Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Can Göknil Burçlar Kuşağı'nda, çağlar boyu yıldızlara emanet ettiğimiz kaderlerimizin öyküsünü anlatıyor. İçimizdeki gökyüzü Uluslararası sanatçı Can Göknil Burçlar Kuşağı'nda, Doğu mitolojisinden beslenerek, kültürümüzü derinden etkileyen burçların kökenine eğiliyor ve çağlar boyu yıldızlara emanet ettiğimiz kaderlerimizin öyküsünü ele alıyor. Dünden bugüne varlığını koruyan zodyak inancını efsane ve söylencelerle bezeli görsel bir kitap hâline dönüştüren Göknil, yıllardır mitoloji bilimi üzerine
Farklı kaynaklardan derlenen eğlenceli bilmecelerin Can Göknilin renklerinde ve sözlerinde canlandırıldığı bu kitapta alfabemizdeki her harfa ait bir bilmece yer alıyor. Okula başlamamış çocuklarımız bu sayede harflerle tanışabilirken okul çağındaki kardeşlerimiz de kıvrak zekalarını zorlayan bilmecelerle eğlenceli vakit geçirebilirler.
Dedem bize taşındı. Ta Almanya’dan. Babam da ona bir sandık yaptı. Hatıraları saklama sandığıymış. Parlak kulpları var. İçi mis kokuyor. Kayın ağacındanmış. Dedem çok beğendi sandığını. Sağına soluna dokundukça yüzü gülüyor. Beni çağırdı, “Gel kızım, valizleri açalım,” dedi. “Ninenden kalanları ‘hatıraları saklama sandığımıza’ yerleştirelim.” İkimiz de öyle heyecanlıydık ki... Usta sanatçı Can Göknil yazıp resimlediği bu öyküsünde, bir çocuğun çevresinde ve bugününde olan bitene, hayatına, ailesine dair
Fatoşun iki evi ve iki yatağı var. Bu durum, babası ayrı eve taşınan Fatoşun hiç hoşuna gitmiyor. Fatoşun aklında bir sürü soru var. Acaba babası Fatoşa kızdığı için mi gidiyor? Annesi ve babası neden ayrıldıkları konusunda Fatoşu ikna edebilecek mi dersiniz?
Tükendi
"Benim adım Yavaş Hayvan. Tembel Hayvan diyenler de var." "Dedem de benden şikâyetçi, yavaş yani tembel olduğumu düşünüyor bazen. Sen tembel misin?" "Yo, sadece yavaşım. Yavaş başka, tembel başka."
Kaplumbağalar çok eskiden beri dünyamızda yaşıyorlar. Dinozorlarla aynı yaştalar. Zaman içinde karadan kumsala, kumsallardan da denize taşınmışlar. Denizi çok sevmişler. Yüzmesini öğrenince ayaklarında yüzgeçler oluşmuş. Davranışları da değişmeye başlamış. Kol, bacak ve kafalarını kabuklarının içine çekmemeye başlamışlar. Hep yüzdükleri için. Şimdilerde su kaplumbağaları sadece yumurtlamak için sahile çıkıyorlar. Dalyan´da, deniz kenarında, kumların üstünde bir pingpong topu bulursan eğer, sakın eline alma
Kente tasinan As, ilk kez sirke gidiyor... As'ın annesi ve babası şehirde iş bulunca, As artık onların yanına taşınabilecek ve okula başlayabilecekti. Ama nineyle deden ayrılmak, hele ormandaki arkadaşlarıyla vedalaşmak çok zordu. Dostları Yavaş Hayvan ve Karınca Yiyen'in özlemiyle şehre taşınan As, okulla birlikte sirke gideceklerini duyduğunda, aklına hemen ormanda karşılaştığı hayvan kaçakçıları geldi. Ama bu istenmeyen sirk ziyareti sayesinde yeni, farklı bir arkadaşla daha tanışacağını bilemezdi! Ust
Bazen tek sözcük bile bir öyküdür, sanat eserine uzanan bir ışıktır. Yeter ki o sözcüğü sezgilerinle algıla, içtenlikle yansıt. Can'lı Yolculuk uzunlu kısalı öykülerle dokuyor bir hayatı. Kimi zaman dolu dolu yaşanan bir ömürden kesitler veriyor kimi zaman da karşılaşılan ilginç bir olayı, hatıraları ve beklenmedik rastlantıları anlatıyor. Amerika'da trenlerde, Paris sokaklarında, köylerde, deniz kıyılarında, ormanlarda yol alıyor yazar. Aynı zamanda ressam da olduğundan benzersiz gözlem yeteneğiyle birbir
Tükendi
Komşu olmak, hayatı paylaşmak... Kom ile Şu az gidip uz gidip bir masalın içinde komşu olmuşlar. "Huuu, Şu" demiş Kom. Sende ne var?" "Huuu, Kom, bende bol çayır, çimen var. Sende?" "Bende koyun, keçi, oğlak çok. Çayırını verir misin?" demiş Kom. "Güneş, yağmur bolken ot çoktu ama şimdi yok. Hepsini tırtıl, çekirge yemiş" diye yanıtlamış Şu. Komşu, Can Göknil'den dayanışma üzerine bir kitap...
Tükendi
Öykümüzün kahramanı bir kivi kuşu. Onlar dünyanın en çekingen kuşları. Yeni Zelanda´da yaşıyorlar. Ormanların derinliklerinde, su bitkileri arasına gizlenen bu utangaç kuşlar, sadece geceleri ortaya çıkıyorlar. Gözleri çok iyi görmüyor. Kuyrukları da yok. Gövdeleri iri, kanatları ise çok küçük olduğundan uçamıyorlar. Burun delikleri upuzun gagalarının en ucunda. Sazlar arasında çamura batmadan yürüyebiliyorlar, çünkü ayakları çok kocaman. Bu garip görüntüleriyle Yeni Zelanda halkının kalbine taht kurmuş ki
Kardeş Kardeşe, Fiti Fiti, kendine bir arkadaş arar. Derken bir gün babası bir kardeşi olduğunu müjdeler. Fiti Fiti sadece arkadaş olmayı değil abla olmayı da öğrenir.
Kurtçuk oyun oynamayı çok seviyor. Ona eşlik etmek ister misin? Oyuncu kişiliğiyle dikkat çeken, bilmeceler eşliğinde kılıktan kılığa bürünen sarı elma kurdu sizleri neşeli bir gösteriye davet ediyor! Kimmiş o dalda durup elde durmayan? Peki, ağır ağır yol alıp yükü üstüne bol alan? Ya da elde kayan suda parlayan? Sorular havada uçuşuyor, her biri eğlenceli bir bilmeceye dönüşüyor. Elma içindeki sarı kurt, okurları şaşırtmaktan vazgeçmiyor. Sayısız ödülün yanı sıra 2015 yılında, Çocuk ve Gençlik Yayınları D
Evvelin de evvelinde, zamanın ilk gününde gökyüzünde bir sirk varmış. Dünyanın merkeziyle gök kubbe arasına kurulmuş, alabildiğine büyük bir sirkmiş Gökyüzü Sirki. Sırtını Kaf Dağlarına verip Güneş, Ay ve yıldızlarla ışıldarmış. İçinde cambazlar taklalar atar, palyaçolar dans eder ve çamurdan insanlar bu büyülü gösterileri zevkle izlerlermiş. Ya yeraltındaki kötü adamlar ya da önüne çıkan her şeyi yakıp yıkan Tufan, bu güzel sirke zarar verirse?
Anladık üç harflinin niyetini! Bizi meyhaneye gönderecek, kendi bizim eve yerleşecek. Yersiz yurtsuz bir cinmiş demek ki... Evet, evet, on gün aç acına boşuna beklemedi selvinin tepesinde. Evimizi istiyor! Bulacak bir dam, yatacak altında, sonra suret değiştirecek. Bir bakarsın adam, belki kadın, belki de kara kedi... Can Göknil, yalnızca ülkemizin önemli ressamlarından biri değil, aynı zamanda çocuklar ve büyükler için öyküler yazan bir öykücü. Göz ve Söz de onun ikinci öykü kitabı. Göknil, sözle gözün bi
Tükendi
As yeni bir arkadaş ediniyor... As kahvaltısını yaptıktan sonra, arkadaşı Yavaş Hayvan'ı görmek için ormanın yolunu tuttu. Evden çıkarken kahvaltı masasını toplamadığı gibi, mutfak penceresini kapatmayı da unuttu. Döndüğünde kahvaltı masasının üstünde müthiş bir karınca, sinek ve böcek trafiği vardı! Neyse ki ormanda yeni tanıştığı, uzun bir burnu, burnundan da uzun bir dili olan kokuşuk arkadaşı ona yardım edebilirdi.
Can Göknilden bir özveri ve dostluk masalı Uzak bir ülke... Yağmursuz geçen günler... Susuzluğun sıkıntısını çeken hayvanlar... Çözüm ise arkadaş canlısı mor kirpinin dikenlerinde gizli.
Kimi zaman bir bulutun üstünde, kimi zaman bir denizkızının kuyruğunda... Can Göknil, bu kitabında öyküseverlere yaşamın güzel, renkli yüzünün bir portresini çiziyor. Son derece yalın bir dille, akıllardan hiç çıkmayacak bir ses tonuyla sevginin, barışın, dostluğun değerini fısıldıyor. Yaşamımız, asla görmezden gelinmeyecek güzelliklerle dolu; kavganın, kişisel çıkarların, gürültünün yerini, doğanın dinginliği alabilir. Yeter ki nereye bakacağımızı, nasıl bakacağımızı bilelim. Deniz Kokusu, adıyla bile bu
Egede bir köy, babadan kalma tezgâhlarda süren keçe işciliği, renklerin gizemi... Masallardan, söylencelerden süzülen düşsel varlıkların resmedildiği keçeler, dikkatsizliğin neden olduğu bir yangın ve gizemli Anka Kuşunun öyküsü...
Masal geleneğimizin kış canavarı Goncoloz bencil bir tilkiyle karşılaşırsa ne olur? İki kurnaz bir ipte oynar mı? Sebep-sonuç ilişkileriyle zincirleme gelişen şaşırtıcı olayların sonunda hangisi daha kazançlı? Yanıtı, ressam Can Göknilin anlatımıyla renklenen bu anonim masalda bulacaksınız.
Evvel zaman kalbur saman, Aslı-yok mahallesinde bir Çatlak Hasan! Keçinin berber, kara tavuğun çöpçü olduğu mahalledeki Tek insanın Çatlak Hasandır adı Kafadan kontaktır biraz, yarımdır aklı Canına tak etmiş, evlenmek için yollarda almış soluğu Az gitmiş uz gitmiş, maceradan maceraya koşmuş, Kafasını kaybedip aklını bulmuş En sonunda da olmuş bir masalcı.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1