Guillaume Apollinaire (1880-1918): Polonyalı bir göçmenle İtalyan bir subayın oğlu olması dışında çocukluğu hakkında fazla bilgi yoktur. 20 yaşındayken geldiği Paris’te avantgarde hareketlerin ortasında bulunmuş, şiire yön vermiştir. Katledilen Şair, şiir, tiyatro gibi değişik türlerin yer yer öne çıktığı, hem biçim hem de içerik olarak Apollinaire’in yenilikçi ruhunu yansıtan öykülerden oluşur. 1910-1915 yılları arasında yazılan bu hikâyeler, şairin I. Dünya Savaşı’nda yaralanıp Paris’e getirildiği sene, 1
Guillaume Apollinaire (1880-1918): Polonyalı bir göçmenle İtalyan bir subayın oğlu olması dışında çocukluğu hakkında fazla bilgi yoktur. 20 yaşındayken geldiği Paris’te avantgarde hareketlerin ortasında bulunmuş, şiire yön vermiştir. Katledilen Şair, şiir, tiyatro gibi değişik türlerin yer yer öne çıktığı, hem biçim hem de içerik olarak Apollinaire’in yenilikçi ruhunu yansıtan öykülerden oluşur. 1910-1915 yılları arasında yazılan bu hikâyeler, şairin I. Dünya Savaşı’nda yaralanıp Paris’e getirildiği sene, 1
(1880-1918) Modern şiirin geçtiğimiz yüzyılın başlangıcında karşı karşıya kaldığı gerilime en güçlü yanıtlardan biri 1913’te yayımlanan Alkoller kitabıyla Apollinaire’den gelmişti. Modern yaşamın getirdiği yeni gerçeklik öğelerini sözcüğün tamamen özgürleştirildiği alışılmamış bir imge düzeninde parçalayarak şiire dönüştüren Alkoller, kendine özgü benzersiz temalara odaklanırken “yerleşik yazı düzenini” de sarstı. İlk kez Apollinaire tarafından kullanılan “gerçeküstü”nün, karanlık bilinçaltı yoluyla yaşantı
Guillaume Apollinaire (1880-1918): Polonyalı bir göçmenle İtalyan bir subayın oğlu olduğu hariç çocukluğu hakkında fazla bilgi yoktur. 20 yaşındayken geldiği Paris'te avantgarde hareketlerin ortasında bulunmuş, şiire yön vermiştir. I. Dünya Savaşı'nda kafasından yaralanmış ve iki sene sonra ölmüştür. İki Kıyının Avaresi, 1900'lerin başında Paris'e ve Paris'in sanat çevresine bir aşk mektubu olmanın yanı sıra zamanın, hayatın durmaksızın değiştirdiği dekora ve aktörlere mütevazı bir saygı duruşudur.
Guillaume Apollinaire (1880-1918): Polonyalı bir göçmenle İtalyan bir subayın oğlu olduğu hariç çocukluğu hakkında fazla bilgi yoktur. 20 yaşındayken geldiği Paris'te avantgarde hareketlerin ortasında bulunmuş, şiire yön vermiştir. I. Dünya Savaşı'nda kafasından yaralanmış ve iki sene sonra ölmüştür. İki Kıyının Avaresi, 1900'lerin başında Paris'e ve Paris'in sanat çevresine bir aşk mektubu olmanın yanı sıra zamanın, hayatın durmaksızın değiştirdiği dekora ve aktörlere mütevazı bir saygı duruşudur.
« Seine akıyor Mirabeau Köprüsünün altından
Ve şu bizim aşkımız
Olur mu durasın şimdi anımsamadan
Sevincin geldiğini ancak acının ardından
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Yüz yüze duralım böyle elin elimde kalsın
Ve aksın dursun
Sonsuz bakışlar dalgalar yorgun argın
Köprüsü altından kollarımızın
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi
Akıp gidiyor aşklar
Hayat öyle durgun öyle yavaş ki
Ve umut nasıl zorlu nasıl depdel
Bu kitap kübizm konusundaki ilk metinlerden biri. 1913 yılında yayınlandı.
Dilimizde tükenen ilk baskısından yıllar sonra yayınladığımız bu ikinci basım, resim tarihine ilişkin bir belge olmaktan öte, bir şairin cesaretinin de belgesi. Kübizm ortaya çıktığında nerdeyse tüm sanat eleştirmenleri ve tarihçileri bu akıma karşı çıktı. Apollinaire hakikate uygun olanı bir kenara bırakıp, içlerindeki estetiğe sahip çıkan kübistlerin yanında yer aldı.
Apollinaire bu çalışmasında baş köşeyi Pablo Picasso'ya verse
Yirminci yüzyılın en önemli şairlerinden sayılan Guillaume Apollinaire,Genç Bir Don Juan'ın Anıları'nda, tutkularını dizginleyemeyen genç Roger'ın sıra dışı hikâyesini, dönemine göre son derece cesur bir üslupla anlatıyor.
Küçük Roger kadın bedenine olan tutkusunun peşinden giderek ve kadınları gözlemleyerek kendi bedenini ve cinselliğini keşfeder. Anatomi atlasından edindiği bilgilerin de ışığında çevresindeki kadınları hoşnut etmeyi başaracak.
Bu da onu zamanla kadınların Don Juan'ı haline getirecektir.
Ey dünya, kendi hayatın ile şiir arasında bir seçim yap, eğer şiire karşı ciddi tedbirler alınmazsa uygarlığın işi bitti demektir.. hiç tereddüt etmeyeceksin.. yarından itibaren yeni çağ başlayacak. şiir yok olacak, bu eski esinlerin fazlasıyla ağır lirleri kırılacak. şairler katledilecek.
"Açılın ey mezarlar! müzelerdeki ölüler, saraylarda şatolarda, manastırlarda paravanların altındaki cesetler! işte gelmiş geçmiş bütün zamanların anahtarlarını taşıyan efsanevi bekçi. en sağlam kilidi bile zorlayıp açıyo
Polonya asıllı, ünlü Fransız şairi Guillaume Apollinaire´in şiirinin, tiyatro sahnesinde parladığı bu oyun, 1. Dünya Savaşı´nın hemen ardından sahneye konmuş; dile getirdikleriyle, yerdikleriyle, yücelttikleriyle fütürist tavrın en somut yansımalarından ve sürrealizme uzanan en sağlam köprülerden biri olmuştur. Geçmiş, Şimdi ve Gelecek´i temsil eden üç oyun kahramanı, ölümden barışa, güzelliğe kaçarlar Zamanın Rengi´nde. Ve savaşarak ölüme giderler güzellik uğruna... Apollonaire sanatının görkemli eserlerin
İki Kıyının Avaresi?nde Apollinaire, Paris?i bir baştan bir başa avare avare dolaşır. Sadece Paris?in gölgeli meydanları, köprüleri, geniş bulvarları değildir arşınladığı, kendi hafızasının dolambaçlı sokakları ve duyduğu, bildiği hikâyeler arasında da gezinedurur şair... Bu başıboş gezintiler sırasında yüzyıl başı Paris?inin eksantrik yüzleri bir görünüp bir kayboluyorsa da hikâyelerin baş kahramanı yine Apollinaire?dir; olağanüstü bir anlatı, anekdot ve halk efsanesi bulutu olarak bütün yükünü şehrin üstü
Mirabeau Köprüsü
Seine akıyor altından Mirabeau Köprüsünün
Ve bizi aşklarımız
Hatırlamalı mıyım durup dururken bugün
Sevincin çıkageldiğini hemen ardından güçlüğün
Çal sevgli saat gel sevgili gece
Ben kalıyorum günler gidiyor sessizce
Ellerimde ellerin kalalım yüz yüze
Kollarımızın köprüsü
Altından geçsin yüz yüze
Sonsuz bakışlar bitkin dalgalar diz dize
Guillaume Apollinaire (1880-1918) Fransanın en büyük modern yazar ve şairleri arasındadır. Resim eleştiri yazılarıyla kübizm akımının, tiyatroda da sürrealizm akımının isim babası olmuştur. Yazarın 1916da kaleme aldığı Katledilen Şairde, hikâyenin başkahramanı Croniamantalin doğumundan büyük bir şair olarak ün kazanmasına ve çıldırmış bir kalabalığın ellerinde son nefesini vermesine kadar geçen ömrü anlatılır. Apollinaire öykü alanında bir devrim başlatan bu büyük anlatıyı uzun yıllar içinde parça parça yaz
Çok küçük yaştan itibaren kadın kokusu ve bedenine olan tutkusunu dizginleyemeyen genç Roger, yıllar geçtikçe çevresindeki bütün kadınları gözlemleyerek aşama aşama kendi bedenini ve cinselliğini keşfeder. Sonunda çevresindeki kadınların bir numaralı küçük Roger´si, onları her daim hoşnut etmeyi beceren "Don Juan"ı olur. Roger anatomi atlasından edindiği ve Papaz´a günah çıkaran kadınlardan sızdırdığı bilgilerin ışığında, cinselliğin kucağında ve edepsizliğin eşiğinde bir maceradan ötekine sürüklenir.
Yir
Toplam 14 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.