Elimizi Hak'tan yana açarak,
Zafer ışığını çoşup saçarak,
Maziden atiye bir yol açarak,
Haydi yiğit! Haydi, yeni akına!
Ülkümüzün cihan varsın farkına!
İmamoğlu getir bu aşkı dile,
Atıver kendini şu çoşkun sele,
Kimbilir kaç yürek çarpar seninle
Haydi yiğit! Haydi, yeni akına!
Ülkümüzün cihan varsın farkına!
Yusuf İmamoğlu
Önkuzu hey! ... Önkuzu! ...
Önde gider Önkuzu...
Anası 'Dursun' demiş...
Durmaz... gider Önkuzu.
Kuzu yürür... kuzu yürür...
Önde Önkuzu yürür...
Kuzular meledikçe
Gönlüme sızı yürür! ...
Önkuzu hey! ... Önkuzu! ...
Önde gider Önkuzu...
Bu bayrak düşmez yere
Ölmedikçe son kuzu! ...
Dursun adı... Dursun adı...
O gitti, dursun adı.
Dillerde türkü olsun,
Yürekte vursun adı! ...
Kuzular koç olacak,
Toy, düğün, göç... olacak
Bu yıl ki kuzuların
Adları 'öç' olacak! ! !
Hz.Ali (r.a) çok güzel nasihatler
1-İnsanları lakaplarıyla çağırmayın
2-Her gün Allah'tan özür ve bağışlanma dileyin
3-Allah'ın her an sizi gözetlediğini bilin
4-Günahın lezzetini geçici, zahmetini ise uzun görün
5-Araştırmadan hüküm vermeyin
Biz Türkler kitabının ilk kitabı olan barış ve hoşgörü tarihimizde Türk toplumu ve Türklerin Dünyaya ne verdiğini anlatıyor. Kitabımızın okuyucuları Yüzyıllarca kendinden saklanmış hakikatleri okuyunca hayatını değiştirecektir.
1453 Mayıs ayı; Osmanlı ordusu İstanbul surları önünde 1000 yıllık bizans'ı aşmanın önünde engel kalmamışken, Osmanlı donanmasına atış emrini neden vermezsiniz sultanım? diye sorulunca ‘'Görmezmisiniz topların mevzilerinde evler var'' cevabını verdi.
Fatih Sultan Mehmed'in İnsan ha
1071'den 2017'ye; Malazgirt'ten Çanakkale'ye 15 Temmuza bu destanları yazan Türk Milleti Değilmiydi?...
Türk Kimliği, İslama geçişle, tüm Müslüman devletlerin de hamisi olmuş ve bir gölden adeta okyanusa dönüşmüştür.
Okyanus ise içinde denizler, göller taşır, derindir, zengindir, nice güzelliklerin varlık sebebidir.
Karaca paşa ve yanındaki kırk yiğit , durup dinlenme bilmeden sabaha karşı Rumeli'ye geçtiler.Hiç birinin ağzını bıcak açmıyordu.Herbiri adeta burnundan soluyordu.
İçlerine doğmuştu vahşetin büyüklüğü... Karaca Bey bir dağ tepesinde durdu ve etrafı dinledi,ses yok...Biraz bekledi,belki bir ezan sesi duyarım diye ama boşuna...Sonra askerlerine dönüp;
-Eyvahhhhhhh, dedi!... Korktuğumuz başımıza gelecekgaliba.Buralarda sanki hiç müslüman kalmamış gibi. Şu ana ezan vaktidir, uyanma zamanıdır ama... Son sözünü
Görüyorum ki Türk Devletini ve milletini, ayakta tutan, yaşatan başlıca kuvvet imanıdır. İnancında bulunan adalet, iyilik, doğruluk ve fedakârlık kuvvetidir. Batının inanç, örf, adet, moda ve milli bünyemize uymayan yaşantısını taklit etmek medeniyet değildir. Müslüman Türk milletinin bünyesinde ağır tahribat yapmaktadır. Bu hasletleri Türk Milletinde baki kalırsa, devlet ilelebet baki kalır. Bu hasletler kaybolursa zaten devletimizin sayısız iç ve dış düşmanı var. Onlar karşısında ayakta duramayız
3 Kasım 1839 günü Gülhane Meydanında bizzat Sultanın da hazır bulunduğu bir topluluk önünde okunan Hatt-ı Hümayun ile Tanzimat-ı Hayriyye ilan edildi. Böylece on altı yaşındaki genç ve tecrübesiz hakan, İngiliz elçisinin tesiri ile mason Reşit Paşanın hazırladığı Gülhane Hatt-ı Hümayununu bu amaçla yapılan törende, devlet erkânı, ulema, bütün yabancı elçiler, gayrimüslim cemaat başkanları ve temsilcileri, esnaf kethüdaları ve halktan ileri gelenlerin hazır bulundukları kalabalık önünde ilan etmekle Koca O
Ali Paşanın ölümünü haber alınca, İşte şimdi padişah olduğumu anladım! dediği rivayet edilen Abdülazize, yeni sadrazam Mahmut Nedim paşa nın göreve başlarken: Efendimiz bir padişahı müstebitsiniz. Her emir ve fermanınızı icraya muktedirsiniz! demesi ise siyasi tarih açısından, Tanzimat ın fiilen sona ermesi olarak yorumlanmıştı. Mahmut Nedim Paşa, Ali ve Fuat Paşalar grubundan Bab-ı Âlide kimler varsa rütbelerini söktürdüler. Abdülazizin keyfi yönetiminin uyandırdığı tepkiler sonunda ise 1872 de Mahmut Ned
Veliaht şehzade V. Murat Han amcası Hakan- Halife Sultan Abdülaziz Hanın 1867 Avrupa seyahatlerine de katıldı. Bu gezilerde davranışları ile Osmanlı hanedanının asaletini temsil ederek takdir topladı. Mükemmel Fransızcası ve nezaketiyle Avrupa hükümdarlarının takdirini kazanırken, veliaht şehzadenin İngiliz ve Fransız Kralları yanındaki bu müthiş prestijinden yararlanma yoluna giden Jön Türkler daha önce samimi oldukları V. Muratı yine hile ve desise ile içki ve âlem meclislerine götürmeye kalktılar. Kimsey
Sultan II. Mahmut Han, on altıncı asrın sonlarında bozulmaya başlayıp, on sekizinci ve on dokuzuncu asırlarda bin anarşi yuvası haline gel ben Yeniçeri Ocağını kaldırmak için on altı sene gibi bir zaman bekledi ve gerekli hazırlıkları yaptı. O çağı içeriden fethetmek için iş başına kendi görüşündeki adamları getirdi. Ağa Hüseyin Paşanın da desteği ile 1826 senesinde Yeniçeri Ocağını lağvetti. Bu durum Osmanlı tarihinde Vaka-i Hayriye adıyla anıldı. Lağvedilen ordunun yerine Peygamber Efendimizin adına izafe
Zeki ve tedbirli olmasına rağmen, III. Selim Hanın başlatmış olduğu imar ve ıslahatlara karşı olan devlet adamlarının tesirinde kalmıştı. Nitekim onu tahta çıkaran zorbaların hakkından gelememişti. Keselerini doldurmak ve her biri bir mansıp (makam) kapmak isteyen zorbalar, devlet hazinesini yağmalamışlardı. IV. Mustafa Han 1415 Kasım gecesi meydana gelen Alemdar Mustafa Paşa vakası sırasında yeniçerilerin saraya saldırması ve kendisini tekrar başa geçirmeye teşebbüs etmeleri olayı ile ilgili görüldüğünden
Sultan I. Abdülhamit Han ın en büyük talihsizliği çok iyi bir âlim olmasına rağmen tecrübesizliğiydi. Hayatı sadece kitaplardan ve hocalarından tanıyordu. İdarecilik ve devlet adamlığı vasfı hiç yoktu. Birden bire kendini padişahlık makamında buluvermişti. Buna rağmen yinede atalarından gelen bir yetenekle çok isabetli kararlar Verdi. Mesela tahta geçer geçmez, cülus bahşişi istendiğini duyunca, kaşlarını çatarak sertleşmiş Hazinede bahşiş yoktur. Bundan böyle cülus bahşişi verilmeye! Asker evlatlarımıza f
Büyük dedesi Selçuk Bey zamanından beri bir idealleri vardı Selçuklu sultanlarının. Peygamber efendimizin; Konstantiniyye (yani İstanbul) muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel asker sözünde vaat edilen o güzel kumandan olmak istemişlerdi ama nasip olmamıştı. Karşısında edeple duran şu yiğit boş bir adama benzemiyordu. Belki de kendisinin ve dedelerinin yapamadığını o yapardı. Yavaşça ayağa kalktı ve muhafız birliğini katliamdan kurtaran bu cengaveri a
Sultan II. Mustafa Han ordunun başında sefere çıkan son padişah oldu. Sultan II. Mustafa Han hâl edilmesine üzülmedi. Hocasının hunlarca parçalara bölünmesi yüreğini yaktı ama o hâlâ zenta faciasının şokunu üzerinden atamamıştı, o faciadan sonra sultanın güldüğü, iştahla bir lokma yemek yediği görülmedi. Her geçen gün zayıflayarak takatten düştü, bu halde fazla ayakta duramadı ve ölüm döşeğine düştü
Toplam 37 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.