Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Mehmet Erte'den 11 yıl aradan sonra yeni bir şiir kitabı: Çatlak. Kitabın "Çatlak" başlıklı ilk bölümünde Erte'nin sadece Alçalma'nın (2010) ardından kaleme aldığı şiirler değil, Suyu BulandıranŞey'in (2003) yazım sürecinde doğduğu halde ait olduğu bütüne nihayet kavuşan iki şiiri de var. "Çatlaktan Sızanlar" başlıklı ikinci bölümde ise şair kendini gerçekleştirme serüveninde şimdiye dek gizlediği yüzünü, bir bakıma tarihöncesini açıyor okura. Çatlak, bize kurduğumuz dünyaların dayanıksızlığını, artık taşın
Zamanı, olay ve durumları en küçük parçalarına kadar bölen, bir göz kırpma süresi içine nice ayrıntı sığdıran, çözümleyici bir dil. Çözdükçe ötekiyle ilişki kurmanın, bütünün parçası olmanın imkânsızlığıyla karşılaşan bir anlatıcı.Hiçbir sürrealist sahneye yer vermeden gerçekliği sabote eden bir kurgu.Arzunun çarpıttığı perspektif içinde aslını geri dönüşsüz bir şekilde kaybeden yamuk, tuhaf ve kirli görünümler. Suyu Bulandıran Şey ve Alçalma'nın şairi, Bakışın Kirlettiği Ayna ve Sahte'nin yazarı Mehmet Ert
Tükendi
Sahte kendisini temsil etmek üzere kurulabilecek bütün cümleleri önceden tasarlayarak yalanlayan, roman olduğunu iddia ederken bir türün altında konumlandırılmamak için her türlü kurgusal düzenlemeden kaçan ve zaaflarının farkına vardığı anda onları silmek, ortadan kaldırmak yerine alay konusu yapan bir metin. Erte haşarı bir çocuk olarak büyük yazarların anlatı laboratuvarına giriyor ve her şeyi birbirine karıştırıyor.
Mehmet Erte'nin uzun zamandır baskısı bulunmayan 2003 tarihli Suyu Bulandıran Şey ve 2010 tarihli Alçalma adlı şiir kitapları şimdi tek ciltte! Erte'den kelam ve söz, ruh ve beden, varlık ve hiçlik, tarih ve tarih-dışı, bilinç ve bilinçdışı arasındaki karanlık yolda kaleme alınmış şiirler... Dişlenmeyi uman etler, yalanmayı bekleyen kemikler. Ölü kayaların kuru kanı üzerinde yıldızların cengi; su. Dinlendirilmiş su, öfkesini belli edemez, oyulmuştur gözleri onun. Suyun kandıramadığı, ancak çamurlaştırab
Tükendi
"Benim için gözler yoktu artık, gözleri dikenli teller gibi koruyan kirpikler vardı. Gözler vardı tabii ama kirpikleri aşıp ulaşamıyordum onlara. Gözler yoktu yani, ama aslında ulaşılmazlıkları oranında daha güçlü olarak vardılar. Gözler vardı yani. Ama kimin gözleri? Neredeydi o? Hiçbir yerde olmadığı için her yerdeydi. Nerede olduğunu bilmediğim için buradaydı. (...) Onun sokaklarında bir hacıydım." Okurla kavgalı bir ilişki kuran Mehmet Erte bu kitabın "Delik" adlı ilk bölümünde, sıradan durumları paran
Avrupa kadının rahmine yepyeni bir açıklama getirdi Bokböceğinin bundan haberi var mı Çekirge bir sonraki sıçrayışında bunu umursayacak mı Sevişirken de yanımızda olacak bir tanrı gerekliydi Yeryüzünde meleklerin olmadığına dair kanıtlar getirildi Âdemoğlu, Âdemin oğlu olduğunu hatırlayacak mı? Tadımlık IV Kırmızıdır kurdun karanlığı Ay bir kova su içinde yorulur Ölür ölüm mart bir gülümsemede Mesafe ve hacim ölür gözlerde Kuşkusuz günü gelir geri dönmenin Fırlatıp atar baltasını bir kenara oduncu Yakar
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1