Modern bireyin açmazlarına trajedi ve mizah duygusuyla ışık tutan Günü
Yaşa, Nobel edebiyat ödüllü Saul Bellow'un başyapıtlarından biri. Aktörlük,
evlilik ve iş hayatında başarısız olan Tommy Wilhelm, kişisel tarihini baştan
aşağı sorgulamaktadır. "Bu, dünya değil; bu, bir tür cehennem" diyecek
kadar umutsuzdur gelecekten. Kendi iradesiyle değiştirebileceği çok az
şey olduğunu düşünmektedir. "Göğsünün içinde yanlışın sıkıca atılmış bir
düğümü vardır". Babası, kız kardeşi, karısı ve oğullarıyla ilişkisi yaln
Saul Bellow, en eğlenceli romanı olan Yağmur Kral'da hayalle gerçeği, felsefi tartışmalarla mizahı harmanlıyor.
Orta yaş bunalımı yaşayan Amerikalı milyoner Eugene Henderson, her şeye sahip olduğu halde mutsuzdur. Hayatında hissettiği eksikleri gidermek amacıyla Afrika yolculuğuna çıkar. Kıtaya varınca Romilayu adlı bir yerliyi rehber olarak tutan Henderson onunla birlikte keşfe başlar. Önce susuz kalan bir kabilenin sorununu çözmeye çalışır. Sonra başka bir kabileye rast gelir ve bu kabilenin kralıyla dos
Nobel Edebiyat Ödüllü Saul Bellow'un yazarlık hayatında bir zirve, bir dönüm noktası olan Augie March'ın Maceraları unutulmaz bir zihinsel ve ruhsal enerji romanı.
Genç ve yakışıklı kahraman Augie March; Chicago'dan Meksika'ya, Amerika'dan Avrupa'ya sürekli seyahat ederek farklı toplumsal dünyalar arasında mekik dokur. Toplumun en dibindeki yoksullar ve suçlularla vakit geçirmeyi sevdiği gibi zengin züppeler, bohemler ve siyasetçilerin hayatına da meraklıdır. Augie'nin ulusal, fiziksel ve sınıfsal bariyerl
Bay Sammler'ın Gezegeni, İkinci Dünya Savaşı'nın insan ruhunda
bıraktığı yaralara yeni bir geleceğin penceresinden bakan bir başyapıt.
Soykırım kurbanı bir Polonyalı Yahudi, tek gözünü kaybetmiş bir
savaş mağduru ve üniversitede ders veren bir entelektüel olarak Bay
Sammler savaş sonrası Amerika toplumunda ?deliliğin kayıt memuru"
olarak tutunmaya çalışır. Salzburg'daki bir toplama kampından yeğeni
tarafından kurtarılan Sammler, New York'ta artık hiçbir şeyin kıymetini
bilmeyen yeni neslin arasına düşmüştür
"Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş, diye düşündü Moses Herzog."
Saul Bellow´un 1964 tarihli en önemli romanı Herzog, hayatı her anlamda altüst olmuş başarısız yazar, başarısız hoca, başarısız baba Moses Herzog´un hikâyesi. Kendisini kişisel felaketlerinden ve modern zamanların yıkıcılığından sağ çıkabilmiş bir kazazede olarak gören Herzog, tanıdığı tanımadığı, hayatta ya da ölü, önemli ya da önemsiz bir sürü insana, hiç göndermeyeceği delice mektuplar yazar. Arkadaşlarına, düşmanlarına, meslektaşlarına
Saul Bellow yazarlık, şiir, edebi ün ve başarı gibi konular
üzerinden Amerikayı anlatıyor.
Saul Bellow, Humboldtun Armağanında farklı kuşaktan
iki Amerikan yazarının, bıkkın ve öfkeli usta Von Humboldt
Fleisher ile hırslı ve tutkulu çırak Charlie Citrinein gerilimli
ilişkisini anlatıyor. Bellow bu ilişkiyi anlatırken, ömrünün
son yıllarında alkolizm ve deliliğe sürüklenen Amerikan şairi
Delmore Schwartz ile arkadaşlığından ilham almış. Bellow,
sanatın parayla ilişkisinin gitgide arttığı Amerikan kül
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.