Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Güzel mi güzel bir evin bahçesinde küçük bir elma ağacı… Ama dallarında ne kuş ne meyve ne yaprak var. Köklerinde ne solucan ne köstebek geziniyor. Yalnız Kalan Elma ağacı diyorlar ona. Yalnızlığının elbette bir sebebi var. Nilgün Ilgaz, doğanın yaşam döngüsüne ve yeryüzünde yaşamın ancak tüm canlılarla birlikte mümkün olabileceğine dair yemyeşil bir hikâye anlatıyor.
Nilgün Ilgaz, 1969 yılında henüz 12 yaşındayken Ay'a ilk ayak basan astronotlarla tanışmak ve Ay'a gitmek için NASA'ya mektup yazar. Yıllar sonra bu olaydan esinlenerek kale me aldığı hikâyede is e bir babaanne ve torun aynı merak duygusunda etkileyici bir şekilde buluşuyor.
Duru o gün okuldan eve geldiğinde bir sürprizle karşılaştı: Evde çay partisi vardı! Anneannesi Nermin Hanım, ona kuzeni Ada'yı da çağırdığını ve kurabiyeleri onların yapacağını söyleyince Duru mutluluktan havalara uçtu. Bakalım kurabiyeleri yaparken neler yaşayacaklardı?
Tükendi
Duru ve Çağan kardeş gibiydiler. Birlikte oyun oynamak, sohbet etmek onları çok mutlu ediyordu. Derken, günün birinde Çağan kazayla Duru'nun bebeğini kırınca Duru en yakın arkadaşına küsüverdi. Oysa yakın arkadaşlar uzun süre küs kalamazdı çünkü dostluk her şeyden değerliydi.
Tükendi
Nilgün Ilgaz'dan bugünün çocuklarına geçmişin ve hatıraların güzelliğini anlatan bir öykü. Antikacı dükkânına benzeyen bir ev... Porselen bebeklere bayılan bir babaanne ve her eşyanın hikâyesini merak eden bir torun... Sürprizleri sevmeyen kediyi, Bıcır'ı da unutmamalı. Çünkü bu öykünün sonu Bıcır'a emanet. Nilgün Ilgaz sımsıcak bir babaanne torun ilişkisi üzerinden hatıraların önemini anlatıyor.
Anıl'ın, anne babasını nasıl korkuttuğunun öyküsü bu. Altı buçuk aylıkken yürüyen, dört yaşındayken düz duvara tırmanan Anıl günlerden bir gün evin içinde kaybolur. Sonrası mı... Nereye Gitti Bu Çocuk? çocukların yetişkinlere oynadığı tatlı oyunları anlatıyor.
Tükendi
Nilgün Ilgaz'dan, çocukluğun o unutulmaz ve gizli anlarını anlatan nefis bir roman. Yolunu kaybeden iki fok balığı, küçük bir koya sığınır. Yaşları birbirine yakın bir grup çocuk onları bulur. Kısa sürede dost olurlar ve oldukça keyifli günler geçirirler... Çocukluk Limanıma Sığınan Foklar, zor zamanlarda pekişen arkadaşlık ilişkilerini anlatıyor.
Tükendi
"Benim Adım Palyaço," bir kurgu değil. İçimizden seçilen birkaç arkadaşımızın öyküsü... Yılmadan, yorulmadan insan olma savaşımı. Uzun soluklu bir emeğin, çabanın, üretkenliğin, inancın ve yaratıcılığın sonunda gelen bir başarının öyküsü... Emeğiyle, alın teriyle, dayanışmayla, dostlukla akan bir uğraşının öyküsü... Üstelik içten, sevecen, geleceğe umutla bakan... Gerçekçi bir bakışla konuyu yakalayan Nilgün Ilgaz; arı, duru bir dille olayları su gibi akıtıyor. Kitabın bitişi bile yeni bir romanın başlangı
Yaşam bazen hoş sürprizlerle doludur. Özlemini çektiğiniz bir dostunuza yeniden kavuşmanın heyecanı kıpır kıpır yapar içinizi. Hele bir de bu mutluluğunuzu paylaşabileceğiniz arkadaşlarınız varsa... Anıl'ın yaz tatili, arkadaşları ve dedesine kavuşmanın yanı sıra Çino'nun dönüşüyle heyecanlı bir serüvene dönüşüyor. Bu kitap, Nilgün İlgaz'ın duru ve sürükleyici anlatımıyla içi sevgi dolu bir macera. "Sevgi ve bilgi, paylaştıkça büyür" sözünün bir kanıtı... Unutulmaya yüz tutmuş ve eğlenceli birçok oyunu hat
Akıcı ve içten diliyle, Nilgün ILGAZ´ın ilk çocuk romanı... Karadeniz Ereğli´sinde geçen kitapta; çocukların kıyıda rastladıkları iki fok balığı ile yaşadıklarından yardımlaşma ve dayanışmaya dayalı arkadaşlık ilişkilerine kadar pek çok konu, roman kurgusunda güzel bir serüvene dönüşmüş... Çocukların ince duyarlılıkları ve duygusal yanlarının etkileyici bir üslupla verildiği kitap, aynı zamanda onların büyülü dünyalarına büyüklerin olumlu-olumsuz ne gibi etkiler yapabileceklerini de gösteriyor... Çocukl
Tükendi
Küçük bir çocukken, köpeğim olmasını o kadar çok isterdim ki, uyuma numarası yaparken ailemin duyacağı bir şekilde, "Köpek... Köpek istiyorum..." diye sayıklardım, işe yarar ümidiyle. Her seferinde, "Oğlum, büyüyünce kendi evinde bakarsın." gibi yaygın yanıtlardan birini alır, ağlardım. Sonunda büyüdüm, veteriner hekim oldum... Üstelik yaşantımı paylaştığım bir kedim, bir köpeğim ve hayata bağlamaya çalıştığım binlerce hastam var. Birçok arkadaşım oldu, erken verilmiş kararlarla ´dostum´ dediğim insanlar...
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1