Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 16 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Gökkuşağının nasıl olduğunu bilirsiniz... Nerde başlayıp nerede bittiğini kimse bilmez, ucu bucağı yoktur. Böylelikle herkesi kucaklar. Gökkuşağı Öyküleri'nde Asya'dan Avrupa'ya, Orta Doğu'dan Afrika'ya kadar pek çok ülkenin hikâyesi var. Renklerimiz, dillerimiz, kültürlerimiz farklı olsa da her birinde kendimizden bir şeyler bulacağımız sıcacık öyküler... Gökkuşağı Öyküleri, adı gibi rengârenk olan insanlığın öyküleri...
Anne-babalık, dünyanın en güzel mesleklerinden biri olsa gerek. Bir çocuğun dünyada yere sağlam basıp dimdik duracak bir karaktere ulaşmasında hiç şüphe yok ki anne babanın etkisi büyük. Anne babası ilgisiz ve şefkatsiz davrandığında, çocuk bir yetim gibi yetişiyor. Ancak anne baba, kutsal mesleğini bilinçli bir şekilde uygularsa, o zaman geleceğin mimarları yetişmiş oluyor. Anne-Baba-Çocuk Öyküleri, çekirdek aile dediğimiz toplumun en küçük birimine yönelik öykülerle karşınızda. Birbirinden özel ve içten a
Başarıya giden yollar çeşit çeşit. Bazen çok çalışmak, azim, sebat; bazen sevgi ve şefkat dolu bir teşvik; bazen sabır ve bazen de umulma¬dık bir olay veya bir mucize bizi başarıya ulaştırabiliyor. Başarı Öyküleri, tam da bu farklı yolları konu alıyor. Ba¬şarının her zaman maddi bir nitelik taşımadığını; mal, mülk ve statünün ötesinde, kalıcı dostluk ve sevgi bağları kura¬bilmenin asıl başarıyı teşkil ettiğini; bazen masum bir duaya verilen "Hayır!" cevabıyla ümitlenmenin başarı olduğunu göreceksiniz. Hava,
Mutluluğu her zaman bizim olmadığımız yerlerde zannederiz, onu uzaklarda ararız. Ama mutlu olmasını bilen için mutluluk hep yanı başımızdadır. Mutluluk bazen bir bebeğin kahkahasında, bazen annemizin şefkatli elinde, bazen dostumuzun güven veren cümlelerindedir. Bazen de bir kitabın sayfaları arasındadır. Mutluluk Öyküleri, okurken mutluluk duyacağınız, mutluluğu yakalamayı başaracağınız, mutluluğu erteleme alışkanlığından vazgeçeceğiniz sıcacık öyküler
Sevgili Peygamberimiz, kendisinden önceki peygamberlerin yaşanmış öykülerini sahabelerine anlatmayı çok önemserdi. Okuyanın dünyasına ümit olacak, ruhunu hafifletecek bir kitap: Rahmet Öyküleri Çünkü bu öyküler tüm çağlara rehber olan o kutlu kişinin ışığıyla aydınlandı. Pek çoğu Onun dilinden bu güne ulaştı. Rahmet yağmurlarına susayan herkese bu kitapta yer var.
Öyle öyküler vardır ki, bittiğinde yenisine hemen başlayamazsınız. Bir süre donakalırsınız. Düşünen öyküler kitabı işte böylesi öykülerle dolu. Her öykü bittiğinde, kimi zaman hüzünlenecek kimi zaman duygusallaşacaksınız. Gözünü hırs bürümüşlerin, bizi biz yapan değerleri hiçe sayıp hırslarının kurbanı olduklarına şahit olacaksınız. İbretlik öykülerle, iyi düşünüp gerekli dersleri almanız için rehber bir kitap...
Öykü okumak kitap kurtlarının vazgeçilmezidir. Onlar için hava kadar, su kadar elzem bir şeydir. Tam da bu ihtiyaca cevap verecek yepyeni bir dizi: Hava, Su, Toprak, Öykü! Bu dizideki öyküler yüzyılların imbiğinden geçerek günümüze kadar ulaşmış; dilden dile, ülkeden ülkeye gezmiş durmuş. Kimi zaman güldürmüş, kimi zaman hüzünlendirmiş ama mutlaka okuyanın içini ısıtmış. Her biri hayattan damıtılmış olan bu öyküleri okurken kimi zaman duygulanacak, kimi zaman tebessüm edeceksiniz.
Gülümseyen Öyküler kitabındaki hikâyeler ve kıssalar, yüzyıllarca dilden dile, ülkeden ülkeye gezmiş durmuş, günümüze kadar ulaşmış. Kimi zaman güldürmüş, kimi zaman hüzünlendirmiş ama mutlaka okuyanın içini ısıtmış. Bu öyküler sana, bana, bize yani hepimize yepyeni bir ufuk açacak. Haydi, bitmesini hiç istemeyeceğin şiir tadındaki öykülerin dünyasına kapı arala
Sorular cevaplar kadar, belki de daha fazla değerlidir; Çünkü, bizi cevaplara götüren onlardır. Doğru soruyu soramadığımızda doğru cevaba da ulaşamayız. Voltairee bakacak olursanız, değerimiz cevaplarımızda değil sorduğumuz sorularda saklıdır. Ünlü Antropolog C. Levi-Straussun dediği gibi, akıllı insan doğru cevapları veren değil, doğru soruları sorandır
Tükendi
Üzüm SalkımıBir zamanlar bir köylü bir medresenin kapısını çaldı. Kapılara bakan talebe gelip kapıyı açtığında, köylü ona nefis bir salkım üzüm uzattı.Bunlar benim bağımın en güzel üzümleri. Size hediye olarak getirdim.Teşekkür ederim, dedi talebe. Onları hemen hocamıza götüreceğim. İkramınızdan çok memnun olacaktır.Hayır, hayır! diye atıldı köylü. Ben bunları sana getirdim.Bana mı? Talebenin yüzü kızardı. Böyle güzel bir hediyeyi hak ettiğini düşünmüyordu.Evet! diye ısrar etti köylü. Çünkü ne zaman bu kapı
Tükendi
Bediüzzaman Said Nursî Şeytanın ve siyasetin şerrinden Allah`a sığınırım ifadesini ilk kez 1910`lu yılların sonunda kullanmıştı. Ama hayatı boyunca hem sözleri hem fiilleriyle bu çizgisini asla değiştirmedi. Görüş ve eserlerinde hep bunu ders verdi. Belki de gerçek siyaset buydu. Peki ya günümüz insanı siyasete nereden ve nasıl bakmalı? Akla karanın birbirine karıştığı, gizli kapılar ardındaki pazarlık ve tezgâhların siyasî hayata yön verdiği ve en önemlisi yalan, tarafgirlik ve çıkarcılığın siyasetin kaç
Tükendi
Ekmeğin kokusu Bir zamanlar Bağdat yakınlarında çok küçük bir köy vardı. Bu köyde lezzetli ekmekleriyle ünlü bir de fırın bulunuyordu. Bir gün yaşlı ve fakir bir adam sokakta yürürken fırının önünde durdu ve içerden gelen nefis ekmek kokusunu defalarca içine çekti. Sonra, tam yoluna devam edecekti ki, fırıncı yaşlı adamı kolundan yakaladı ve ekmek kokusunun parasını istedi. Adam kekeleyerek parasının olmadığını söyleyince, fırıncı onu tam polise götürecekti ki, Cuha adında bilge bir adamın yanlarından geçti
Tükendi
"Kalpsiz akıl olur mu?" "Kalplerimizi unutarak düşünebilir miyiz?" Bu soruların sahibi Murat Çiftkaya. Yazar, yeni kitabı "Aklım Kalbimde Kaldı" isimli kitabını bu iki önemli soruya cevap bulmaya adamış. Yazar Çiftkaya´ya göre toplum olarak büyük bölünmelerin yaşandığı bir dönemde yaşamaktayız. Kalp ile aklın, din ile bilimin, vahiy ile hayatın, ahlâk ile siyasetin, hatta erkek ile kadının birbirinden ayrı düşürüldüğü zamanlarda yaşıyoruz. Yazara göre bu bölünmeler tamamen hayalî, dayatılmış ve gerçekdı
Tükendi
Emre´nin pazuları yumurta kadar küçüktü, ama hayali kocamandı: dünyanın en güçlü çocuğu olmak istiyordu! Böylece haksızlıklara engel olacak, fakirlere yardım edecek ve canı ne isterse onu yapacaktı. Peki mümkün müydü böyle bir şey? Mümkünse, nasıl olabilirdi? Emre günlerce düşündü, ama bir yol bulamadı. Çaresizliğine o kadar üzüldü ki, annesi-babası endişelendi. Ve dedesi bir gün onun avucuna bir tohum koydu. Emre´nin macerası işte böyle başladı. Dedesinin verdiği tohum hayatını değiştirdi, hiç ummadığı ş
Tükendi
Öykü okumak kitap kurtlarının vazgeçilmezidir. Onlar için hava kadar, su kadar elzemdir. Tam da bu ihtiyaca cevap verecek yepyeni bir dizi: Hava, Su, Toprak, Öykü! Bu dizideki öyküler yüzyılların imbiğinden geçerek günümüze kadar ulaşmış; dilden dile, ülkeden ülkeye gezmiş durmuş. Kimi zaman güldürmüş, kimi zaman hüzünlendirmiş ama mutlaka okuyanın içini ısıtmış. Her biri hayattan damıtılmış olan bu öyküleri okurken kimi zaman duygulanacak, kimi zaman tebessüm edeceksiniz.
Hayat denen yolculukta bize kötü ya da felaket gibi görünen durumların altında aslında güzellik ve iyilikler de yatar. Her gün gazetelerden ve televizyon kanallarından gözümüze kara gözlükler giydirilmeye çalışılsa da, hayat güzeldir ve şükredecek şeyler çok daha fazladır. Bu kitabı okurken; sevgi, merhamet, dostluk, aile gibi kavramların bizler için aslında daha çok önem taşıdığının ve şükretmek için ne kadar çok nedenimiz olduğunun daha iyi farkına varacaksınız
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 16 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1