Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yaşama Ustası, daima ‘hayatın çırağı' olduğunu bilir ve her daim diri tutar bu bilinci yüreğinde... Hayat öğretmeninin rahlesinde sürekli ders gören cismi küçük, yüreği büyük bir öğrencidir. Sadece öğretmenin sözlerinin değil, gül ağacından rahlenin sanatla bezeli kıvrımlarının da, rahlenin üstünde durduğu o muhteşem el dokuması halının nakışlarının da, aynı dersi alan canlı-cansız tüm arkadaşlarının da bu dersin bir parçası olduğunu bilir. Bir çırağın mütevazılığıyla, bir bilgenin erdemini pişirir bedenind
kırık bir kalbin, yaralı bir aklın merhemidir... teselliler kitabı Aşk, ayrılık, hüzün, anlamsızlık, yalnızlık, yaşlılık, ölüm, çirkinlik, yoksulluk... Çağdaş dünyanın yaralarına kadim merhem: "Teselliler Kitabı" Bizlerle sakin, dingin ve rahat bir dille konuşan Tesellici, insanlığın ortak kültüründen beslenen hikmetli bir bakışla bütün zamanlarda ve günümüzde yaşanan dertlere çare olacak, yüreklerde açılan yaraları sarmalayacak bir bakış aktarıyor. Anladım ki her insan şu fani dünyada bir sığınak, bir l
Tükendi
"Öyküler neye öykünür? Neyi işaretler, neye dairdir öyküler?" diye sorsam, bunun muhtemel cevabı şöyle olurdu herhalde: Öykü hayatı, hayatın ta kendisini öykünür. Hayattandır ama hayat değildir, insan olmanın en derin sularından süzülüp gelir, gelirken geçtiği yerlerin kokusunu, tuzunu, tozunu beraberinde getirir ama yine de kaynaktaki haliyle aynı değildir. Dolayısıyla öykü okumak, hayatı ve insanı doğala özdeş haliyle, evirip çevirmeden, en yalın şekliyle okumaktır çoğu kere. Belki binlerce öykü, hikaye
Tükendi
Öykü okuyabilene, mesel söyleyebilene, "İnsan Sıcağı"nı hissedebilene ne mutlu... Belki binlerce öykü, hikâye, mesel, masal okudum bu çalışmayı hazırlarken. Bunun en başta benim düşünce ve hayal hamuruma muazzam katkıları olduğunu bizzat gördüm. Yüzyıllar boyunca halk irfanının bu öykü, mesel ve hikâyeler yoluyla taşındığını, hikâyelerle, öykülerle düşünmenin insanda ayrı bir bilgelik inşa ettiğini bir daha kavramak olağanüstüydü doğrusu. İyice anladım ki insanlara saatlerce teorik ve teknik terimlerle kon
Tükendi
Öykü okuyabilene, mesel söyleyebilene, "Yaşama Sevinci"ni duyabilene ne mutlu... Belki binlerce öykü, hikâye, mesel, masal okudum bu çalışmayı hazırlarken. Bunun en başta benim düşünce ve hayal hamuruma muazzam katkıları olduğunu bizzat gördüm. Yüzyıllar boyunca halk irfanının bu öykü, mesel ve hikâyeler yoluyla taşındığını, hikâyelerle, öykülerle düşünmenin insanda ayrı bir bilgelik inşa ettiğini bir daha kavramak olağanüstüydü doğrusu. İyice anladım ki insanlara saatlerce teorik ve teknik terimlerle ko
Tükendi
O'nunlasın her zaman, bütün internet bağlantılarından daha hızlı, tüm kısa mesajlardan daha doğrudan, tüm plastik kahramanlardan daha gerçek, tüm tv dizilerinden daha dostça. O varken "yalnızlık" sadece bir kelimedir. O'na yakın olduğun oranda yalnız değilsin, O'ndan uzaklığın oranında yalnızsın. Sana şefkat eden bir rabbin var; sahipsiz değilsin. O seni ve diğerlerini şefkatle terbiye ediyor. Herkesi merhametinin kucağında ağırlıyor. O seni sevdiği için var eyledi. Seni severek var eyledi. Senin varlığınd
Tükendi
Filozofun, Hiç Kimsenin Ülkesi dediği düşünce yurdunda, her birimizde var olan hakikat çocuğunun sancısını çekmenin çarpıntısıyla, kaleme tutunmak anlamına geliyor benim için yazma etkinliği. İlk gençlik yıllarımdan beri yazmakla olan muaşakamın beni bu küçük kitabın kıyısına getirip bırakacağını hiç tahmin etmezdim. Benimkisi, zaman, can elmasımı kül etmekteyken bir yerlere çentik atma, iz bırakma, ben de yaşadım, Hatırla Beni Hayat deme çabasından başkaca bir şey değil. Edebi nitelikli denemeleriyle d
Tükendi
Suskunluğumu acemiliğime bağışla bir yaşama ustası değilim daha ne cinnetten dönü yüzüm ne cenetten bekliyorum kovulduğum kapıların ardında. Ucuz ölümler sermedim kanıma solurmadım süzgün suda balkıyan güneşi tedirginim, ıslanıyor varlığımdan akasyalar yürüsem, çoğalıyor dalında yasak meyvalar dursam, çoğalıyor.
"Kıvılcımlar Kitabı" ile üçüncü kez görücüye çıkan şairimiz; ömrünün oldukça erken bir devresinde zorlu bir şiir yürüyüşünün (ama sıçramalarla dolu bir yürüyüşün) örtük tablosunu arzediyor okuyucuya. Zira kendisi şiirin, "düz yolda rehavetli bir yürüyüş değil, varoluşun uçboylarında hummalı bir raks" olduğunu dillendiriyor. Varlığın sınırlarını tırmalayan şiirin "bir kıvılcım, içteki harlı ateşin karşı konulmaz dışavurumu" olmaklığını söylüyor. Diplerden, ta diplerden kopup gelen yalazlı bir soluğu "okuyu
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1