Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Şiirli yastık olur mu demeyin. Sivas Kongresi için kente gelen Mustafa Kemal Paşa’ya, Sivas Sultanisi’nin ikinci katındaki bir oda ayrılır. Yatağın üstünde, bir genç kızın çeyiz sandığından alınan, çiçek motifli ipek bir örtü vardır. Mustafa Kemal, yastıklara işlenmiş iki dizeyi okuyunca, Mazhar Müfit Bey’i yanına çağırır. Mazhar Müfit Bey telaşlı ve biraz da mahcup, yastıklardaki beyitlerin kendisi için yazılmadığını, asla böyle bir kasıtları olmadığını anlatmaya çalışırken, Mustafa Kemal açıklamanın gerek
Yoksul olsa da bir yığın oyuncak yapardı babası, Hans Christian Andersen'e. Ayakkabı tamircisi olan babasının hünerli ellerinden çıkan bez kuklalar ve onları oynattığı sahne, Danimarkalı ünlü yazarın çocukluğunda en çok sevdiği oyuncaklar olur. Andersen, kendisini 1841 yılında İstanbul'a taşıyan geminin küpeştesinde "Züleyha" adlı altı yaşındaki bir kız çocuğuyla ahbaplık kurmayı başarır. Evet, bu bir başarıdır; çünkü Türk çocukları yabancılarla muhatap olmamaları konusunda sıkı tembihlidirler. Ama Andersen
Tarih: 1 Ocak 1921... Yeni bir yılın ilk sabahında İstanbula kar yağmış ama pek tutmamıştır... Yol kenarlarında ve Çamlıca tepesinde beyazlıklar göze çarpıyor... Sirkeciden demir alan bir vapur pamuk balyalarıyla dolu olsa da, asıl yükü direnişe katılmak için Anadoluya geçen Kuva-i Milliyecilerdir. Vapurda dört de şair vardır: Yusuf Ziya, Faruk Nafiz, Vâlâ Nureddin ve Nâzım Hikmet... Kız Kulesine doğru yaklaşıldıkça Nâzımın yüreğindeki korku da büyür. Çünkü, Kız Kulesi işgal yıllarında İngiliz askerleri tar
- Sunay Akın'dan Cumhuriyet tarihin "ilk" aydınlarının hikayeleri - Taksim Meydanı'nın simgesi Cumhuriyet Anıtı'nın yapımı için Roma'ya gönderilen 21 yaşında bir genç kadın Sabiha Ziya, kültür ve sanatın gelişimi için yaptıklarıyla bir döneme adını altın harflerle yazdırmış Hasan Ali Yücel'in "bir çocuk olarak" portresi, karikatürist Altan Erbulak'ın henüz çocukken Mustafa Kemal'le karşılaşma anları, Atatürk'ün kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun çocukluğunda kendine çizdiği yol, Türkiye'nin ilk kadın tiyatrocusu
Sunay Akın, bu kez Bir Çift Ayakkabı'yla çıkıyor insanlık tarihinin bilinmeyen tozlu yollarındaki macerasına. Bir Çift Ayakkabı kimi zaman boya sandıklarındaki hayat ağacı imgesine dönüşüyor, kimi zaman koskoca bir padişahın imdadına yetişiyor. Ay'ın, sinemanın, sanatın, aşkın, savaşın, vd. tarihine ışık tutuyor. Muhtaç olmasın diye, evden kaçan karısının ayakkabısının içine para koyan terk edilmiş koca kimdir? Van Gogh'un tablosunda ters çevirdiği ayakkabının sırrı... Abdülaziz İstanbul'u dünyaya nası
II. Mahmutun tahtta oturduğu 1823 yılında, İstanbul Limanına yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürafa vardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın padişaha armağan olarak gönderdiği zürafa, kendisini ilk kez gören İstanbulluların şaşkın bakışları arasında Çinili Köşk Meydanına getirilir. Zürafa, padişahın 27 Kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. Hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, Habeş Ahmet Ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: Zürafa müteyem
"Yerdeydim ve avuçlarım kızgın kömür parçalarını tutmuşum gibi yanıyordu. Sağ yanıma gelen şutu hâlâ nasıl olduğunu anlayamadığım bir refleksle kurtarmıştım. O an Lefter'in sözü duyuldu: ‘Tamam, bulduk! Kaleye Sunay geçecek.'" Lefter'in şutunu kurtardığında henüz 10 yaşındadır Sunay Akın. Kaleci kazağını çıkarıp kalemi eline aldıktan sonra bu kez kaleci öyküleri biriktirmeye koyulur. Kimler kimler girer bu öykülere... Nobel'li bilimcimiz Aziz Sancar; Berlin kaplanı Turgay Şener ve onun jübile maçına katılan
Falih Rıfkı Atayın Ateş ve Güneş adlı kitabında bir subayın kendisine yönelttiği şu eleştiriyle Çanakkale direnişine hak ettiği değeri vermeyişimizin çok eskilere dayandığını görebiliriz Siz gençler ne tembelsiniz Hiçbir şey yazmıyorsunuz. Çanakkaleye bir torpido şair ve ressam gitti. Daha bir kitap bile görmedik. Oysa Çanakkaleyi ziyaret ederek izlenimlerini aktarmaları istenen sanatçı heyeti 11 Temmuz 1915te Sirkeciden trenle yola koyulur. Davete aralarında İbrahim Çallı Enis Behiç Hamdullah Suphi Ömer
Kız Kulesinin, Galata Kulesiyle yaşadığı bir gecelik aşk sonrasında dünyaya gelen bir çocuğu vardır!.. Kız Kulesi, minarelerin baskısından korktuğu için ayrılmak zorunda kalır çocuğundan. İstanbulu terk ederken, babası olan Galata Kulesine bir anlık dönüp bakan, ama sevgi dolu bakışlarına hiçbir karşılık alamayan çocuk Lizbona yerleşir... Ve orada, Belém Kulesi adıyla bilinir. 1513 yılında, Lizbon limanının savunulması amacıyla yapılan Belém Kulesi, Afrika ve Hindistana düzenlenen sömürge seferlerinin başla
Kızılderililerin sürüldüğü topraklarda, 1966'da, uzay kıyafetleri giydirilen NASA görevlilerine Aya indiklerinde ne yapacakları, nasıl davranacakları anlatılırken, yaşlı bir Kızılderilinin yanındaki çocukla birlikte bu çalışmaları her gün izlediği görülür. Aradan geçen birkaç gün sonra çocuk yanlarına gelir: Beni babam gönderdi. O Beyaz Adamın dilini bilmiyor. Ben okulda öğrendim. Babam, bu garip aletler ve kıyafetlerle burada günlerdir ne yaptığınızı soruyor. Bir NASA yetkilisinin, Aya gitmek üzere oldukla
"Sunay Akın'ın yazdığı tür şiir değiştirilmezse, yani aynı şairde değiştirilmezse tıkanmaya yazgılı bir tür. Ama onda tıkanmıyor. Şiirleri çoğaldıkça bende bir şaşırma duygusu yaratıyor. Bu da onun başka bir erdemi elbet. Her gün, düşünüyorum, yarın ne yapacak, ne diyecek diye." -Cemal Süreya- Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru
Tükendi
Sunay Akın yeni kitabı Ay Hırsızı'nda gözünü Ay'a dikiyor ve bir arkeoloğun sabrıyla kazıyor insanlığın ortak birikiminin üzerine çöken tozu toprağı Ortaya çıkardığı bilgiyi şair duyarlığıyla ilmek ilmek dokuyor ve okurunu hayrete düşürecek öyküler bir bir diziliyor karşımıza. Cervantes ve Mimar Sinan hangi caminin inşaatında buluştu?.. Enver Paşa'nın uçağı kaç kez düştü?.. Piri Reis'in haritası Topkapı Sarayı'nda nasıl bulundu? İstanbul Boğazı'nı yürüyerek geçen Attila Hülagü'nün sırrı neydi? 157 yıl yaşa
(...) Trabzon'un en ünlü terzilerindendi Tuncay Bey... Dükkânının rafları aldığı siparişlerin kumaşlarıyla doluydu. Genç adam modayı takip eden, yenilikçi biri olduğu için onun diktiği bir elbiseye sahip olmak isteyenler, araya hatırı sayılan insanları koyarlardı: "Şu bizim komşunun mantosunu bir zahmet sıkıştırıver!.." Kedilerinin pençelerinin balık koktuğu bu kentte, bir gün, on yedi yaşında bir genç kız girer Terzi Tuncay'ın dükkânından içeri. Yanında annesi, elinde ise bordo renkli bir kumaş vardır. Ken
Cervantes, Kızılderililerin kimlerle savaşmak zorunda kaldığını soykırımın yapılmakta olduğu yıllarda susmamakta kararlı olan Sançhonun ağzından açıkça yazar: Babamız, Amerikanın alçakların barınağı, fahişelerin sığınağı olduğunu söylemedi mi?Don Kişot sinirlenir: Kes sesini dedim. Ve Cervantes, Sançhoyu konuşturmaya devam eder: Hint Adalarına doğru yola çıkan herkes vicdanını rıhtımda bırakır.
Tükendi
Önce Çocuklar ve Kadınlar mı? Önce Kadınlar ve Çocuklar mı? Ya da kimse bu gemiyi terk etmek istemez mi? Sunay Akın tarihimizin kıymetli batıklarını: gemilerini, şairlerini, gezginlerini, aşıklarını vd. okurunu saran, sarmalayan üslubuyla adeta karaya çıkarıyor kaleme aldığı öykülerde. Bu kitabı okurken çalan çanları, acele içinde koşuşturup bağrışan miçoları ve hatta ayaklarınızı ıslatan dalgaları bile fark edemeyebilirsiniz... Telaşa lüzum yok, bu gemi hiç batmaz!..
SUNAY AKIN Nâzım sayısız dostlarından biri olarak, Pablo Nerudayı ziyaret etmeye karar verir. Ne de olsa, Neruda onun evine gelmiş, yanında da armağan olarak kırmızı renkte bir kadeh getirmiştir... Avrupadaki bir arkadaşına telefon açar ve ondan Nerudanın adresini ister. Bu istek, bir gün bile yaşamaz yorgun yüreğinde; çok değil, ertesi gün sırtı duvara dayalı bir şekilde yere oturur ve kalakalır öylece!.. Son nefesinde, yıllardır uzak kaldığı memleketini görme arzusuyla, Nerudaya gitme isteği el ele tutuşu
Hiçbir zaman didaktik olmayan bir düşünce. Ve her zaman düşünce Lirizme ve dünya sularına batırılmış bir düşünce Budur gibi geliyor bana Sunay Akın'ın şiiri. Cemal Süreya Bir an önce görülsün diye Akdeniz Toroslar'da ağaçlar hep çocuk kalır
Üzülmeyin dostlarım ezbere bilirim latince sözcüklerini hayvanlar ansiklopedisinin adını bilmemiş olmaktan utanmayacağım asla tabutumun içine girecek ilk böceğin
Denize düşen bir oyuncaktır Kız Kulesi soruyorum berber koltuğundan iki ayna arasında akıp giden görüntüme şair olanınız hangisi Pencere tüllerine gelinlik diye sarılan o küçük kız nerede şimdi gemim battı çoktan denize inen tüm filikalarıma erkekler bindi Duvardaki yangın düğmesini örten cam parçasıyım kurtuluşun olacaksa hiç düşünme ayakkabının topuğuyla kır beni (...)
Hırsızlarla birlikte annemin çorabı da kaçardı dizlerinin üstünde sürerken teneke polis arabasını
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1