Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yağma Yağmur yağma Bizi eve kapama Pıta pıta pıt Şıpa şıpa şıp Güneş artık çık! Miro ile Şino iki kardeş. Miro, leylekler göç yoluna koyulduğunda yedi, Şino ise leylekler döndüğünde altı yaşına basacak. Günlerden bir gün bu iki kardeş parkta oynarken güneş birden kayboldu. Sonra kara bulutlar çıkageldi. Kuşlar apartmanların saçaklarına saklandı. Kediler kuytu köşelere kaçıştı. Önce çat, pat, küt sesiyle kaldırımları döven dolu yağdı, sonra yağmur. Günler haftalara, haftalar aylara kavuştu, yağmur bir t
Masal... Masalım ne zaman basladı? Yavuz Ekinci'nin usta kaleminden unutulmaz bir masal.
Bu çağda peygamber olmak zor! Büyük Kent. Felaket Çağı'nda bir gün. Mahşeri bir kalabalığı taşıyan metrodan inip, hayatta kaldığınız her güne şükrettiğiniz, bütün isyanınızı Twitter'dan dile getirdiğiniz, huzuru Instagram'da bulduğunuz sakin hayatınızın sıradan bir gününde düşle gerçek arası bir şey yaşasanız... Örneğin baş melek Cebrail size görünüp, "ahir zaman peygamberi" olduğunuzu ilan etse ve Tanrı'nın ilk emrini size iletip "Bak!" dese... Ne yapardınız? Peki en az sizin kadar sıradan biri karşını
Tükendi
Dünya değirmeni aşkın yüzü suyu hürmetine dönüyor. Bu kitap yazı ile imgenin büyülü buluşmasıdır. Tıpkı aşk gibi Yavuz Ekinci yazdı, Ahmet Güneştekin resimleriyle yorumladı.
Tükendi
Günün Birinde Rüyası Bölünenler Cennetin Kayıp Toprakları Tene Yazılan Ayetler Meyaser'in Uçuşu Bana İsmail Deyin Sırtımdaki Ölüler
Tükendi
Amar Dağı'ndan bir adam koşarak köye geldi. Cevizler Vadisi. Felaket Çağı'nda bir gün. Günün birinde, masalı Şahmeran'ın derisine yazılmış Cevizler Vadisi'ne bir adam koşarak gelir. Huzur yerini tedirginliğe, tedirginlik ise korkuya bırakınca, Cevizler Vadisi gözünü karanlığa, kulağını sessizliğe dikerek barbarları beklemeye koyulur...
Tükendi
Eğilip, suda yansıyan yüzüme baktım. Üstümdeki eprimiş giysiler içinde tuhaf görünüyordum. Suda yansıyan adama gülümsedim, o da bana gülümsedi. Çocukluktan kalma bir alışkanlığım da her gece uyumadan önce, aynadan bakmaktı. Başım döndü. Su, çöl, güneş, kum, suda yansıyan adam, ölü güvercin, çıplak ayak izleri, karanlık Yavuz Ekinci, insanlığın temel sorunlarına, gündelik hayata, bölgesel çatışmaların yarattığı insan trajedilerine, edebiyatın binlerce yıllık birikiminden bakmaya çalışan bir yazar. Sırtımda
2008 Yunus Nadi Öykü Ödülü Yavuz Ekinci´den Bana İsmail Deyin Birbiriyle ilintili, dahası iç içe geçmiş "bağımsız" öyküler...Öyküler arasındaki geçişlerde, bir tür aynalı-döner kapı kullanmak zorundasınız. Bana İsmail Deyin, Katil-Kurban ve Azrail-Şahit eşliğinde çıkacağınız "büyük bir suç" yolculuğu. Ancak bu kez her suç-suçlu serüveninde olduğu gibi "ahlak"ın yol göstericiliğine güvenmeyin... Çünkü Yavuz Ekinci, kutsal kitaplar öncesindeki "kozmik ahlak"ı yeniden kurguluyor ve tüm metinlerin öncesini, "
Tükendi
Beni kitaplarda, aşkın dağlarında ve ölüm anında bulabilirsin Yıldızlar neden böyle uzak dururlar bize? Oysa yıldızlara sahip olmak uğruna ömrümüzü hayallere satarız. Hazan mevsimlerinde hep, karşılıksız, sınırsız, ölesiye... Her şehrin bir dağı olmalı; yüce ve ihtişamlı. Ve o dağdan hoyrat rüzgârlar esmeli şehrin yüreğine. Şehir irkilmeli, korkmalı, ağlamalı, üşümeli. Ama dağını sevmeli de, karşılığı, ölüm de olsa. Beklemeli, ummalı! Neyi mi? Kimi mi? Niçin mi? Neden mi? Ne zamana kadar mı? Şehir
Tükendi
Genç kuşağın başarılı öykücülerinden Yavuz Ekinci, ilk romanı Tene Yazılan Ayetlerde, hem kendi öykülerinin hem de dünya edebiyatından, mitolojiden ve kutsal yazılardan seçilmiş metinlerin çözgüleri arasından çektiği atkılarla, yine metinlerarası bir örgü dokuyor. Hayatın, aşkın ve ölümün izinde, biri güneydoğumuzda süren düşük yoğunluklu savaş ve siyasi cinayetler fonunda, biri de Tufandan günümüze, Gılgamıştan Siyah Kaleme, Hızırdan Şehrazada, Deli Dumruldan Don Kişota, Saramagoya, tarih, mitoloji ve ede
Tükendi
Yaşadıkları coğrafyanın acılarına hapsolmuşların, aile olmanın ölümcüllüğünü taşıyanların ve cennetin gelmesini yüzyıllarca bekleyenlerin hikâyesi Yara! Ben derisi yüzülmüş bir yarayım. Seksen yıldır yüreğimde açılan bu yara bugüne kadar ne iyileşti ne de kabuk bağlayabildi. Bu yara öyle bir yara ki, kabuk bağlayıp iyileşeceğine, her geçen gün biraz daha derinleşip büyüdü. Yara büyüdükçe ben küçüldüm, ben küçüldükçe de yaram büyüdü. Öyle ki upuzun ömrümün sonunda ben bu yaradan ibaret kaldım. Yara! Kapkar
Tükendi
Hayatım iki uyku arasında dolaşan kayıp bir rüyaydı Rehberden hızlı hızlı isimlere baktım. Babamın ismi geçince bir an durdum ve su alan bir geminin ağır ağır batması gibi Yusufun görüntüleri zihnimde canlandı. Göğsü delinmiş, yüzü kanlar içinde, üstünde birkaç taş, etrafta karasinekler, kefensiz bir ceset Ellerim titredi, gözlerim doldu. Biri boğazımı var gücüyle sıkıyor gibiydi, nefes alamıyordum. Yusufun yüzü anılarla yüklü gözümde bir karabasanın ardındaki renkler kadar capcanlıydı. Uzun zamandır ne z
Tükendi
Yüzyıla yayılan, üç kuşağın öyküsü... Yavuz Ekinci ikinci romanı Cennetin Kayıp Toprakları şimdi Kürtçe Yavuz Ekinci ikinci romanı Cennetin Kayıp Topraklarında, üç kuşağın coğrafya kaderdir dedirten hikâyesini anlatıyor. Yaşadıkları coğrafyanın acılarına hapsolmuşların, aile olmanın ölümcüllüğünü taşıyanların ve cennetin gelmesini yüzyıllarca bekleyenlerin hikâyesi bu. Yerinden yurdundan edilmiş, dilinden, dininden, kimliğinden, insanı insan eden her şeyden yoksun bırakılmış Almastlar, aynı yazgıyı başka
Yavuz Ekincinin ilk romanı Tene Yazılan Ayetler, şimdi Kürtçe Tene Yazılan Ayetler, Güneydoğu'da yaşananlara dair edebiyatın ve o hayatın içinden bu güne dek yapılmış en iyi anlatılardan biri. A.Ömer Türkeş/ Radikal Kitap Tene Yazılan Ayetler, edebî gücü çok yoğun, yeni bir roman türü bence.Bir ilk roman olmasına rağmen, bu coğrafyanın son büyük romanı olduğunu düşünüyorum. Pakize Barışta/ Taraf Gazetesi Tene Yazılan Ayetler olgun bir roman. Olgunluğu hem yazarının geldiği aşama ile ilgili hem de edebiyatın
Benim adım Meyaser dedi. Tanımlayamadığım, içimi kaynatan bir sıcaklık avusuma akıyor, birikiyor, derimden içime akıyordu sanki. Ellerimi çekmek istedim. Çekemedim. Dudakları kıpırdadı. Beni kitaplarda, aşkın dağlarında ve ölüm anında bulabilirsin dedi. Onca duyarlılıktan sonra elde yalnızlık kalınca dünya ile konuşmanın vaktidir... Yavuz Ekinci nin usul ve acı dolu bir sesle konuşması sizi kalbinizden yakalayacak.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1