Işık hızındaki hareket geçmişsiyle büyürken, eskisinden eser yoktu. Herbiri buğday başakları gibi serpilirken sesi bir, canı birdi. Her can kendi kanatları üzerinde seyirdeyken biri amir, dğeri memur değildi. Varlığın birliğinden dokulu her ağaç dişisi, erkeği, çocuğu birbiri diğerine karın, kocam, oğlum, kızım demeden bir akarsu gibiydik bu birliğimizin akışında...
"Edebiyat" yanıltıcı bir kelime "Edebiyat" ideolojisinin yarattığı estetikle malul Öte yandan hakiki anlamıyla daima metnin kendi dokusunun yarattığı devinim üzerinden okurun tarihsel-kültürel olarak belirlenmiş okuma, düşünme, hissetme, imgeleme ethik-estetik alışkanlıklarını yerinde kımıldattığı dolayımda, okuruna kendi yapılanmışlığını farkettirecek bir dokunumla dokunur. Metnin yaratıcı dokunumu, okurda değişim, uyanış devinimi yaratan dokunumdan ayrı anlaşılamaz. Bu nedenle, edebiyat üzerinde tanımlar
Hayatı kurmak düşlerle başlar...
Birbirinden ilginç oyuncaklarla dolu bir odada benzersiz bir kule yükseliyor.
Pusula, çaydanlık, define sandığı, zeplin, kumsaati, kalemtraş, sazanbalığı, trampet, korsan gemisi ve daha nicelen üst üste.
Ucu bulutlara uzanan bir düş kulesi...
Sizlersiniz, bu kuleyi yükselten de yöneten de.
Şehrin yollarını, sokaklarını mayın tarlalarına benzetiyordum. Toplumun bu sokaklarına çıkınca, gideceğin yere uygun bir imajın olmak zorundaydı. Yani bir maskem olmalıydı, onu yanımda taşımak, takmak zorundaydım. Nerede hangi maskeyi takmam gerektiği öğretilmişti bana. Maskenin yanı sıra rollerim de olmalıydı. Bu yaşamda kalabilmem için bin bir suratımın olması gerekiyordu.
Öyleyse nedir bu benim yaratılış mucizem? Ne kimliğim, ne de adım; bana yakıştırılan adların hepsi yalan. Bu beni alt etmeliyim. Se
AB-Türkiye ilişkilerinin nasıl bir yörüngeye oturacağı hala ciddi bir merak konusu. Oysa bu çok da yeni bir şey değil; 1963`te başlayan süreçten seri sık sık rastlanan bir olgunun yansıması. Üstelik, Türkiye üyeliğe kabul edilse bile devam edeceğini bilmeniz gereken bir konu.
Greenwich Üniversitesi`nde Jean Monnet kürsüsü başkanı olan Mehmet Uğur`un bu kitabının güncelleşmiş ikinci baskısı, hem AB-Türkiye ilişkilerinin inişli çıkışlı geçmişini anlamak hem de 2004`ü aşan sağlıklı kestirimler yapmamıza imkan
17 Aralık 2004`te alınan müzakere tarihinden sonra Türkiye nihayet Avrupa Birliği`yle resmi müzakerelere başlıyor. Ucu açık olduğu belirtilen ve en az on-on beş yıl sürmesi öngörülen bu süreç, Türkiye açısından birçok yeniliklere gebe. Özelleştirmeler ve yabancı sermaye girişi, milliyetçiliğin yükselişi, Kürt sorunu, Ortadoğu`nun kanlı coğrafyası ve ABD`nin Büyük Ortadoğu Projesi`yle birleştirildiğinde AB`yle ilişkilerin apayrı bir önem kazandığı da muhakkak. Dolayısıyla, siyasal aktörlerin ve hükümet yetki
Toplam 8 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.