Türk Edebiyatı´nın büyüleyici kahramanı Sarp Sapmaz yeniden iş başında Sarp bir kez daha kızlar, kimya laboratuvarı ve bilinemezlik arasındaki üçgende. Bakalım yatırlı evin hiç eskimeyen gül desenli taşlarının altında neler yatıyor? Taşın altındaki gizemin peşinde olanlar ile Sarp nasıl bir karşılaşma yaşayacaklar? Altı bin yıllık sır Sarpın ellerinde...
Üçüncü Sarp Sapmaz macerası olan Yatır, diğer Sadık Yemni kitapları gibi Everest Yayınlarında.
Çocukluğundan beri gizemli merak ve kâbus kumbarası
Usta yazar Sadık Yemniden büyüleyici bir macera.
Bir ayağı İzmirde, kızların arasında ve kimya laboratuarında; bir ayağı ise bilinmezin toprağında olan Sarp Sapmaz Öte Yerde dünyayı dehşetin eşiğine getiren bir bulmacayla baş başa. Altmışlarda, Soğuk Savaş yıllarında İzmirden Amerika Birleşik Devletlerini şaşkına çeviren bir takım mesajlar gelir bilgisayarlara. Ve tabii ki bizim İzmirli delikanlımız Sarp olup bitenleri uzağında kalamaz. Hatta her zamanki gibi bu sırrı da çözmek ve belayı defetmek o
Kız gülümsedi. Otelden çıkınca hemen bir bankadan para almışlar ve Gümüşsuyundaki Varan bürosuna gitmişlerdi. Şanslarına İDOnun Yenikapıya giden servis otobüsü on iki dakika sonra kalkacaktı. Kalbiye bu hattı birkaç kez kullandığı için tercih etmişlerdi. Ayhana kalsa akşam yedi ya da sekiz uçağı daha uygundu. Sonradan kızın uçağı yeğlememesindeki espriyi anlamıştı. Es kaza uçağa bir şey olursa, belki ölümsüzlüklerinin sınırına toslarlardı. Eğer bu sınır mevcutsa, Teupi kontratı bu yöntemle iptal etmeyi
´Tekerlekli boy aynasının önünde duran şey görünüş olarak genç bir kadındı. Siyah saçlı, duru tenli, orta boylu ve çırılçıplaktı. Tamamlanmamıştı henüz. Kalbi atmıyordu, nefes almıyordu. Kirpikleri, göz bebekleri, kulak delikleri, meme başları, anüsü ve vulvası yoktu. Soğuk, sıcak, uyku, yorgunluk, neşe, sıkıntı, endişe ya da mutluluk gibi duyguları tanımıyordu. Kıvamlı ışıktan yaratılmıştı. Bir niyet düğümü türeviydi. Bekliyordu. Beklemeyi biliyordu.´
Pera bölgesinde dört kilometrekarelik bir alana sıkışı
O akşam Amsterdamda 83 numaralı metro aracına binen onlarca kişiden dördü, dünyanın gidişatını değiştirmek için seçilmişlerdi. Derken bir güç, bazı yolcuların bu metro aracına binmelerini engelledi. Bir canki ile metro sürücüsü Stefan Boekbinder, en imkânsız hayallerini gerçekleştirme şansını yakalamışlardı. O sırada yirmi yaşındaki kadın terminatör Anneke Bitterbot da kim bilir kaçıncı defa sahneye çıkıyordu...Henüz yazılı tarihin eşiğine yeni yeni gelirken, yani İstanbulda Boğaz yeni ortaya çıkarken, Sa
Amsterdamda yaşayan zengin bir Türk iş adamı olan Sabri Somatın 17 yaşındaki kızı Selma ansızın ortadan kaybolur. Polisin araştırmasından herhangi bir sonuç çıkmayınca Sabri Bey, kızını bulması için Orhan Demir a adında bir dedektif tutar. Aynı zamanda Eurotürkün tarihindeki ilk yerli dedektif tiplemesi olan Orhan Demir, yardımcısı Mikrop Halille birlikte, kat kat lahana gibi içi içe duran bir sır perdesini aralamak üzere kolları sıvar.
Sadık Yemninin yurt dışında yaşayan göçmenlerimizin iç dünyalarıyla ay
Grand Cafe bir yaz öğleden sonrası için tenha sayılırdı. Krem rengi takım elbise giymiş bir adam cam yakınlarındaki bir yere oturmuş, dikkatle boşalmış içki bardağını inceliyordu. Ben yanı başında belirince daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve hafifçe doğrularak elini uzattı.
"Ah, siz misiniz. Ben Sabri."
Sabri elli yaşlarında, boylu poslu biriydi. Kalın koyu renk kaşları, gümüş rengi kısa saçları ve sert hatlarla bezenmiş güneş yanığı yüzüyle, akciğer kanserinden ölerek ününe ün katan bir Marl
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.