Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Susmak bazen anlamaktır." Çağdaş şiirimizin yaşayan ustalarından Yüksel Pazarkaya'nın yeni şiir kitabı St Louis Günleri Yapı Kredi Yayınları şiir dizisinden çıktı. Şiir, öykü, roman, tiyatro, inceleme ve çocuk kitaplarıyla, yanı sıra Almancadan Türkçeye, Türkçeden Almancaya çevirileriyle tanınan Yüksel Pazarkaya'nın öncelikli uğraşı her zaman şiir ve şiir çevirisi oldu. İlk kitabı Koca Sapmalarda Biz Vardık (1968) ile başlayan şiir serüveni St Louis Günleri ile sürüyor. St Louis Günleri şairin ‘Writer in
Tükendi
Şiir, öykü, roman, tiyatro ve inceleme türündeki eserlerinin yanı sıra Almancadan Türkçeye, Türkçeden Almancaya çevirileriyle de yarım yüzyıldır edebiyat dünyasının yetkin isimleri arasında yer alan Yüksel Pazarkaya, "yazınsal çevirinin temel hedefinin yine yazınsal bir metin olduğuna" dikkat çekiyor ve özellikle şiirsel ileti açısından çevirinin sorunlarına odaklanıyor. Çeviri konusunda düşünenler, çeviri yapanlar, çeviribilim dalında eğitim görenler ve eğitim verenler için, yararlı bir inceleme... Önünüz
Tükendi
Yaşar Kemal ve yapıtları üzerine, yetmişli yıllardan bu yana çok sayıda inceleme yazan Yüksel Pazarkaya, büyük yazarımızın Almanya ziyaretleri sırasında da onunla uzun konuşmalar yaptı. Bu kitapta, Yüksel Pazarkaya'nın, Yaşar Kemal'in yapıtları ve yaratı dünyası üstüne incelemelerinin yanı sıra, büyük yazarımızın konuşmalarında dile getirdiği yurt ve dünya sorunları üstüne görüşlerini okuyacaksınız.
Tükendi
Savrulanlar, iki ülke arasında kalmış, farklı kültürlere ayak uydurmaya çalışan hayatların hikâyesidir. Türkiye'den Almanya'ya işçi olarak göç eden göçmenler ve vatanlarından, ailelerinden uzakta geçirilen ömürler, iki kültür arasında sıkışan kimlikler... İşçi göçüyle başlayıp Alman vatandaşlığına uzanan çetrefilli hayatlar... İki askerlik arkadaşı yıllar sonra kendilerini bilmedikleri bir dünyaya taşıyan trende karşılaşırlar. Gurbete giden vagonlarda başlayan yeniden yakınlaşma sadece kendilerinin değil ço
Tükendi
Yüksel Pazarkaya, hayattayken yakın dost olduğu, çağdaş şiirimizin büyük ozanı Behçet Necatigil'i, şiiri, çevirileri, oyunları, mektupları, ardından yazılanlar ve değerlendirmelerle bütünlüklü bir bakışla inceliyor bu kitabında. Behçet Necatigil okurlarına, ozanın 100. Doğum yılında onu yeniden tanımak, bilinmeyen yanlarıyla karşılaşmak için önemli bir armağan.
Tükendi
"Yazar ve aydın namusu nedir, doğruluk ve dürüstlük nedir, en saf ve som şekliyle onda gördüm, onda yaşadım. Yararlı iş yapmak yaşamında en büyük özeniydi. Tembelliği ve yararsız işi aptallık diye nitelerdi. İsraf da onun için en yararsız işlerden biriydi. Yalana, sahteliğe ve sahtekârlığa büyük öfke duyardı." Aziz Nesin yazarlığının yanı sıra bir mücadele insanıydı. Hayatı boyunca durmadan ve yorulmadan, yaşadığı toplumu ve dünyayı daha güzele doğru değiştirmek için çabaladı. Yüksel Pazarkaya, Aziz Nesin'i
Sevgi geldi cana buldu cânanı ya başka kimi bula. Aşktır İlâçtır, yan etkileri olsa da, toplumun ve bireyin bungun dönemlerinde en güvenli limandır. Aşka gitmeyen yol çıkmaz.
Ben Aranıyor adlı roman, beni, yapısından, kanaviçesinden, olay örgüsünden, ustalıklı kurgusundan çok dilinin şiirsel, olağanüstü güzelliğiyle çarptı. Ben Aranıyor romanı, karanlıktan yakınan bir sanatçının aydınlığa susamışlığının bir belgeseli bence. Roman, aslında sılası elinden alınmışlığın gurbet özlemini yansıtıyor bir bakıma, karanlığın en koyusunda bile umudunu yitirmemek umuduyla. Çünkü sevmektir yazarın yurdu özlemi, adına gül dediği bir yurt özlemi. Sevgiyi güzelleyen bir simgedir yazarın gönlünd
Cem Yayınevinin önerisiyle XX. yüzyılın büyük dünya şairi Rainer Maria Rilkenin bütün şiir kitaplarını yaklaşık on yıl süren bir çalışmayla çevirdim. Cem Yayınevi, Rilkenin ilk gençlik, orta ve olgunluk dönemi şiirlerini kapsayan on iki kitaplık toplamı Türkçede ilk kez şiirseverlere sunuyor. On yıla yayılan bu çeviri sürecinde bir şair ve edebiyat bilimci olarak, Rilke şiirinin bazı özellikleri ve yaşamının ilginç yanları üzerine yaptığım birkaç çalışma ve deneme bu sürecin yan ürünü oldu. Çevirinin Esteti
Deniz kıyısındaki bir tatil köyünün sakinleri, yaz bitince büyük kentlerdeki evlerine dönerler. Köyün diğer canlıları (kediler, köpekler) ise kışı yalnız başlarına geçirirler. Çoğu zaman yiyecek birşeyler de bulamadan. Olağan koşullarda düşman olan kedi ile fare, kışın tatil köyünde yalnız kaldıklarında yaşayabilmek için birbirlerine muhtaçtırlar. Sırma Kedi ile Deliş Fare Tatil Köyünde, işte bu zor koşullarda aralarında dostluk ve dayanışma duyguları gelişen bir kedi ile farenin öyküsünü anlatıyor. Yüksel
Söyleyeni ve söylenme zamanı belli olmayan uzun deneyimler sonucu ortaya çıkmış, toplumca kabul görmüş ve anonimleşmiş kısa öğütlerdir atasözleri. İleri sürülen ve savunulan düşüncenin temelini oluşturduğu için Sav veyahut fikri iletişimde hikmetli sözlerin kullanılması irsal-i mesel olarak da tanımlanabilir. Düşünce, inanç ve kültür yapımızın temelini oluşturduğu ve yüzyılların değişen düşünce ve mantığı karşısında dinamizmini koruduğu hatta tanık misyonu üstlendiği düşünülünce; dilimizi süsleyen bu sanat
Tükendi
İlk kez 1977 yılında çıkan Oturma İzni, gönüllü ya da zorunlu göç eden insanların sarsıcı olduğunca, şiirsel öykülerini içeriyor. Bu öyküler, göç insanları üzerine yazılanların klâsik kitabı oldu. Göçün ellinci yılında Oturma İzninin yeni basımını, bu öykülerden sonra seksenli ve doksanlı yıllarda yazılmış, ilk basımı 1998 yılında Güz Rengi adıyla çıkan 12 öyküyle bir arada sunuyoruz.
Türk yazınında bu türün örneği neredeyse yoktur. İlk kez dört kitap halinde yayınlanan Güz Öyküleri, Kış Öyküleri, Bahar Öyküleri, Yaz Öyküleri ile bu türü, batıdaki örneklerinden bağımsız, özgün olarak deneyen takvim öyküleri sunuluyor. Öykü türüne sokulacak metinler yanında anı, deneme, günce, betim, söylence türlerini çağrıştıran metinlerin de yer aldığı, kısaca anlatıyı bütün olarak kucaklamayı amaçlayan çağdaş yazılar. Hem öykü, hem her şey...
Kış Öyküleri ile Yüksel Pazarkaya´nın her güne bir öykü dizisinin Güz Öyküleri´nden sonra ikinci kitabını sunuyoruz. Aralık, ocak, şubat aylarının her günü için bir öykü ya da betim. Özelliği, günlük yaşamın sadeliğinden, genelde göze batmayan ya da umursanmayan ayrıntılarından, yaşanmışlıklarından kotarılan anlatılar olması. Yalın, yoğun, gereğinde şiirsel bir dille. Çağdaş Takvim Öyküleri...
Demirtaş Ceyhun, çağdaş edebiyatımızın en özgün, aynı zamanda en fazla tartışma yaratan yazarlarından. Çağdaşlığın (modernin) bir tanımı, tarihsel süreçten gelerek çağa yetişmek, çağıyla boy ölçüşebilmektir. Bu anlamda öykü ve romanları gerçekçi edebiyatın seçkin örnekleridir. Kimlik, kişilik ve benlik sorgulamaları olan, araştırma ve incelemeleriyle toplumda belirleyici olmuş, denemeleriyle edebiyat ve toplum ilişkilerini irdelemiştir. Çağı saptırma girişimleri olan emperyalizmin yeni yüzü küresellik, post
Yüksel Pazarkayanın Güz Öyküleri, 91 kısa öyküden oluşuyor. Eylül, ekim ve kasım aylarının her günü için bir kısa öykü ya da anlatı sunuyor. Bunların bazıları kısa öykü tanımını zorlayarak, anlatım sanatının çeşitlemeleriyle farklı bir yapıt sergiliyor. Güz Öyküleri dosyası, Beşiktaş Belediyesi Kültür Platformunun 2006 yılında düzenlediği Haldun Taner Kısa Öykü Ödülünü kazandı.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1