Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yeryüzünün tüm Yusuf ve Evinlerine… İdeolojik ve siyasi bir davayı edebî bir dille anlatmak ve irdelemek çok zorlu bir çabadır. Aytekin Yılmaz, romanıyla zor olanın üstesinden gelmiştir. Dağbozumu'nun böyle bir edebiyat türünün sayılı ürünlerinden biri olarak hak ettiği yeri alacağını şimdiden ileri sürmek mümkün… “Hayat bizi üzerinde hiç düşünmediğimiz trajik bir kulvara sokmuştu. Geleceğe dair hayaller kurarken, geldiğimiz yer kaybedilmiş ölülerimizin mezarlarını aramak olmuştu.”
Geçmişle yüzleşme, intikam hırsıyla bir rövanş alma değil, geçmişin esaretinden kurtulma ve daha iyi bir gelecek arayışıdır. Neden barışamıyoruz? Yüzleşerek Barışmak, bu sorunun cevabını arıyor. Genel olarak Cumhuriyet'in ilk dönemini, özel olarak da Kürt Sorunu'ndan kaynaklı canımızı yakan son kırk yılın çatışmalı sürecini kendine sorun ediyor, çözümler arıyor. Geçmişin kötü deneyimlerinden yüzleşerek çıkabileceğimizi savunuyor. İç barışın ancak bu yüzleşmeyle sağlanacağını düşünüyor. Geçmişin işletildiği
"Eğer bir gün bu çatışmalı sürecin muhasebesi yapılacak olunursa görülecektir ki PKK'nin Kürtlere verdiği zarar, 1930'lardaki Stalin'in Ruslara verdiği yıkıma benzerdir." "Örgüt ortamlarında bir tek ölüler seviliyor. Bundan dolayıdır ki koğuşumuzdaki eğitim odasının duvarında ‘Aramızda en iyilerimiz bizim için öldüler.' yazıyor." Aytekin Yılmaz'ın eşsiz anlatımıyla, Abdullah Öcalan'ın 1998 yılında Şam'dan Yunanistan'a, oradan Moskova'ya ve ardından Roma'ya geçişine, en sonunda Kenya'da tutuklanıp İmralı'da
Dostoyevski vaktiyle şöyle bir soru atmıştı ortaya: "Eğer masum bir çocuğun gözünden tek damla yaş dökülecekse, barışın, mutluluğumuzun ve hatta yeryüzünde ebedi uyumun sağlanması ve temellerinin güçlü bir şekilde atılması için yaşanacaklar mazur görülebilir mi?" Soruyu yine kendisi cevaplamıştı: "Hiçbir ilerleme, hiçbir devrim o gözyaşının dökülmesini haklı gösteremez. Hiçbir savaş. O gözyaşı damlası her daim her şeyden kıymetlidir. O tek damlacık gözyaşı..." Aytekin Yılmaz, Onlar Daha Çocuktu'da çocuk ya
Tükendi
Aytekin Yılmaz'ın son romanı, hayatla ölüm arasındaki mesafenin kısa olduğu, dava uğruna ölmenin en çok kutsandığı bu coğrafyada bir isyan çığlığı... Kadere, coğrafyaya ve ölümlere karşı bir davet mektubu. "... Hiçbir davayı uğruna ölecek kadar sevmiyorum, ama yaşamı savunan davaların içinde olmak istiyorum." "Birdenbire boşlukta kaldım. Gidebileceğim, beni kabul edecek bir ailem yoktu. Ernesto gibi başka bir dağa da sığınamazdım, ne onun gibi cesaretim vardı ne de başka dağlara inancım. Güvendiğim bü
Tükendi
Aşklarını devrimden sonraya erteleyenlerin öyküsü... Geçmişleri yüzünden hiçbir yere sığamayan Sara, Besna ve Keya... Hayallerini dağlara gömüp savaşın dışına çıkan ve trajik biçimde erkekleştiklerini anlayan kadın gerillalar... Kayıp çocuklarını işaretsiz mezarlarda arayan, ?Kurban olayım onu bu dağlarda bir tanıyana!" diyen anne babalar... Onca mağduriyetin ardından çemberi yarıp kendine kalbi olan bir yol seçenler... Sığınamayanlar'da hikâyeleri kendilerinden büyük insanlarla tanışacak, savaştan kaçan
Tükendi
Acaba postmodernizm bir temel bırakmadığı için demokrasi ortadan kalkacak mı? Veya Fukuyama nın belirttiği üzere liberal demokrasi ve kapitalizm tarihin sonuna mı işaret etmektedir? Yoksa Vico nun belirttiği üzere demokrasiden geri gidişler mi yaşanacaktır? Ya da Huntington ın dediği gibi üçüncü demokratikleşme dalgasından mı bahsedilecektir? Eski Yunan ve Roma geleneği iktidarı kanun dışı yollarla ele geçiren kimselere tiran damgası vurup olumsuz nitelerken, doğuda iktidarın ele geçirilmesinin tanrının ina
Parti disiplinini çiğnediği, ajan olduğu, örgüte ihanet ettiği gerekçesiyle pek çok insan kendi yoldaşları tarafından katledildi; birçoğunun suçsuz olduğu daha sonra anlaşıldı ve itibarları iade edildi. Hem dünya hem de Türkiye sol tarihinde bunun birçok örneği var. Aytekin Yılmaz Yoldaşını Öldürmekte dünyadaki örnekleri bilinen, Türkiyedeki örnekleri ise suskunluğa mahkûm edilmiş yoldaş infazlarını ele alıyor; 1991-2000 sürecinde hapishanelerde yaşanmış örnekleri, kişisel tanıklıklarla gözlerimizin önüne s
Tükendi
Bu çalışma küresel yeni dünyayı anlamaya çalışmakta, yeni gelişmeler çerçevesinde uluslararası ilişkileri ele alıp yeni teori ve yaklaşımlara yer vermektedir. Bu çerçevede son dönemde önem kazanan ekonomik ve kültürel unsurlarla hukuksal gelişmelere ayrıntılı yer verip, uluslararası ekonomi politik yaklaşımı ile kültürel-bilişsel-sosyal inşacı yaklaşımlar ve etnik gelişmeler gibi konular incelenmektedir. Çalışma esasta yeni küresel gelişmelerle uluslararası ilişkileri ele alıp günümüz dünyasının anlaşılması
Tükendi
Hapishaneler toplumların zuladaki resimleridir. Hapishaneler, arada sırada ceplerden çıkarıp bakmaya bile cesaret edilemeyen, duvarlar arasına hapsedilmiş dünyalardır. Türkiyede siyasî mahkûmların varlığının devam etmesi, hapishanelerin zuladan sık sık çıkarılmasını gerektirir. Özellikle sol/sosyalist hareketlerin tarihlerinde hapishanede geçirilen dönemler üzerine devasa bir güzelleme külliyatı oluşturulmuştur. Ama buna mukabil bilhassa son dönemlerde sol/sosyalist hareketler dışarıdaki seslerini yitirmeye
Tükendi
Aşk, devrim, inanç üçgeninde hüzünlü ve sarsıcı bir yolculuk Yusuf ile Evin Özgürlük için dağa çıkarlar. Ama aşklarını yaşamalarına izin verilmez oralarda. Dağ, aşkın yeşereceği iklim değildir. Dört bir yanları kurallarla, yasaklarla çevrilidir. Aşkın düşmanı çoktur. Bu gerçeği fark ettiklerinde hayat onları bambaşka yerlere sürükler. Her şeye rağmen aşkını korumayı başaran, aşkının nişanesi tokaya sıkı sıkı sarılıp onunla hayata bağlanan Yusuf bir yana, devrim uğruna her şeyden vazgeçilebileceğini düşünen
Tükendi
"Her ne olursa olsun hapiste direnmenin tek, hatta belki de en güzel yolu yazmak. Yazarak ayaktayım diyebilirim. İtaat etmiyorum diye dayak yediğim bir gün, mizah yüklü bir öykü yazarak baktım hayata. Yazmak, hele ki hapiste yazmak umudun adı, var olduğumun çığlığı." "Uzun süre hapis kalmak zordur. İrade gerektirir. Direnç gerektirir. Tahammül gücü, sabır gerektirir. Hayallerine asla sırt çevirmemeyi gerektirir. Moral gerektirir. Duvarların ötesine taşacak bir bilincin ve yüreğin sahibi olmayı gerektirir.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1