Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Gazi'nin Sineması adlı bu çalışma, birinci el kaynaklardan yola çıkarak, Gazi'nin sinemayla ilişkisini derinlikli ve bütünsel bir yaklaşımla ele alıyor. Kitap boyunca, sinema aracılığıyla, Cumhuriyet'in ilk yıllarına, dönemin sosyokültürel yapısına; Gazi'nin sinemaya, bireysel ilgisinin yanı sıra, ulusal belleğin oluşumunda ve toplumun modernleşmesinde bir araç olarak atfettiği öneme; izlediği, senaryosunu yazdırdığı, bizzat rol aldığı, önerdiği veya yapımına destek olduğu filmlere ve beyazperdedeki son yol
Sinemanın 1923-1938 yılları arasında Türkiye'nin izlediği dış politika üzerindeki etkilerini ve bu alanın politik hamlelerden nasıl etkilendiğini resmi belgelere ve dönemin basınına yansıyan haber ve yorumlara dayanarak anlatan bu inceleme, SSCB, ABD, Almanya, Yugoslavya ve Bulgaristan'la ilişkilere odaklanıyor. Erken Cumhuriyet Dönemi'nde, sinemanın Türkiye'nin dış ilişkilerindeki rolüne dair önemli gelişmeler, "Türk-Sovyet", "Türk-Amerikan", "Türk-Alman", "Türk-Yugoslav" ve "Türk Bulgar" ilişkileri bağlam
Tükendi
Sinemanın bu topraklardaki serüveni Lumière Kardeşler'in Paris'te Grand Café'de düzenledikleri ilk sinematograf gösteriminden (28 Aralık 1895) yaklaşık beş ay sonra başladı. Gelişip yaygınlaşması ise siyasi konjonktüre paralel bir seyir izledi. II. Abdülhamit'in şahsiyetiyle özdeşleşen İstibdat Dönemi'nde iktidarın baskıcı, yasakçı ve sansürcü politikalarıyla karşı karşıya kaldı. Rağbet görmesine rağmen gerçek mekânına kavuşup ülke sathına yayılamadı. II. Meşrutiyet Dönemi'nde gümrük koşullarının iyileştiri
Tükendi
Matbuat üzerinden hareketle sessiz sinemanın Türkiye yıllarını daha geniş bir perspektiften okunmasına katkı sunmayı amaçlayan bu çalışma kapsamında, gazeteler hariç, iki yüze yakın süreli yayın tarandı. 1895-1928 yılları arasında Osmanlıca olarak yayımlanan bu dergiler içerisinde içeriğini sadece sinemanın oluşturduğu süreli yayınlar, (Sinema Yıldızı, Film Mecmuası ve Sinema Postası hariç) ?Sinemanın Osmanlıca Serüveni" adlı çalışmada konu edildiği için kapsam dışında tutuldu. Çalışma sürecinde taraması ya
Tükendi
1896- 1945 yılları arasındaki yarım asırlık süreç Türk sineması için oldukça ilgi çekici bir dönemdir. Bunun nedeni, o dönemde yaşanan yoğun siyasi ve toplumsal olaylar ile tüm bunların arasında adeta sıkışan sinema ve sinemacıların verdiği olağanüstü varoluş mücadelesidir. 26 makaleden oluşan bu kitap işte bu yarım asırlık süreçteki önemli tarihi olayların sinemaya ve sinemanın da bu olaylar üzerindeki etkilerini konu ediniyor. Makaleler her ne kadar birbirinden bağımsız olsalar bile içerik olarak birbirle
Tükendi
Türkiye'de sinemalarda ırkçı-milliyetçi ve faşizan filmler gösterildiğinde ilk bilinçli tepkileri Orhan Selim ve Mümtaz Osman takma adları ile yazılar yazan Nazım Hikmet vermiştir. 1930-50 yıllarında Cemil Filmer'in bir anısı, Türkiye sinemasında faşizmin etkisini anlamak açısından öğreticidir. Alman konsolosluğundan gelen rütbeli kişiler faşizmi eleştiren filmleri gösterdiği için Cemil Beyi ofisinde tehdit etmişler. "Tanklarımızla geldiğimizde seni caddenin ortasında ibretlik diye asarız" demişlerdir.
Tükendi
Bu kitap, İngiltere´deki Man Adası Knockaloe Sivil Esir Kampı´nın kuruluşundan kapatılışına kadar öyküsünü, esirlerin gündelik yaşamlarına pencereler açarak anlatıyor. Adadaki yedi Türk´ün mezarlarından yola çıkarak, tarihimizin bilinmeyen bir sayfasını aralıyor. aralıyor
Tükendi
Türk sinema tarihinin ve Türkiye´de sinemanın başlangıç dönemleri, bilindiği gibi, zaman zaman tartışmalara ve çatışan tezlere konu oluyor. Durum doğaldır çünkü sinema tarihçileri kabul etsinler veya etmesinler, ilk yıllar birçok açıdan karanlık yıllar olarak kalıyor ve aydınlatmaları için uzun ve uğraştırıcı bir kaynak (basın, arşiv) taraması gerekiyor... Bu zaman gerektiren, sabır gerektiren, sevgi ve anlayış gerektiren bir çalışmadır, üstelik bir de zorunluluk taşıyor: Osmanlıcayı bilmek zorunluluğu. Dah
Tükendi
Arap harfleriyle basılmış sinema yayınları, yıllarca "üstlerinde durulamayacak mahiyette" sayılıyordu. Ali Özuyar´ın yazdığı "Sinemanın Osmanlıca Serüveni" adlı yapıt, sinema kitapları bakımından oldukça zengin olan kitaplığımıza yeni değerler katıyor. İlk Türk kadın sinema oyuncusu kimdir? Yerel yönetimler ve sinema arasındaki ilişkiler, o dönemde (1914-1928) nasıldı? Amerikan filmleri ve film yıldızları, günümüzdeki gibi toplumumuzu etkiliyor muydu? Osmanlı toplumsal yaşamında sinemanın yeri neydi? Üzerin
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1