Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Felsefenin büyük kurucularından Platon günümüzde yaşasaydı Devlet'i nasıl yazardı? Platoncu komünizmin savunucusu, tiyatro yazarı filozof Alain Badiou Devlet'i serbest bir şekilde çevirerek (aslında yeniden yazarak) bu soruya kendi cevabını vermiş ve ortaya hem klasik hem modern olan özgün bir eser çıkmış: "Mağara" metaforu yerini "sinema"ya, "evet-efendimci" diyalog karakterleri yerlerini gerçek sorular soran meraklı gençlere bırakmış; eksik olan kadın figürü isyankâr bir genç kızla tamamlanmış; klasik dün
Çağdaş kapitalizm gençlere, kimi zaman iç içe geçen iki seçenek sunar: Gününü gün et ve/veya düzenin basamaklarında hızla yükselmeye çalış! Yaşayan önemli filozoflardan ve eylem insanlarından Alain Badiou, Gerçek Yaşam - Gençliği Yoldan Çıkarmaya Yönelik Bir Çağrı'da derlenen konuşmalarında, her iki seçeneğin de yaşamın gerçekliğini örten bir yanılsama olduğunun altını çiziyor. Tıpkı yüzyıllar önce Sokrates'in yaptığı gibi, sadece yaşı değil ruhu her daim genç olanlara eleştirel ve özgür düşüncenin ka
Günümüzün önde gelen filozoflarından Alain Badiou 2018’de kaleme aldığı bu kitapta, yüzüncü yıldönümü idrak edilen Rus Devrimi ile ellinci yıldönümü geride kalan Çin Kültür Devrimi üzerine düşüncelerini dile getiriyor ve 20. yüzyılın, komünizm ideasıyla imtihanını yeniden yorumluyor. Lenin’in önderliğinde Petersburg’da (Petrograd) ve Mao’nun liderliğinde Şanghay’da patlak veren iki büyük halk hareketinin tarihine odaklanan Badiou, Bolşevik Devriminin insanlığın uzun tarihinde Neolitik Devrimin nihai aşaması
Alain Badiou'nun, kendini filozof olarak tanıtmayı yadsımakla kalmayıp, psikanaliz söylemiyle felsefe söylemi arasına güçlü bir mesafe koymakta ayak direyen çağdaş anti-filozof Jacques Lacan'a adadığı Lacan: Anti-Felsefe Seminerleri, psikanalistin gerçeği simgesele, topolojiyi cebire yeğleyen çalışmalarına odaklanmaktadır. Bu seminerler bilgi ve hakikat arasındaki sorunu açıklamayı temel meselesi haline getirmiştir. Anti-filozofun 70'li yıllardaki çalışmalarından hareketle, onun matematiklere kapalı, siya
Elbette ki siyah bizde yasın rengidir. Cehennemî ve ölümcül işlevleriyle ilgili olarak her şeyi söyledik: ışığın yokluğu, sönmüş yaşam ve ilksel kirletilmişlik olarak düşünülen siyah. Simsiyah örtülerle kaplı cenaze arabalarının arkasından yavaşça yürüyen, yine siyahlar giymiş bir kalabalıktır. Zihinlerinden ise yalnızca karanlık düşüncelerin geçtiği varsayımı; hayatın kısalığı ve tüm sevdiklerimizin önlenemez yok oluşu üzerine bir tefekkür. Oysa şunu da biliyoruz ki bu siyahlıklar çoğu zaman sağaltıcı es
Nietzsche bir filozof mudur, yoksa anti-filozof mu? Nietzsche'nin, "dünya tarihini kırıp ikiye bölmeyi" amaçlayan anti-felsefi ediminde sanatın işlevi nedir? Kendini bir sanat eseri olarak yaratmak nasıl mümkündür? Filozofu "suçlular suçlusu" olarak gören anti-felsefenin gücü nedir? Anti-Felsefe seminerini bu sorular çerçevesinde kurgulayan Alain Badiou, anti-filozof olarak andığı Nietzsche'nin eşi benzeri görülmemiş bir girişimle felsefeyi yerle bir etme ve böylelikle yepyeni bir felsefe kurma tasarısını
Düşüncesinin bütün ilhamını her şeyden önce Nietzsche'den aldığını iddia eden birine verilen sıfat ne kadar çelişkili olursa olsun (çünkü Nietzsche'nin kendisinde derin bir ermişlik vardır), Deleuze için düşüncenin koşulunun çileci olduğunu ileri sürmek gerekir. Bu da Deleuze ile Stoacılar arasında bulunan yakınlığı derinlemesine açıklayan bir durumdur. Tekilliklerin göçebeliğini belirtmek için 'anarşi' kelimesinin kullanılması bizi yanılgıya düşürmemelidir, çünkü Deleuze özellikle 'taçlı anarşi'ye vurgu ya
Tükendi
Alain Badiou, her yaştan gençleri "yoldan çıkarma daveti"ne bu kez odağına öteki ve siyaset kavramlarını alarak Gerçek Yaşam'da kaldığı yerden devam ediyor. "Öteki" üzerine düşünürken insanlığın tüm farklılıklarına rağmen müşterek özelliklere sahip olduğunun altını ısrarla çizerek; hem ırkçılık denen belanın müşterekliklerimizi aşındırma çabasına hem de yüzyılımızda "fark"ın kutsanıp "aynı"nın düşünce sahasının dışında bırakılmasına itiraz ediyor. Birini diğerine tercih etmektense ikisinin birlikte hareketi
Huzurlarınızda Ahmed, yüce filozof! Ezilenlerin dostu, zorbaların korkulu rüyası, her işin altından kalkmaya, her derde deva bulmaya kadir, annesinin kuzusu, mahallesinin gururu, yücegönüllü, gözükara bilge, modern zamanların Don Juan'ı, sözcüklerin efendisi, varoşların prensi Ahmed, keskin zekası, yorulmak bilmez çenesi ve karagün dostu sopasıyla, alçaklara, üçkağıtçılara, namussuz muktedirlere, soysuz zorbalara, cahil ukalalara ve hain düzenin namert temsilcilerine karşı çarpışıyor! Varoşların betonların
Tükendi
Badiou'nün "başka bir estetiği" araştıran bu kılavuzu, estetiği felsefenin bir alt disiplini olarak değil, estetik ürünlerin dile getirdiklerini başlı başına bir felsefe olarak okumaya dönük bir girişim. Bunun için şiir, dans, tiyatro ve sinemayı kateden ve tekrar şiire dönen yazar, sanatın, daha doğrusu başta Mallarmé, Pessoa ve Beckett olmak üzere sanatçıların kendi felsefelerinin peşine düşüyor. Başka bir estetik: artık estetik-olmayan bir estetik. Duyumsallığın bugünkü yerinin karşısına yerleşmiş bir es
Tükendi
Aşk inatçı bir serüvendir. Serüven dolu tarafı gereklidir gerekli olmasına ama, inat da gerekir. Ünlü yazar ve felsefeci Alain Badiou Nicolas Truongla birlikte aşkı, o en olağanüstü duyguyu irdeliyor. Çıkarı, güvenliği her şeyin üstünde tutan günümüz dünyasında tehdit altında gördüğü aşkı yeniden icat etmeye çağırıyor bizi. Değil mi ki tüm dünyayı kapsayacak, ortaklaşa bir yaşamın savunma aracı, direnişi bu duygu. Badiou, tekbiçimliliğe, aynılığa karşı serüveni, rastlantıyı, farkı, demek ki aşkı yüceltiyor;
Tükendi
Birbirinden özgün felsefi eserler üretmesine rağmen, hakim postmodern mutabakatın dışında durmayı ya da ötesine geçmeyi tercih ettiği için uzun süredir maruz bırakıldığı "sükut suikasti"nden son birkaç yılda sıyrılmaya başlayan Fransız düşünür Badiou’yu okurlarımıza tanıtmaya Etik kitabıyla başlamıştık. Şimdi de günümüz koşullarında felsefeden neler bekleyebileceğimizi, Arzu, Hakikat, Siyaset, Psikanaliz, Şiir, Sinema, Aşk gibi genel, "Terörizme Karşı Savaş" ve "Komünizmin Ölümü" gibi güncel kavram ve temal
Tükendi
1965'li yıllarda yirmi ila otuz yaşlarında olanlar felsefi alandaki birçok öğretmenlerle karşılaşma şansına sahip oldu. Sartre, Cangulhem ve Lacan gibi daha yaşlı olanlar hala ışıldar, Althusser gibi biraz daha genç olanlar çalışmalarını sunmaya başlarken, Deleuze, Foucault, Derrida gibi yeni bir nesil arenaya giriyordu. Tüm bu ustalar bugün öldü. Felsefi sahne kırk yıl uğraşla önümüze konmuş sorulara nasıl bağlı kalınacağını bilen, yeniyi kendi dilleriyle yeniden formüle edebilen ve taviz vermeyen genç v
Tükendi
"Karşılaşma/Rastlantı" sözcüğü esastır. Bir aşk, bir ayaklanma, bir şiir. Her gerçek mutluluk olumsal, tesadüfi bir karşılaşmada gerçekleşir... Sana olmanın buyurulduğundan başka bir şey olmak istiyorsan sadece karşılaşmalara/tesadüflere güven, resmi olarak sürgün edilmiş olana sadakat göster, olanaksızın yolunda ayak dire. Yoldan çıkmışlardan ol. O zaman, Beckett'in muhteşem metni Mal vu mal dit'nin son sözcüklerinin söylediği gibi, "mutluluğu tanı"yabileceksin. Dünyayı nasıl değiştirmeli? Yanıt aslında
1968 Mayıs olayları arifesinde kaleme alınan Model Kavramı, L. Althusser başkanlığında geliştirilen ?Bilimadamları İçin Felsefe Dersleri" tasarısının bir parçasıdır. Bu disiplinlerarası çalışmada modelleme ve ideoloji ilişkisinin doğasını araştıran A. Badiou, sıradan okur tarafından da nesnel bilginin taşıyıcısı sayılan matematiksel modellerin taraflılığını vurgulamakta. Aradan geçen yıllarda yaşanan gelişmeler, mantıksal pozitivizm ve ampirizmden kendini ayıran bu kitabın önemini hep gündemde tutmuştur. Mo
Alain Badiou, yirminci yüzyılın ikinci yarısında öne çıkan Fransız filozof veya düşünürlerinin bir bakıma öznel denebilecek bir bilançosunu çıkarıyor: Sartre, Ricoeur, Althusser ve Lacan'dan Deleuze, Foucault ve Rancière'e bir dizi filozof üstüne ?yaşam", ?kavram", ?özne" ve ?eşitlik" gibi mihenk taşlarını esas alan derinlikli okumalar yapıyor. Önsöz'de, odaklandığı dönemi ana hatlarıyla değerlendirirken şöyle diyor: ?Fransız felsefesinin bu ânı, Alman düşüncesinin yeni bir şekilde sahiplenilmesi, yaratıcı
Tükendi
Marx'ın Komünist Manifestosu'ndan neredeyse 200 yıl sonra Badiou'dan Felsefe İçin Manifesto. Paul Cohen'in türeyimsel (générique) anlayışı, Lacan'ın aşk teorisi, 68 Mayısına ve Polonya'ya sadık politika, Celan'ın şiir-ötesine şiirsel çağrısı düşünce için eşanlı olarak nasıl mümkün olabilirler? Söz konusu olan kesinlikle bu olayları bütünselleştirmek değildir, bunlar farklı türden olup art arda sıralanabilir olaylar değildirler. Söz konusu olan, kavramları ve düşünce kurallarını, belki de bu adların ve eyle
Uydurma "anti-semitizm" suçlamalariyla muhalefet nasil susturulur? "Teröre karşı savaş"ın başlamasından bu yana Batının emperyal stratejileri için İsrail giderek daha önemli hale gelmiş ve bu stratejiler Filistinlilere karşı politikalarında olmadığı kadar agresifleşmiştir. Bu gelişmenin önemli ideolojik silahı protestoları ve muhalefeti susturmak için kullanılan iki yüzlü ve haksız "anti-Semitizm" suçlamaları olmuştur. Tarihsel nedenlerden dolayı, bu taktik en güçlü bir şekilde Fransa'da hayata geçiyor.
Tükendi
Son yirmi-otuz yıldır ideolojilerin sonunun geldiği söylendi aslında ima edilen sadece Solun sonuydu. Daha sonra aynı şekilde, temsilin, felsefenin, doğanın ve hatta insanın "sonu"nun geldiği ilan edildi, bazen arsız bir neşe, bazen de melankolik bir kederle. Badiou bu postmodernist mutabakatın dışında kaldığı için, uzun yıllardır yazmasına rağmen değeri yeni yeni teslim edilen büyük bir düşünür. Düşünce sistemine polemik mahiyetinde bir giriş sayılabilecek Etik kitabıyla kendisini Türkçede ağırlamaya başl
Tükendi
Jacques Lacan'ı yakından tanımış ve düşüncelerinden derinlemesine etkilenmiş iki kişi, filozof Alain Badiou ve psikanaliz tarihçisi Elisabeth Roudinesco bu söyleşide verimli bir diyaloğa giriyorlar. Lacan düşüncesinin psikanaliz ve felsefe açısından önemini irdeliyor, günümüz dünyası açısından ne ifade edebileceğini ortaya koyuyorlar. Aykırı fikirleriyle tartışmalara konu olmuş, sadece psikanalist diyemeyeceğimiz bu etkili figürü yanlarına alarak, siyasal devrim ile öznel devrim arasındaki ilişkiyi yeniden
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1