Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
20 yüzyılın en etkili kalemlerinden Simone de Beauvoir’ın ilk romanı Konuk Kız 1943’te, İkinci Dünya Savaşı devam ederken yayımlandı. Bu tarihte Fransa, Almanya’nın işgali altındaydı ve işbirlikçi Vichy Hükümeti vatan, aile, çalışma gibi değerleri öne sürerek kitleleri elinde tutmaya çalışıyordu. Konuk Kız, bu anlayışa tamamen karşıt bir kurgu ve atmosfere sahiptir. Savaş yaklaşırken Paris’te bir tiyatroyu ayakta tutmaya çalışan Pierre ve Françoise çiftiyle himayelerine aldıkları, taşradan gelen genç kızın
"Kızgın, karşı konmaz, öfkeyle dolu, her şeyde aşırı, töreler konusunda görülmedik bir hayalleme sapışı taşıyan, bağnazlığa dek tanrısız... Bir iki lafla ben böyleyim işte" diyor, sadizm terimine adını veren Marquis de Sade. imilerine göre, insan biçimine bürünmüş bir mutlak kötülük, kimilerine göreyse bir özgürlük savunucusu... İlk lanetli yazar... işiliği kadar, hayat serüveni de yer yer karanlıkta kalan Sade´ın rezaletler, skandallar ve hapishane yılları ile dolu hayatını, kurmaya çalıştığı, yüksek sesle
Üç kadın, üç hikâye ve üç sorgulayan ses: Bir anne ve bir eş olarak bu hayatta başarılı olabildim mi? Seçtikleri hayatın mağduru bu üç kadın kendi hikâyelerini anlatıyor. Her şeyin son derece yolunda olduğunu zannederken altüst olan yaşamlarını, sevdiklerinin sonsuza kadar yanlarında olacağını düşünürken birdenbire yapayalnız kalışlarını ve uğruna büyük fedakârlıklar yaptıkları çocuklarının kendi kaderlerini çizmek için onları hiçe saymalarını... Beauvoir Yıkılmış Kadın'da bir yandan modern dünyanın burjuva
Tükendi
Ünlü Fransız eleştirmeni Maurice Nadeau'nun Konuk Kız için dedikleri: Beauvoir, yazarlığa, 1943 yılında yayımlanan ve kendisine hemen büyük bir ün kazandıran Konuk Kız'la başlamıştır. Yazar, burda, sonu gelmez ruhbilimsel çözümleme geleneğiyle bağlarını koparmakta, romanındaki değişik kahramanları, > vermektedir. (Kadın-erkek) bütün romancıların kadın kahramanlarına yükledikleri ahlâkçılığa da, uyumculuğa da boşvermete, en günlük davranışlarla yaşayan, en ciddî sorunlarla boğuşan, o güne dek görülmemiş dişi
Tükendi
Yaşlılık ve ölüm, Beauvoir'ın bütün eserlerinde her zaman belirgin bir yer tutmuştur; Veda Töreni'nde ise tam merkezde... Beauvoir, varoluşçu felsefenin önde gelen filozoflarından biri, Nobel ödüllü bir tiyatro yazarı ve bir aydın olarak zamanının toplumsal olaylarında, politik ve edebi dünyada her zaman görünür olan Sartre'ın son yıllarını tuttuğu günlükler ve arkadaş tanıklıkları üzerinden anlatırken, dönemin Fransa'sının ve dünyasının siyasi ve düşünsel haritasını da çiziyor. Sartre'ın siyasi müdahaleler
Tükendi
Simone de Beauvoir, bir Amerika seyahatinde yazar Nelson Algren'le tanışır. Bu kıtalararası aşk, ağırlıklı olarak mektuplarla yirmi yıldan uzun sürer. Beauvoir tüm zorluklarına ve kalp kırıklıklarına rağmen, aşkına ve Algren'e ömrü boyunca sadık kalır. Ancak Aşk Mektupları yalnızca bir aşkın hikâyesini anlatmakla kalmıyor, bu iki yazarı her yönüyle tanımamızı da sağlıyor: yaşantıları, kitaplarının yazım süreçleri, entelektüel çevreleri, okudukları kitaplar ve dünyaya bakış açıları... Dünyadaki gelişmeleri
Savaş zamanı Paris'inde bir grup arkadaş Alman işgalinin sonunu kutlamak ve geleceklerini planlamak için toplanırlar. Epik bir romans ve felsefi bir manifesto olan Mandarinler, Goncourt Ödülünü kazanmıştır. Sartre, Camus gibi dönemin entelektüel devlerinin portresini neredeyse kötücül bir hassasiyetle çizen Mandarinler unutamayacağınız bir aşk romanıdır. "Olağanüstü bir roman." –Iris Murdoch "Sol Yaka'nın devlerinin göz kamaştırıcı bir panoraması." –New Statesman "Karakterler, özellikle de kadınlar, hiçbir
Tükendi
Simone de Beauvoir'in "Kadın" (Le Deuxime Sexe— İkinci Cins) adlı bu dev eseri Fransa'da ilk yayımlandığı zaman öylesine büyük bir ilgi gödü ki, iki yıl içinde 97 kez basılarak ne rekor kırdı. Kipat büyük yankılar yaptı. Bugüne kadar sürüp gelen "kadın anlayışı" bu eserle birlikte birden altüst oldu. Yazarlar, aydınlar, okurlar birbirlerine girdiler. Tartışmalar uzayıp gitti. Böylece yazarın ve kitabın ünü de dünyanın her tarafına yayıldı. Amerika'da aynı yıl içinde dört baskı birden yaparken, hızla çevrild
Tükendi
Burada, hemşirelerin sessiz bir ölüm dedikleri şey anlatılıyor. Sessiz Bir Ölümde Simone de Beauvoir, kendi annesinin ölümünü bütün ayrıntılarıyla betimlerken unutulmaz bir edebi eser yaratıyor. Yetmiş yedi yaşındaki annenin geçirdiği küçük kazayla başlayan öykü, hastanede fark edilen ilerlemiş kanser teşhisiyle dramatik bir hal alıyor ve olayın kahramanları acılı bir süreç yaşıyor. Yazar, bu süreç içinde yaşadığı karmaşık ve yoğun duygulanımları anlatırken, bir annenin ölümünü olanca soğukkanlılığıyla beti
Tükendi
Güzel ve hırslı oyuncu Régine, Fosca'yla tanışıp onun hakkındaki inanılmaz gerçeği öğrendiğinde büyük bir saplantının içine çekilir. Başarıları, ölümsüzlüğe lanetli bu adamın anılarında sonsuza kadar yaşayabilecektir. Fosca altı yüz yıllık ölümsüz varlığının yaşadıklarını anlattıkça Régine bir yandan Avrupa tarihinin önemli olaylarına bir yandan da umut ve aşk gibi insani duyguların ebedi bir yaşam süren birinde nasıl yavaş yavaş solup gittiğine tanıklık eder. Jean-Jacques Rousseau, Emile ya da Çocuk Eğiti
Tükendi
Fransız edebiyatının en cesur ve özgün kalemlerinden olan Simone de Beauvoirdan kısa ama etkili bir başyapıt: Moskova'da Yanlış Anlama. Beauvoirın bu uzun öyküsü, artık yaşlarını almış bir çiftin, Nicole ile Andrénin, Sovyetler Birliğine yaptığı yolculuk sırasında yaşadığı krizi anlatıyor. İletişimsizlik, kadın-erkek ilişkileri, yaşlılık ve dönemin Sovyet eksenli politik hayalkırıklıkları üstüne aforizmalarla örülü Moskovada Yanlış Anlama, Türkçede ilk kez yayımlanıyor. Simone de Beauvoir (1908-1986), Sartr
Tükendi
Kahramanları arasında Arthur Koestler'i, Jean-Paul Sartre'ı, Albert Camus'yü ve yazarın kendisini görür gibi olduğumuz Mandarinler, bir dönem Avrupa aydınlarının verdiği önderlik mücadelesine ışık tutan yönüyle eşsiz bir belgesel; duyguları, hayal kırıklıklarını ele alışıyla benzersiz bir aşk yapıtıdır. Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülüne layık görülen Mandarinler'in tartışmaya açtığı sorular güncelliklerini hâlâ korumakta, özellikle günümüzün değişen koşullarında yanıtlarını aramaya devam etmektedir.
Tükendi
"Koşulların Gücü", Simone de Beauvoir´ın Jean-Paul Sartre´la yaşadığı ve en büyük yazınsal başarıları sayılan "İkinci Cins"le "Mandarinler"i yazdığı yılları kapsayan dönemin içtenlikli bir dökümünü oluşturmaktadır. Genet, Leduc, Moravia, Giacometti, Koestler, Aron gibi Avrupa´nın önde gelen sanatçılarının kişilikleri ve fikirleri bu sayfalarda bir araya gelmekte, Sartre´la Camus arasındaki tartışmaya yeni bir ışık tutulmaktadır. Bu kitap ayrıca, Berlin hava saldırısı, Vietnam, Süveyş ve -Beauvoir´ın devrimi
Tükendi
Olgunluk Çağı'nda, Beauvoir'ın tüm yapıtlarında soluğunu duyuran varoluşçu felsefenin doğuşu ve gelişmesinin yanı sıra, yazarın yaşamına katılan kişilerin birer birer sahneye çıkışı, yaşantısında yer alışı ve gerçekliğin parçaları olarak birer roman kahramanına dönüşmesi de izlenmektedir. Çağdaş Fransa'nın düşün ve yazın yaşamında yer alan pek çok aydından başka Beauvoir'ın romanlarından tanıdığımız birçok kişiliğin gerçek yaşantılarının oluşturduğu bir varolma törenini izler gibi okuyoruz Beauvoir'ın anıla
Tükendi
Simone de Beauvoir´ın her zamanki canlı, kendilerini ve dünyayı sorgulayan, düşünen, sorumluluk taşıyan unutulmaz tipleri var karşımızda. Varolma savaşı içinde genç kuşaktan insanlar bunlar. Anamalcı bir dünyanın sorunları içinde bunalan, çıkış yolları arayan gençler. Ailelerine, çevrelerine hatta kendi oluşumlarına başkaldırarak, kendileriyle birlikte tüm dünyayı çıkmazdan, mutsuzluktan, yalanlardan kurtarma yolları arıyorlar. "Herbirimiz her şey için ve herkese karşı sorumluyuz." Yazar, bu görüşten hareke
Tükendi
Simone de Beauvoir´in "Kadın" (Le Deuxieme Sexe - İkinci Cins) adlı bu dev eseri Fransa´da ilk yayımlandığı zaman öylesine büyük bir ilgi gördü ki, iki yıl içinde 97 kez basılarak bir rekor kırdı. Kitap büyük yankılar yaptı. Bugüne kadar sürüp gelen "kadın anlayışı" bu eserle birlikte birde altüst oldu. Yazarlar, aydınlar, okurlar birbirlerine girdiler. Tartışmalar uzayıp gitti. Böylece yazarın ve kitabın ünü de dünyanın her tarafına yayıldı. Amerika´da aynı yıl içinde dört baskı birden yaparken, hızla çevr
Tükendi
Simone de Beauvoir´ın (Le Deuxieme Sexe - İkinci Cins) adlı bu dev eseri Fransa´da ilk yayımlandığı zaman öylesine büyük bir ilgi gördü ki, iki yıl içinde 97 kez basılarak bir rekor kırdı. Kitap büyük yankılar yaptı. Bugüne kadar sürüp gelen "kadın anlayışı" bu eserle birlikte birden altüst oldu. Yazarlar, aydınlar, okurlar birbirlerine girdiler. Tartışmalar uzayıp gitti. Böylece yazarın ve kitabın ünü de dünyanın her tarafına yayıldı. Amerika´da aynı yıl içinde dört baskı birden yaparken, hızla çevrildiği
Tükendi
Beauvoir, "Kadınlığımın Hikayesi"nde, daha önce genç kızlık döneminin sorunlarını anlattığı ´Bir Genç Kızın Anıları´ kitabında kaldığı yerden yaşamını tam bir açıklıkla anlatmaya devam ediyor. Sartre ile kurdukları ortak yaşantıyı, mutlu ve acılı günlerini, kadınlığın çeşitli sorunlarını, tanıdığı insanları, tutkularını, yazarlığını ve dünyamızın geçirdiği buhranlı dönemleri en küçük ayrıntılarına kadar veriyor. (Arka Kapak)
Tükendi
"Koşulların Gücü" Simone de Beauvoir´ın Jean-Paul Sartre´la yaşadığı ve en büyük yazınsal başarıları sayılan "İkinci Cins"le "Mandarinler"i yazdığı yılları kapsayan dönemin içtenlikli bir dökümünü oluşturmaktadır. Genet, Leduc, Moravia, Giacometti, Koestler, Aron gibi Avrupa´nın önde gelen sanatçılarının kişilikleri ve fikirleri bu sayfalarda bir araya gelmekte, Sartre´la Camus arasındaki tartışmaya yeni bir ışık tutulmaktadır. Bu kitap ayrıca, Berlin hava saldırısı, Vietnam, Süveyş ve -Beauvoir´ın devrimin
Tükendi
Olgunluk Çağı'nda, Beauvoir'ın tüm yapıtlarında soluğunu duyuran varoluşçu felsefenin doğuşu ve gelişmesinin yanı sıra, yazarın yaşamına katılan kişilerin birer birer sahneye çıkışı, yaşantısında yer alışı ve gerçekliğin parçaları olarak birer roman kahramanına dönüşmesi de izlenmektedir. Çağdaş Fransa'nın düşün ve yazın yaşamında yer alan pek çok aydından başka Beauvoir'ın romanlarından tanıdığımız birçok kişiliğin gerçek yaşantılarının oluşturduğu bir varolma törenini izler gibi okuyoruz Beauvoir'ın anıla
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1