Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“Hayat hepimizi kendimiz olmaktan, insan olmaktan çıkardı. Çünkü bugünkü dünya, deli bir dünya.” Suyun tadının da, sesinin de hüzünlü bir efsaneye dönüştüğü; toplumsal öfkenin ve diğer insani duyguların sokaklara püskürtülen sakinleştiricilerle kontrol altında tutulduğu; ayrımcılığın, acımasızlığın ve kayıtsızlığın sıradanlaştığı; kültürün ve dilin neredeyse öldüğü; insan bedeninin bile devlet eliyle küresel ranta dönüştürüldüğü karanlık bir dünya ve bu karanlığın kuytusunda parlayan sıra dışı bir aşk hikây
Hem çok yakın, hem çok uzak zaman ve evrenlerden gelen FaRe ve LaSi, onbinlerce yıldır tek ses, tek akor olarak kaynaşmış, hatta bir olmuşlardı; aynı anda hem "kendi"ydiler, hem de akorun bütünü... Ancak, bir misyonla ve büyük umutlarla geldikleri esrarengiz Mavitop gezegenine ulaştıklarında, kendilerini büyük sürprizler bekliyor! Mavitoplular ikisinin titreşimlerini öyle garip şekillerde, öyle anlaşılmaz işlerde kullanıyor ki, bu iki arkadaş da değiştiklerini, dönüştüklerini, en temel değerlerinin sa
Gülayşe Koçakın yaratıcı yazmayla ilişkisi, Yaratıcı Yazma eğitmenliğine başladığı ilk derste kendisine yöneltilen Hocam, nasıl yazarsam beklentinizi karşılayabilirim? sorusuyla bambaşka bir boyut kazanıyor. Kitapta, dokuz yıllık Yaratıcı Yazma eğitmenliği sırasındaki gözlemleri, Türkiye özelinde Yaratıcı Yazma atölyeleri düzenlemenin kendine has zorlukları akıcı bir dille anlatılırken, sıradan düşüncenin otomatikliğinden sıyrılmanın, yaratıcı metinler üretebilmenin önündeki sosyolojik, kültürel ve eği
Tükendi
Kendimi bildim bileli, Kelimeler evin önemli bir alanını kaplar. Babamın en ayırt edici özelliklerinden biri, kelimelere, yeni kelimeler öğrenmeye ve bu yeni kelimelerle oynamaya düşkünlüğüdür. Babam ister Türkçe olsun ister yabancı bir dilde, yeni bir kelime öğrendiği zaman bu kelimeyi unutmamak için bir kâğıda yazar (Kelimeler, ikiye katlanmış A4 ebadında kâğıtlardır; her bir çeyrek A4 sayfasında yaklaşık 5-6 kelime, tanımıyla ve kullanılışına dair bir-iki örnek cümleyle yer alır) ve bütün gün yanında Ke
Gülayşe Koçakın bir aşk hikâyesine odaklanan son romanı Siyah Koku, arka planındaki insanlık dramları nedeniyle bir kara ütopya olarak da okunabilir, her şeye rağmen umuda çağrı olarak da Ayrımcılığın sürdüğü, kuraklığın arttığı, yollar boyunca teskin edici maddelerin havaya püskürtülerek herkesin uyuşturulduğu, devlete ekonomik getiri sağladığı için bütün yetişkinlerin zorunlu organ bağışına tabi tutulduğu bir yakın-gelecek zamanda Mine ve Tuncayın yaşadığı bıçak sırtı ve tuhaf bir aşk Siyah Koku Gülayşe
Tükendi
Gülayşe Koçakın ilk romanı Çifte Kapıların Ötesi yirmi yıl önce yayımlandığında özellikle psikiyatrinin mahremine dokunması (yani terapötik ortamı, aktarımı, bağlanmayı büyük bir samimiyetle anlatması) bakımından dikkatleri çekmişti. Kişinin kendi gerçeğini görüp kabullenmesinin nefes darlığına, yutkunma zorluğuna dönüşmesi... Sağaltım sürecini coşkulu bir anlatımla, kırılgan bir neşeyle kendini tanıma sürecine, kederli ama gönüllü bir iç yolculuğa çevirmeyi başarmış Gülayşe Koçak. Sizi yaşatan, umut: Bu h
Tükendi
Karabasan... Sadece bir adım uzakta. Sevginin, dostluğun, hoşgörünün, aşkın vehatta cinselliğin neredeyse tamamen ortadan kalktığı, doğası ve doğal kaynaklarıyla birlikte vicdanını da tüketmiş bir toplum, bir umutsuzluk diyarı...Böyle bir toplum, bu kör uykudan uyandırılabilir mi? Kimsesiz çocukların sokaklarda katledilmesine bilegöz yummuş insanlar, duygularına yeniden kavuşmanın sızısına ve utancına dayanabilir mi? Gülayşe Koçak, edebiyatımızda az rastlanan kara-ütopyanın etkileyici bir örneğiyle karşımız
Tükendi
Ucu bucağı, sonu olmayan türden karanlıklarda her yöne gidiş serbesttir. Telaş, endişe ya da herhangi bir sınırlama yoktur burada: Her yön, bir yol. Dalgalara karşı boğuşmak da yok; kendini bir mantar parçası gibi bırakmak ve hafiflemek var. ?Gerçek" olarak ?ne hikmetse!? tanımladığımız yaşam kendini geriye çekince, farklı farklı milyonlarca kapı açılıveriyor insana. ?'Gözlerindeki Şu Hüznü Gidermek İçin Ne Yapmalı?'', önceki evliliklerinde aldıkları yaraların izlerini hâlâ taşıyan müzik tutkunu Yasemin'le
Tükendi
"Topaç hızlanmaya başlamıştır bile, renkler de hafiften flulaşmaya başlar: Önce, acı çekenlere karşı genel bir duyarsızlık -örnekleri sıralamakla bitmeyecek- derken doz, hafifçe ama giderek artar, yeni oyunlar, yeni zevkler türer: sokak çocuklarını zevk için bir taraf ölene kadar dövüştürmek, sokak çocuklarının itlafı, Vahşi Çocuklar´ın avlanması... (Arka Kapak´tan)
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1