"Vakta ki televizyon denilen büyücü yaygınlaştı, şairin de şiirin de konumu değişti. Türkiye'de televizyonun yaygınlaşması, kanalların çoğalması, insanların bir araya gelmelerinin önüne bir set çekti. Resmî ideoloji, her eve yirmi dört saat beyin yıkayan birçok öğretmeni soktu böylece. Dünyaya, olaylara artık sermaye sınıfının gözüyle bakmaya başladı geniş kitleler. Egemenlerin bize göstermek istediklerini görür olduk. Okumaya alışmamış bir toplum, birdenbire seyretmeye yönlendirildi. Bu da şairi ve şiiri i
Bir kentin tarihini, coğrafyasını, toplumsal hayatını, geçirdiği değişimleri, insan tiplerini, atmosferini, doğal güzelliklerini, unutulan değerlerini, yeme içme kültürünü, gecesini gündüzünü, yazını kışını, folklorunu, eğlence hayatını, daha bin türlü özelliğini, herkes kendince görür. Tarihçi başka, coğrafyacı başka, turizmci başka, asker başka, öğretmen bambaşka bir gözle görür ve kendi bakış açısıyla yazmak ister.
Ama bir yazar-edebiyatçı, kendince bir duyarlıkla yaklaşır kentine. Çevresine gönül gözüy
´Okuryazar olarak herkes şiir olur ama şiiri okuyamaz. Şiir okumak, şiiri seslendirmek, başka bir deyişle harfleri sese dönüştürmek demektir. Oysa şiiri okumak, o şiiri yeniden üretmek demektir. Bir şiir yazıldıktan (ya da söylendikten veya yapıldıktan) sonra, kendi başına bağımsız bir varlık konumuna gelir; şairden de bağımsız.´
Günümüz Şiiri Üzerine Yazılar, Sabit Kemal Bayıldıran´ın bugüne kadar çeşitli dergilerde yayınlanmış yazılarını bir araya getiriyor. Kendisini bir şiirsever olarak nitelendiren
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.