Gelişme ve öğrenme, yaşamın birbirinden ayrılmaz nitelikte iki temel boyutunu oluşturur. Başka bir anlatımla bu iki sözcük, insan yaşamının en özlü anlatımıdır. Yaşam, insanın doğumdan başlayarak ölümüne dek kendi iç dünyasında ve onu çevreleyen dış dünyada yaptığı yolculuğun adıdır. Bu güzel, acılı ve gizemli yolculuk, her zaman daha mutlu ve üretken bir varoluş biçimine ulaşmak amacıyla yapılır.
Ancak yaşam yolcularının tümü, sevgi ve güvene, başka bir deyişle mutluluğa ulaşamazlar. Çünkü çoğu kez yaşam a
Bu kitap, hayata sahip çıkarak bir çocuğun yaptığı gibi tam bir doğallık ve özgürlük duygusu ile yaşamak isteyen insanların sevecekleri bir kitaptır. Çünkü onlar kendileriyle birlikte başka insanları ve hayatı da severler. Onlar mutlu, üretken, güçlü, duyarlı, sevecen, çığlık çılığa yaşayan bilge insanlardır. Bu tür insanlar, yaşamın aynı zamanda onurla yerine getirilmesi gereken yüce bir görev olduğunu da bilirler. Bu yüzden yaşadıkları hayatı ve onu kuşatan toplumsal düzeni sorgluyarak, daha güzel bir dün
Yazarın en büyük mutluluğu kitabın eğitim bilimleri ve öğretmenlik programlarının en stratejik alanlarından biri olan Sınıf Yönetimi alanında bir referans kitabı haline gelmiş olmasıdır. Birçok akademisyen ve araştırmacının yeni ürünler verme sürecinde yararlandıkları bu eserin ayrıca gerçek bir sevgi mesleği olan öğretmenlerin el kitabı olma niteliğini sürdürmesi dileğiyle...
Sınıfta öğretim ortamı, zaman yönetimi, öğretimin planlanması ve değerlendirilmesi, davranış yönetimi, öğretmen-öğrenci ve öğretmen
Özet Pisagor, şifa sanatının en kutsal sanat olduğunu söylemiştir. Şifa en kutsal sanatsa, o halde bedenle olduğu kadar ruhla da ilgilenmelidir; çünkü hiçbir varlık, en önemli parçası hasta olduğu sürece sağlıklı olamaz.
Tyana'lı Apolionius
Bu önemli çalışmada, Kuantum İyileşme, deyince şunu anlıyoruz, kuantum fiziği esaslarına ve Modern bilime göre iyileşme tıbbi kuralları ile alternative Tıp, yani Şifacılık öğretisini birleştiren bu kitap, çeşitli hasta vaklarını ve Hastalıklara ilişkin vücuttaki ruhsal
"Hayat ileri doğru yaşanır, geriye doğru anlaşılır." diyor Kierkegaard. Son dönemde toplumsal yaşamın her yönünü etkileyen bir dizi yasal düzenleme yapıldı. Ancak üniversite ve eğitim kamuoyu genel olarak "sessizliğin dili" ile yanıt verdi. Üstelik kamuoyunda neredeyse bu sessizliğin bilgelik kadar akademik nezaket ve inceliğin sonucu olduğu yönünde bir görüş birliği oluşmak üzere. Bu durum başka bir açıdan örneğin "Siz ancak yanıtını bildiğiniz soruları işitirsiniz." diyen Nietzsche'ye göre "kuzuların sess
Yaşamın sonunda ölümden başka hiçbir kesinlik yoktur. İnsan olmak bir bakıma bu acı gerçeği bilerek yaşamaktır. Bu kitap sevgiyi anlatmaktadıe... Sevgi adına yaşanan sevgisizlikleri ve yalancı sevdaları... İnsanı yok eden, onu bir "şey"e dönüştüren çağdaş popüler kültürü. Anne/baba, çocuk sevgisinden; gerçek insan,din,Tanrı ve yurt sevgisine dek her şeyi. Yaşamın, sevginin ve insan olma gerçeğinin üzerinde düşünmek isteyenlere önerilir.
Bu kitap, düşüncenin üzerinde düşünmek ve yaşamın güzelliklerine farklı pencerelerden bakmak için ayrıca insan olmanın mutluluğunu duyumsamak ve hayata yeniden gülümsemek için yazılmıştır. Bu nedenle okunmaya değer.
Gerçekten insan olmak da insanı anlatmak da zor bir iştir. İnsanın ne olduğu sorusunu St. Augustinus şöyle yanıtlıyor. Bu soru bana sorulmadan önce yanıtını biliyordum ama artık bilmiyorum Kitabın yazarı olarak ben de bu yanıta katılıyorum. Ayrıca böylesine önemli bir soruya kestirme yanıtlar v
Bu kitap insan düşüncesinin ufuklarına doğru yapılan gizemli bir yolculuğun öyküsüdür. En eski mitolojik anlatılardan günümüz sanat ürünlerine dek yaşamı ve insanı konu alan onlarca başyapıttan damıtılmış bir sevda öyküsü... Buna insanın var olma sevdası da denebilir. Zor, acılı, keyifli, alaycı, içtenlikli, onurlu, korkusuz ve şiirsel bir dille anlatılmış bir öykü ya da şöyle diyelim: İnsana, var olma sanatını insanca anlatan bir insanlık manifestosu.
Bu kitabı okurken Yunusun yanık sevdalı sesini duyaca
Gelişme ve öğrenme, yaşamın birbirinden ayrılmaz nitelikte iki temel boyutunu oluşturur. Başka bir anlatımla bu iki sözcük, insan yaşamının en özlü anlatımıdır. Yaşam, insanın doğumdan başlayarak ölümüne dek kendi iç dünyasında ve onu çevreleyen dış dünyada yaptığı yolculuğun adıdır. Bu güzel, acılı ve gizemli yolculuk, her zaman daha mutlu ve üretken bir varoluş biçimine ulaşmak amacıyla yapılır. Ancak yaşam yolcularının tümü, sevgi ve güvene, başka bir deyişle mutluluğa ulaşamazlar. Çünkü çoğu kez yaşam a
Niçin çalışıyoruz? Nasıl yaşıyoruz ve nasıl bir eğitim alıyoruz? Bunlar insanın belki de kendine her gün sorması gereken sorular arasındadır. Ayrıca eğitim daha güzel bir Türkiye ve dünya yaratma amacına ne ölçüde hizmet ediyor? Acaba belli, kalıplaşmış görüşleri, basının klişelerini, toplumsal dedikoduları ve magazin haberleriyle dolu sosyal yaşam, insanın gelişmesi için yeterli midir? Eğitim sistemi kişinin vicdan ve karakter gelişimini sağlamak adına insancıl bir felsefi temele ve içeriğe sahip midir? Ba
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da XIX. Yüzyılın ilk yarısından itibaren ortaya çıkan aşiret isyanlarına geçmeden önce Batılı emperyalist devletlerin doğu politikalarının temel taşlarından birini oluşturan "Şark Meselesi" terimi üzerinde durmak gereklidir. İlk defa 1815 Viyana Kongresi'nde Rus delegasyonu tarafından kullanılan terim, çeşitli manalarda tarif edilmiştir. Fransız tarihçi Albert Sorel "Türkler Avrupa'ya ayak bastığı günden itibaren Şark meselesi zuhur etti" diyerek meselenin aslında bir "Türk Meseles
Bu kitap, yaşadığımız dünya üzerinde düşünmek isteyen okuyucular için yazılmıştır. Dikkatli okuyucu satır aralarını da okuyacağı için yaşadığımız dünyaların da varlığını hissedecektir. Ve belki de insanlığın içinde bulunduğu yaşam koşullarını sorgulayarak daha insanca bir dünya arayışına katılacaktır. Bir düşünür Önemli olan çözümü değil, bilmeyici kavramaktır der. Buna göre insan olmak, yanıtsız bile olsa yaşamın anlamı üzerinde düşünmek ve bu konuda cesaretle soru sormak demektir. Üstelik hiçbir bakış açı
İnsanlık yolunda bir unvan kazan,
Mutluluk bulur mu şuurun bozan
İster bir âşık ol, istersen ozan,
Gerçeğe aykırı yazmışsan gelme.
Derviş Kemal der ki kulak ver bana,
Ben tavır koymuşum gerçekten yana,
Doğruyu, güzeli söylerim sana,
Bu gerçek sözlere kızmışsan gelme.
-Kemal Özcan-
Kitap, yaşadığımız dünya üzerinde düşünmek isteyen okuyucular için yazılmıştır. Dikkatli okuyucu, satır aralarını da okuyacağı için yaşayamadığımız dünyaların da varlığını hissedecektir. Ve belki de insanlığın içinde bulunduğu yaşam koşullarını sorgulayarak daha insanca bir dünya arayışına katılacaktır. Bir düşünür, Önemli olan çözümü değil bilmeceyi kavramaktır. diyor. Buna göre insan olmak, yanıtsız bile olsa yaşamın anlamı üzerinde düşünmek ve bu konuda cesaretle soru sormak demektir. Üstelik hiçbir ba
Bu kitap insan düşüncesinin ufuklarına doğru yapılan gizemli bir yolculuğun öyküsüdür.
En eski mitolojik anlatılardan günümüz sanat ürünlerine dek yaşamı ve insanı konu olan onlarca başyapıttan damıtılmış bir sevda öyküsü. Zor, acılı, keyifli, alaycı, içtenlikli, onurlu, korkusuz ve şiirsel bir anlatı...
Ya da şöyle diyelim: İnsana varolma sanatını insanca anlatan bir insanlık manifestosu.
Bu kitabı okurken Yunus´un yanık sevdalı sesini duyacak, Prometheus´un yaktığı insanlık ateşiyle aydınlanacak, Apo
Bir şair, "bir insanı sevmekle başlar her şey" diyordu... İnsanı sevmekle... Bu sözlerin üzerinde düşündüm yıllarca... Kendimi bulmak, tanımak zorundaydım... Bunun için yaşamı ve insanları sevmeliydim... Sevmeyi öğrenmeliydim... Yaşamımı sevgiye adadım... Yıllar geçtikçe sevmeyi daha çok seviyordum...
Sonuçta bu kitabı, yaşamı ve insanları sevdiğim için yazmaya karar verdim. Sevgimi paylaşmak için insanı ve onun dünya içindeki yalnızlığını anlamak için... İnsan olduğum için... Ve insanlara duyduğum gönül b
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.