Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“Önceki gün şölendeki eğlenceden yorgun düşmüş halk hala uykudaydı. Kasabanın saati altıyı vurdu. Kar tanelerinin yavaş ama kararlı düşüşüyle bir parça aydınlanan karanlıkta sadece belli belirsiz bir canlı sureti görülüyordu: giriş kapısının kemerinin altına sığınıp geceyi orada geçirmiş, titreyen ve kendini mümkün olduğunca korumaya çalışan dokuz yaşlarında küçük bir kızın sureti. Uzun süre kullanılmaktan lime lime olmuş ince yün bir elbise giyiyordu, başı yırtık pırtık ipek bir mendille örtülüydü ve çıpla
Tükendi
Émile Zola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olan yazar, romanları için gerekli yaşam deneyimini zorluklar içinde geçen gençlik yıllarında kazandı. 1864'de ilk öykü kitabı Ninon'a Öyküler yayımlandı. 1865'de kendi yaşamından izler taşıyan Claude'un İtirafları çıktı. Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneyden geçirirken, duygusal ve toplumsal olguları bir kimyacı gibi işlemesi gerektiğini savundu. l867'de yayımlanan
Fransa’nın kırsal bölgelerinden Paris’e gelip, yaşam mücadelesi vermeye çalışan iki genç adamın kısa hikâyesinden oluşmaktadır bu kitap. Bu iki gencin birçok ortak noktası bulunmaktadır. Erken yaşta ailelerini kaybetmiş olmaları, yoksulluk, açlık, işsizlik ve alabildiğine çaresizlik… Ve birde zaman içinde karşılıksız bir aşka tutulmuş olmaları. Acaba bu iyi yürekli saf gençler, hayal ettikleri hayatı bulabilecekler mi? Ölümü bile göze aldıkları genç bayanlar onları sevebilecek mi?
ÉmileZola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneye tabi tutarken, duygusal ve toplumsal olayları da bir kimyacı gibi ele alması gerektiğini savundu. Zola içinde yaşadığı eski dünyanın yıkıntılarını inceledi, gelecekteki bir dünyanın olgularını saptamaya çalıştı. Bu niyetle yirmi iki yılda yazdığı yirmi romandan oluşan Rougon-Macquartlardizisi başta olmak üzere çok sayıda
Tükendi
Suçluyorum! Emile Zolanın, Yahudi kökenli Yüzbaşı Alfred Dreyfusun, casusluk suçlamasıyla başlayan tutuklanmasından sonra, Fransanın siyasetini ve adaletini temelden sarsan bunalımı heceleyebilmek için Fransa Cumhurbaşkanına yazdığı ve 13 Ocak, 1898 de, LAurore Gazetesinde yayımlanan mektubudur.Emile Zolanın, Fransa Ordusunu ve Yargısını sert ve açık bir şekilde itham ettiği ve söz konusu hukuk yanılgısını cesurca eleştirdiği satırlar yozlaşmış adalete karşı bir çığlık, bir direnç, bir meydan okuma ve bir
"Şimdi sizin kata çıkalım. Komşularınız mükemmel insanlar: Ön tarafta Josserand ailesi var: Baba Saint-Joseph kristal fabrikasında kasadarlık yapıyor. Evlenecek iki kızları var. Sizin taraftaki komşunuz Pichon ailesi; para içinde yüzmüyorlar, ama terbiyeli bir karı koca... Böyle bir apartmanda bile her yerin kiralanması gerekir, değil mi?" Üçüncü kattan sonra kırmızı halı bitiyor, gri bir muşamba başlıyordu. Böyle saygın bir evde oturacağı için keyiflenen Octave bunu biraz buruk karşıladı. Odasına giden kor
Tükendi
Emile Zola, kapitalist dünyada herkesin bir şey sattığını, satacak bir şeyi olmayan kadınların bedenlerini, satacak bir şeyi olmayan erkeklerin onurlarını sattığını, kapitalizmin o erken döneminde gözlemlemiş, bu olguyu yaşamdan ihsan anlağına çıkarmayı tasarlamıştı. Nana, Emile Zola'nın ütopyacı sosyalist bakış açısıyla bu gerekten doğdu ve romanlaştı. Paranın, ve paranın yol açtığı entrikaların, başka bir deyişle insanın yabancılaşmasının en görkemli romanıdır. Nana bu bakımdan, yabancılaşma konusunda çal
Tükendi
Ölüm gerçek, ölüm döşeği tabu, cenaze ortak, yas bireysel... Peki ölüm herkesi eşitler mi? Romanlarından tanıdığımız Émile Zola'dan toplumsal ve ekonomik koşulların ölümü nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seren çarpıcı beş öykü. Aristokrat, burjuva, esnaf, köylü ve işçi ailelerinin bu süreci nasıl yaşadıklarını olanca sadeliğiyle ve toplumsal çerçeveden kopmadan sergileyen beş tablo.
XIX. yüzyılın sonlarına doğru Fransa'da, Yahudi bir subayın, Yüzbaşı Alfred Dreyfus'ün haksız yere casuslukla suçlanmasıyla patlak veren Dreyfus Davası, yalnızca bir hukuk ve ayrımcılık skandalı değil, aynı zamanda başta ordu ve yargı olmak üzere ülkenin tüm kurumlarını temelinden sarsan toplumsal bir olaydır. Dava tam on iki yıl sonra Dreyfus'ün aklanmasıyla sonuçlansa da, III. Cumhuriyet ve çağdaş Fransa'nın tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu dava çevresinde gelişen çalkantıların keskinleştirdiği
Emile Zola yaşamının son döneminde dört kitaptan oluşan yeni bir dizi üzerinde çalışmaya başlar. Dört İncil adını verdiği bu dizi yazarın son eseri olacaktır. İlk üç kitap olan Döl Bereketi, Emek ve Gerçek yayımlanır, fakat Zola dördüncü kitap olarak tasarladığı Adalet'i bitiremeden hayata gözlerini yumar. Zola, Dört İncil dizisini "tüm eserinin doğal sonucu" olarak nitelemiştir. Önceki romanlarından farklı bir üslupla kaleme aldığı Döl Bereketi'nde, doğurganlığı teşvik eden ve doğurganlığın sınırlanmasına
Emile Zola'nın Germinal, Meyhane, Nana gibi en ünlü romanlarını içeren Rougon-Macquart dizisine adını veren Rougon ve Macquart aileleriyle dizinin bu ilk kitabında tanışıyoruz. Tam adı "Rougon ve Macquart Aileleri: İkinci İmparatorluk Döneminde Bir Ailenin Doğal ve Toplumsal Tarihi" olan 20 kitaplık dizi Fransa tarihinde bir dönüm noktasıyla açılıyor. Bir hükümet darbesi ve 1852'den 1870'e kadar sürecek olan İkinci İmparatorluk döneminin başlangıcı... Rougon'ların Yükselişi bize dönemin Fransız toplumunu
Tazı Payı, Emile Zola'nın Fransa'da ikinci imparatorluk dönemini her yönüyle anlatmak için kurguladığı yirmi kitaplık roman dizisinin ikinci kitabıdır. Zola, yayımlandığı sırada kitaba yazdığı önsözde, Tazı Payı romanını "altının ve etin hikâyesi" olarak nitelemiştir. Romanda bir darbeyle cumhuriyeti yıkarak kurulan imparatorluğun palazlandırdığı yeni zenginlerin ihtişamlı konakları, giyim kuşamları, ziyafet sofraları, danslı eğlenceleri en ince ayrıntılarına kadar anlatılır. Bu debdebenin gerisindeki açgö
1878 yılında yayımlanan Bir Aşk Sayfası, Emile Zola'nın yirmi iki yılda tamamladığı "Rougon ve Macquart Aileleri: İkinci İmparatorluk Döneminde Bir Ailenin Doğal ve Toplumsal Tarihi" adlı yirmi kitaplık dizinin sekizinci kitabıdır. Dizinin en çok gürültü koparan iki romanı Meyhane ile Nana'nın arasında yayımlanan Bir Aşk Sayfası, bu iki fırtınalı romanın ortasında sakin bir durak, bir soluklanma gibidir. Roman, Paris'in eteğinde bir mahallede hasta kızıyla birlikte yaşayan dul Hélène Grandjean ile komşusu
ÉmileZola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneye tabi tutarken, duygusal ve toplumsal olayları da bir kimyacı gibi ele alması gerektiğini savundu. Zola içinde yaşadığı eski dünyanın yıkıntılarını inceledi, gelecekteki bir dünyanın olgularını saptamaya çalıştı. Bu niyetle yirmi iki yılda yazdığı yirmi romandan oluşan Rougon-Macquartlardizisi başta olmak üzere çok sayıda
Nana, Germinal ve Meyhane en tanınmış romanlarıdır. Tüm romanlarında,doğal ve gerçekçi bir tarzla, hayatın zorluklarından bahsedilir. Örneğin Nana adlı romanda yokluktan dolayı batağa sürüklenen bir genç kızın dramı, büyük bir gerçekçilik ve dramla anlatılır.
Tükendi
Nana, 19. yüzyılın büyük Fransız romancısı Émile Zola'nın, bir ailenin tarihini anlatan yirmi romanlık dizisinin en ünlü eserlerinden biridir. Dizinin bütünü içinde bağımsız bir roman olarak da okunan Nana, bir fahişenin yaşamını konu alır. Edebiyatta doğalcılığın babası sayılan Zola'nın, sanayi toplumunun yoğun hareketliliğini ve yarattığı yabancılaşmayı şiirsel bir dille sergilediği yapıtlarının başında gelen Nana'da, bir tiyatro oyuncusunun yükselişi ve sonra fahişelik yapmak zorunda kalışı anlatılır.
1860'larda Fransa'nın kuzeyinde maden işçileri, çetin koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedir. Çalıştıkları ocaklarda her an iç içe oldukları göçük ya da grizu patlaması tehlikesinin yanı sıra, açlık ve sefaletle boğuşup dururlar. Son çare olarak gördükleri grev onlar için kaçınılmazdır artık. Her şeyi göze almaya hazırdırlar, içlerinde filizlenen umut en büyük destekçileridir. Ne yazık ki direnişleri acımasızca bastırılır. Şimdi geride sadece ölüm, kan, gözyaşı ve yok olan hayaller kalmıştır. Germina
Émile Zola'nın Meyhane romanı, 21 romanlık Rougon-Macquart dizisinin yedinci cildidir. 1877'de yayımlanan alkolizmle ilgili L´Assommoir ise Zola'yı, kitapları en çok satan yazarlar arasına sokmuş ve Fransa'nın en ünlü yazarlarından biri yapmıştır. Madam Jervez, eşi Lantier ile Paris'e gelmiş, eşi Lantiyer kendisini aldatınca onu terk etmiştir. Eşinden ayrılan Jervez, çok çalışkan bir işçi olan Kupo ile evlenir ve bu evliliklerinden Nana adında bir kızları olur. Kupo, başına gelen bir kazadan sonra kendini
Tükendi
Zola'nın keskin kaleminden, paranın ve gücün egemen olduğu bir dünyada aristokrat, burjuva, esnaf, işçi ve köylü ailelerin ölüm döşeği, cenaze töreni ve yas sahneleri... Eşitsizliğin son nefeste bile hissedildiği 1883 tarihli beş özlü tablo, beş kısa öykü... "Para ölümü zehirlediğinde, ölümden ancak öfke doğar. Tabutların üzerinde dövüşülür."
Tükendi
Émile Zola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneye tabi tutarken, duygusal ve toplumsal olayları da bir kimyacı gibi ele alması gerektiğini savundu. Zola içinde yaşadığı eski dünyanın yıkıntılarını inceledi, gelecekteki bir dünyanın olgularını saptamaya çalıştı. Bu niyetle yirmi iki yılda yazdığı yirmi romandan oluşan Rougon-Macquartlar dizisi başta olmak üzere çok sayıd
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1