Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Nübüvvet, islam'ın en temel inanç konularından biridir. Hatta diyebiliriz ki, o, İslam'ın omurgasını oluşturan bir mahiyete sahiptir. Çünkü peygamberlik, uluhiyet ve mead arasında, ikisinin ortasında yer alması itibariyle, dinin anlaşılmasında dini iyi anlayabilmek için, her şeyden önce, nübüvveti çok iyi anlayıp bilmek gerekmektedir. Onu doğru bir şekilde anlayıp bilmeden, dini sahih şekliyle bilmemiz pek mümkün değildir. İşte onun bu önemli konumundan dolayı hatta diyebilir ki, din nübüvettir; nübüvet de
Ehl-i Sünnet kavramında tarihsel süreç içinde meydana gelen semantik değişiklikler ve anlam kaymaları bir yana, daha ilk tedavüle çıktığı andan itibaren ona yüklenen manalar, kişiden kişiye, mezhepten mezhebe farklılık arzetmektedir. Yani bir Hasan Basrî, bir Ebu Hanife ya da bir Mâtürîdî ile, yine Ehl-i Sünnet içinde mütalâa olunan bir İbn Sîrîn, bir İbn Mübarek ya da Ahmed b. Hanbelin ona yüklediği anlamlar, bazan birbirinden oldukça farklı olabilmektedir. Aynı durum, Ehl-i Sünneti oluşturan Selefiye, Mât
Allah´ın kelam sıfatına ilişkin tartışmalar, İslam´ın erken dönemlerinde başlamıştır. Öyle ki bu mesele etrafında yapılan yoğun tartışmalar, hem kelam ilminin doğuşunda hem de ona kelam adının verilmesinde etkili olmuştur. Allah´ın kelam sıfatıyla ilgili bu ilk tartışmaların kaynağını, yabancı etkenlere bağlayanların yanında, bu meselenin bizatihi İslam´ın kendi içinde, akli düşüncenin gelişmesine paralel olarak tartışılan bir sorun olduğunu söyleyenler de vardır.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1