmuştur? Kurul
Tükendi
Eğer yenilikçi, özgürlükçü bir çığır açılacaksa bu kesinlikle İslâm düşünce târihinin derinliklerinden gelen damarların ihyâsıyla mümkün olacaktır. İşte bu çalışmam da târihimizin derinliklerinden yükselen ve bütün ortaçağ boyunca desteksiz, himâyesiz ve yalnız kalmış yenilikçi, özgürlükçü çığlıklara dikkat çekmeye çalıştım. Çünkü yeni bin yılın yükselen İslâm medeniyetinin bu çığlıkların sâhici anlamda hayata geçirilmesiyle kurulacağına inanıyorum. Henüz bitirdiğimiz önceki bin yıl boyunca İslâm düşüncesin
Tükendi
Eğer yenilikçi, özgürlükçü bir çığır açılacaksa bu kesinlikle İslâm düşünce târihinin derinliklerinden gelen damarların ihyâsıyla mümkün olacaktır. İşte bu çalışmam da târihimizin derinliklerinden yükselen ve bütün ortaçağ boyunca desteksiz, himâyesiz ve yalnız kalmış yenilikçi, özgürlükçü çığlıklara dikkat çekmeye çalıştım. Çünkü yeni bin yılın yükselen İslâm medeniyetinin bu çığlıkların sâhici anlamda hayata geçirilmesiyle kurulacağına inanıyorum. Henüz bitirdiğimiz önceki bin yıl boyunca İslâm düşüncesin
Tükendi
Kuran-ı Kerimde her ne okuyorsanız, onun inmiş olduğu 10 bin kişilik Mekkede, 10 bin kişilik Medinede, nüfusu 10ar bindi bunların, Anadoluda birer kasaba gibi yani, Kuran sonuçta bir kasabaya inmiştir. Bir kasabaya iniyor ama nasıl oluyor da bütün insanlığa sesleniyor? Bir kasabaya inen kitap nasıl bütün insanlığın, bütün çağların yol göstericisi olabilir, bunu nasıl başarıyor? Bunu, seçtiği konuların evrensel, klasik, her zamanda ve her mekanda devam edecek konular olması ile başarıyor. Bunu iyi anlamamız
Tükendi
Kur'an'da mülk, infak, kenz kavramları. Para, servet, mal biriktirme, sermaye üzerine anti- kapitalist yazılar... Kum tepeleri (ahkâf) eski çağların çöllerinde kalmamıştır. Etrafınıza bakın siyasi, sosyal ve ekonomik manada yığınla kum tepeleri göreceksiniz. Bunlar dura dura muhavvid olunabilir mi? Yani mülk tepelerinde yaşamayı ve oradan topluma bakmayı reddetmeden, bunun için aşağı inmeyi, kumlara karışmayı, yanındaki ile eşit hale gelmeyi savunmadan, tepelerin, yığmaların, biriktirmelerin (kenz) zengi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1