Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 23 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Git Kendini Çok Sevdirmeden kitabıyla büyük beğeni toplayan Tuna Kiremitçi bu sefer, elinde gitarıyla hayata tutunmaya çalışan bir adamı anlatıyor. Yalnız kalmış gitarist Memet ve evliliği dönüm noktasında olan Ayşe… Bir ayrılık hikâyesinde buluşan iki insan… Bu İşte Bir Yalnızlık Var; müziğe, hayata tutunmaya çabalayan bir müzisyene, terk edilme acısına, yanlış aşklara, yarım kalmış bestelere dair bir roman…
Tuna Kiremitçi’nin ilk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden, kırık bir büyüme hikâyesi… Geçmiş zamanla bugün arasında kalan Arda, bir yandan kaybettiği evladının acısıyla diğer taraftan ilk aşkının yeniden ortaya çıkışıyla yüzleşiyor. Konuşmadan birbirini anlayanlara, nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan ergenliğe, sevmeye, gitmeye, acılara ve her şeye rağmen hayatın güzelliğine dair bir roman…
İstanbul'un köklü liselerinden birinin aşure gününde, mezunlardan işadamı Murat Karaağaç lise binasının çatısından düşerek ölür. Şüpheli görünen vakayı araştırmaya başlayan Başkomiser Perihan Uygur'un soruşturması yukarıdan gelen emirle engellenir. Ancak bu mezun cinayetlerinin sadece ilkidir. Cinayetler devam edecek, Perihan Uygur ekibiyle birlikte ardında hiçbir iz bırakmayan katilin peşine düşecektir. Tuna Kiremitçi ilk polisiye romanı Mezun Cinayetleri'nde yepyeni bir kadın başkahramanla tanıştırıyor o
Tükendi
Git Kendini Çok Sevdirmeden 'de oğlu vefat eden eden Arda, derin bir bunalıma girmiş ve Eskişehir'deki annesinin anılarla dolu evine sığınmıştır. Zaman akar, acıları geçirmese de dindirir ve genç kadın, terk ettiği kocasına ve İstanbul'a geri döner. Yalnız da değildir üstelik; unutamadığı gençlik aşkı Ertuğrul'un kendisine emanet ettiği kızı Dünya vardır yanında. Ancak ne kendisi ne de kocası Ali aynı insanlardır artık. Evlerinin içindeki yabancılaşmaya Gönül adında genç bir kızın gizemi de eklenince, Arda
Mustafa Kemal Paşa'nın 1919'da uğradığı suikast, Kurtuluş Savaşı'nın başlamasını önlemiştir. İkibinli yılların Osmanlı İmparatorluğu, entrikaları ve baskıcı rejimiyle devam ederken, Şehzade'nin bile hayran olduğu pop yıldızı Atilla gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Adli muhabir Fikriye, ünlü yıldızı bulmak için kişisel bir soruşturma yürütür. Genç kadının Atilla'nın son defa görüldüğü adaya yapacağı ziyaret ona, hem aşka hem de tarihe dair inanılmaz bir maceranın kapısını aralayacaktır! "Selanik'te
Tuna Kiremitçi'nin Fransa'dan Çin'e, Brezilya'dan Mısır'a 17 ülkede yayımlanan ve ilgi gören romanı yıllar sonra yeniden anadilinde... Hizmetçisi ve kedisinden başka kimsesi olmayan Madam Rosella ile Pelin'in yolları bir Orta Avrupa kentinde kesişir. Yaşlı ve yalnız kadın çok ama çok özlediği Türkçeyi konuşabileceği birini aramaktadır. Antika mücevherleri ve güzelliğiyle hâlâ parlayan bu asil kadınla genç ve ümitsiz rocker Pelin'in dostlukları ilerledikçe, her ikisinin yaşamında da değişimler başlar. Aşka,
"En sağlam direniş kalbi temiz tutmak" dedi: "Ne kadar düşünsen boş, cevaplar zihinde değil kalpte." İbnü'l Arabî ya da Victor Hugo'nun olduğu söylenecekti bu sözlerin; Mevlana'nın ne hikmetse gözden kaçmış vecizeleri ya da. Oysa, içimdeki konuşuyordu: "İçinde, hiçbir gürültünün elinden alamayacağı bir sessizlik var. O, senin mutluluğun." Hem bendim bu sözlerin sahibi hem de o yabancıydı. Bildim bileli derinlerimde konuşan, tanımadığım.
"İlginç, şaşırtıcı düşünce alanları. İçerikte de söyleyişte de, çok genç bir şair için beklenmedik bir olgunluk düzeyi." - Ataol Behramoğlu "Tuna Kiremitçi iyi bir şarkı yazarı. Güzel ve etkili melodiler, şiirli sözler buluyor, yazıyor ve bunu daha çok genç olduğu ilk dönemlerinden beri yapıyor." - Yavuz Hakan Tok "Tuna Kiremitçi, genç yaşında büyük bir şiir eğitimi ve terbiyesi almış bir şair kimliğiyle duruyor karşımızda. Mısranın haysiyetini de şiirin haysiyeti gibi koruyor." - Haydar Ergülen "Tuna Ki
Tükendi
Kim bilir belki kavuşmaktır aşkın felaketi, belki de mesafeler belirler tutkunun niceliğini. Sevmek esasında alıp başını gitmek ve yanında hiçbir şey götürememektir belki de. Belki de tükettiklerimizden artakalanlardır kim bilir... Bir zamanların çocuk yıldızı Sitare, ömrünü gerçek aşkı arayarak ve bulamayarak geçirmiştir. Zira kendini bildi bileli bir gönül hataları uzmanıdır o. Yanlış şeride girmek, akıntıya karşı kürek çekmek ya da uçarken rotayı şaşırmak dendi mi kolay kolay rakip tanımaz. Umutlarının
Tükendi
Bir zamanlar kuçuk bir köyde Sumru adında bir kız yaşardı. Guneşten bile sarı, Guneşten bile guzel, upuzun, sapsarı saçları vardı Sumrunun. Yaşadığı köy, eskiden hep pırıl pırıl guneşliyken şimdi kul rengi bulutlarla kaplı ve guneşsizdi, surekli yağmur yağardı. Bu yuzden köyluler, köylerinde bir buyucu olduğunu duşunur, buyucu sandıkları herkesi köylerinden kovarlardı. Ama ne yapsalar Guneş o sıcak yuzunu göstermezdi. Bu duruma çok uzulen Sumru ile Emre, Guneşi aramak için karanlık ormana doğru yola çıktıla
Tükendi
Hem edebiyat dünyamız hem de dünya edebiyatı adına tehlikelerle dolu bir roman! Dünyayı fethedecek bir kitap yazmak uğruna "Aşk Romanlarının Unutulmaz Yazarı" ile maceraya hazır mısınız? Batılıların hoşlanacağı bir roman konusu bulmaya? Anadolu'yu Orhan Pamuk ve Elif Şafak'ın izinde uçan halılarla geçmeye? Natalie Portman'dan gelen gizemli mesajları çözmeye? İki ihtiyar gangsterle beraber CIA'den kaçmaya? Havada uçuşan bıçakların hedefi olmaya? Tuna Kiremitçi'den çılgın bir oryantalizm ve edebiyat komedisi
"Bir aşk kaldı geriye. Bir de büyük boşluk. Ve bütün bunları, bulutların ufukların üzerinde süzüldüğü güz akşamlarında, adadan İstanbul'a sevdiği kadını görmek için koşan şairi, dalgalara söyleyen öykücü kaldı geriye... Beni bırakma! Tüm lisanlarda beni bırakma... Tüm tehlikelerde beni bırakma. Aşkın şüphe ve korkularında beni bırakma... Çıldırtan engellerinde beni bırakma... Beni bırakma... Bırakma beni... Bı-rak-maaa biziiii... Bizi bırakmaaa... Kumsalın gecesi bitiyor. Ada sessizleşiyor. Önümden bir fayt
Tükendi
HIV ve AIDS... Hayatımıza girdiği ilk günden bu yana ahlaksızlıkla, dramla, ölümle ama hep ötekiyle anılan bir virüs, bir tıbbi sendrom. Edebiyat ve sanat dünyamız bu konu hakkında neredeyse yok denecek kadar az yapıt verdi bugüne kadar. Bu az sayıdaki yapıtın tamamı ise yine aynı bakış açısıyla HIV'i bir yana toplumu bir yana koymak yolunu seçerek, virüsün sadece belli grupların meselesi olduğu savını güçlendirdi. Oysa artık bütün dünya biliyor ki; HIV'de diğer tüm virüsler gibi herkesi etkileyebilecek, d
Tükendi
Yakup, Leyla ve Halil yollarında gidiyorlardı. Onları düşsel bir kavşakta ben buluşturdum. Yol arkadaşlığı yapan bir üçlüden çok yazgıları kesişmiş üç kişi gibi geldiler bana. Tanıdığım insanlardı hepsi; içlerinde benden ve sevdiklerimden parçalar vardı. İyi anlaşacaklarını umuyordum başlangıçta; ne var ki onları oluşturan çizgiler netleştikçe, umduğum gibi geçimli olamayacaklarını anlamak zorunda kaldım. (...) Onların yola bakışlarına, beklentilerine ya da hüzünlerine göre değişiyordu her şey. O zaman yürü
Tükendi
SU GİBİ AKTIĞINA BAKMAYIN ATEŞ GİBİ YAKAN BİR ROMAN Hayalini bile kuramayacağın güzellikte bir kadınla evleniyorsun. Çok geçmeden bütün ülkeye rezil rüsva oluyorsun. Herkes kendinden emin: Tek suçlu sensin! Annen, baban, ablaların... Bakkal, komşu, arkadaşların... Hatta Polis! Haklı ya da haksız olman mühim değil, Türkiye'nin seni affetmeye hiç niyeti yok! Tek şansın var: Unutulmak! Yapılan araştırmalara göre ihtiyacın olan yalnızca 17 gün. Yoksa 22 miydi? Devrim lanetli bir medyatik. Şehrin kenarlarında
Tükendi
Edebiyatıyla olduğu kadar müzik çalışmalarıyla da tanınan Tuna Kiremitçi, Bu İşte Bir Yalnızlık Varda iyi bildiği bir dünyayı, bir müzisyenin dünyasını anlatıyor. Eskiden bir rock grubunda çalan, besteler yapan ve zamanında parlak bir gelecek vaat eden, 30lu yaşlarının sonundaki Memet, boşanmış, geçimini gitar tamir ederek ve özel ders vererek sağlamaya çalışan bir adamdır. Parasızdır, yalnızdır, yakın çevresindekiler gibi o da mutluluk arayışındadır. Memeti hayata bağlayan en önemli şey, haftada bir gün gö
Tükendi
Ağabeyiyle birlikte Eskişehirden İstanbula gelen Arda, hayatında hep yer edecek bir erkekle karşılaşır ve ağabeyinin bu arkadaşına on yedi yaşının saflığıyla âşık olur. Ancak bir sure sonra Arda ile Ertuğrul farklı dunyalarda yol alırlar. Kırk yaşında, yeniden Eskişehire, annesinin evine döner Arda, tek oğlunu trafik kazasında kaybetmiştir, hayatın yoluna çıkardığı buyuk acıyla baş etmeye ve hayata tutunmaya çalışırken, tam yirmi uç yıl sonra Ertuğrul ile yolları yeniden kesişir. Ertuğrul da hayatın karanlı
Tükendi
Hayat işte bunlardan ibaretti. Küçük bir kızın hasreti, bir kadının uyanışı, onun annesini gömdüğü gece ölümün gözlerine bakıp orada hayatı görmesi. Bunlar dışında hiçbir sır, hiçbir kehanet yoktu. İnsanın kendini bir nehrin akışına cesaretle teslim etmesi vardı. Genç kızlığının odasındaki karyolaya uzandı. O kadar bilinçliydi ki, usulca yaklaşan uykunun ayak seslerini bile duyabiliyordu. Ama uykuya izin vermeden telefonu aldı eline, Ertuğrul'a yollanacak mesajı yazdı: "Şehirden ayrılma, konuşmamız gerekiy
Tükendi
Hayat işte bunlardan ibaretti. Kuçuk bir kızın hasreti, bir kadının uyanışı, onun annesini gömduğu gece ölumun gözlerine bakıp orada hayatı görmesi. Bunlar dışında hiçbir sır, hiçbir kehanet yoktu. İnsanın kendini bir nehrin akışına cesaretle teslim etmesi vardı. Genç kızlığının odasındaki karyolaya uzandı. O kadar bilinçliydi ki, usulca yaklaşan uykunun ayak seslerini bile duyabiliyordu. Ama uykuya izin vermeden telefonu aldı eline, Ertuğrula yollanacak mesajı yazdı: Şehirden ayrılma, konuşmamız gerekiyor.
Tükendi
En büyük ortak payda: Hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz. Özlemek: Bir şehrin yerini değiştirmek istemek. Bizi olgunlaştıran acılar biz olgunlaştıktan sonra unutulsalar keşke. Çok daha basit işler için bile sertifika gerekirken anne-babalığın hepimize serbest olması ne tuhaf. Aşk romanıdır bütün romanlar. Sevgiliyi beklemek: Kalbin içine akan zaman. Tuna Kiremitçiden aşka ve ilişkilere dair başucu yazıları.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 23 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1