Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
One cannot put out a fire started by another. Outside and far away, there are houses where the ceilings leak and the basements are flooded when the rains come. Outside, far away, there are mothers that remain children, mothers that never grow up, mothers whose hearts and spirits have been crippled by grandmothers' toxic diatribes. But here she is far away from those dark truths. In the star's house.
Televizyona dair her şey, Türkiye'nin ilk televizyon yorumları sitesi Ekranella'nın deneyimli kadrosu tarafından hazırlanan 2014 televizyon yıllığında! Artık siz de televizyonu okuyabileceksiniz! TV'ye dair aradığınız her şeyin cevabı, televizyon tarihinin en çalkantılı yılının ay ay dökümünü takip edeceğiniz Ekranella - 2014 Televizyon Yıllığı'nda. 2014'te hangi diziler başladı, hangileri bitti? Sosyal medya da en çok hangi diziler / programlar konuşuldu? Televizyon gündemine kimler bomba gibi düştü? Değiş
The Companion is an anti-bildungsroman, a novel about the disability or refusal to grow. Disability to grow has a history of course: Pale, brittle and vulnerable children ? children are as light as feathers, children weigh next to nothing when adults try to pick them up to hold them, children get smaller and smaller through the novel. This is the history of how such children alternately rebel against and are crushed by the adult world. There are dwarves accompanying them, these dwarves follow them like thei
Bir anti-Bildung, yani büyümeme-büyüyememe romanıdır Refakatçi. Büyüyememenin de bir tarihçesi vardır elbet: Narin, kırılgan, soluk benizli, tüy gibi hafif çocukların, birinin kucağında ya da kollarında taşındıkları vakit ağırlıkları bile olmayan, roman boyunca da cüsseleri giderek küçülen çocukların kâh büyüklerin dünyasına isyanının, kâh o dünya tarafından ezildiklerinin tarihçesidir bu. Bu çocuklara refakat eden cüceler de vardır romanlarda, sanki bu şeffaf çocukların gölgeleri bile yoktur da onlara bire
Perihan Mağden gazetelerde, dergilerde her zaman çok okunan, sevilen -birçoklarını da öfkelendiren- köşe yazılarının şeytani dilini ve biçim zekâsını, romanlarının yapısında ve grotesk havasında da gösterir. İngilizceye çevrilmiş olan ve benim asıl sevdiğim Haberci Çocuk Cinayetleri bu parlak yazarın duyarlılığının ve özel dünyasının başka hiçbir şeye indirgenemeyeceğini kanıtlar. Orhan Pamuk Neden haberci çocuk anneliği? dedim. Normal yollardan da anne olabilirdin. Soru sormayı kabul etmek demek dü
Yokuş aşağı inerlerken kolunu Handanın omuzuna atıyor Behiye. Aslında Handan birazcık daha uzun. Kolunu yine de atıveriyor. Kendine şaşırarak; ama doğallıkla. Burnunu Handanın ensesine yaklaştırıp kokluyor çaktırmadan. Handan Kokusu. Dünyanın en güzel kokusu. Dünyanın en Handan kokusu. Kokuyu içine çekmesiyle birlikte, içi sızlıyor Behiye'nin. Biliyor ki, hayvanlar gibi biliyor ki, artık Handan Kokusu duymadan olamaz Behiye. Kemiklerine kadar hissediyor ki, geri dönüşsüz bir yola girdiler. Handan ile Behiye
Ramazan, Alinin ta başından, daha ilk günlerinden bildiği bir şeyi, o olmadan bir hiç olduğunu; ancak Ali ile Ramazan olduklarında tam olduklarını, bir anlam kazandıklarını o bekleme günlerinde anlıyor. Kabul ediyor. Aliyi bekledikçe boş duvarlara bakarak; Ali içinde büyüyor, büyüyor. Ali basmasına uğruyor Ramazan. Alinin gelmesine yakın o kadar ağlıyor ki uluya uluya yer yatağında, içinin yıkandığını hissediyor baştan aşağı. Ulan Ali, sen dönmeden ağlaya zırlaya yıkadım içimi. Yeni doğmuş bebek gibiy
Dönmemiş Yıldız. Dönseydi duyar uyanırdı zaten. Beni yaraladı yine, diye düşünüyor. Sonra da yok oldu. O bitmeyen ufak kaçamaklarından birine gitti. Nereye gitti ki? Cengiz Beyle Maldivlere gidiyor yarın! Teo Man, diye geçiriyor içinden, anında içi üşüyor. Tabii ya, onunla olmaya gitti. Cengiz Beyle bir nevi mecburiyetten çıktığı seyahatten önce, hakiki aşkına koştu. Kavuştu. Beni niye yaraladın peki? Beni niye hep, habire yaralıyosun? Neyim ben? Kırıp dökeceğin oyuncak bi bebek mi? Hikmet Hanımın saçının
Ellilerde, altmışlarda cool olmak mühimdi; zira az bulunan bir özellikti coolluk. Şimdi herkes, Ölü Canlar kastingi için hazırmış gibi dolanıyor ortalıkta. Sadece bu kitap için kaleme alınan yazılardan oluşuyor, Tehlikeli Temayüller. Ancak bu kez, malzemesini farklı bir şekilde işliyor Mağden. Küçük detaylardan, anekdotlardan yola çıkıp hayati meselelere uzanıyor. Kapısına dadanan bir kediden boğucu ikili ilişkilere, İlle-de-doğurması-gereken-kadınlardan, Milletçe mankafalaşmamızın nedenlerine açı
"Bizi üzenler cezasını bulurlar Bamjrim. Bulmaları gerekir. Annen bunun için var. Burada kaldı. Seni üzenlere günlerini göstermek için. Kabalığın ve kötülüğün cezasını vermek için." Biliyorum Annecim. Onlara cezalarını vermek zorunda kaldığını biliyorum. Perihan Mağden'in çağdaş bir kült roman haline gelen İki Genç Kızın Romanı'ndan beş sene sonra yazdığı ve şimdiye kadar on iki ülkede yayımlanan romanı Biz kimden kaçıyorduk Anne? yakıcı bir ilişkinin içinde, acı bir sona adım adım ilerleyen bir anne-kızın
Köşe yazılarıyla edebiyatı gazeteciliğe geri getiren Perihan Mağden, Kış Kitabı ile Türkiyenin siyasi haritasını çiziyor. Yıllar önce yazılmış olsalar da bugün kaleme alınmış gibi tazeliğini koruyan bu yazılar, hareketli olduğunu düşündüğümüz Türkiye gündeminin aslında ne kadar dar sorunların içine sıkışıp kaldığının en iyi belgeleri. Bu yazıları okuduğunuzda on yılı aşkın bir süre önce tartışılanların hâlâ aynı nokta üzerinde tartışıldıklarını hâlâ aynı nokta üzerinden tartışıldıklarını fark edeceksiniz.
"Perihan Mağden'den tüm yaz okunacak bir kitap; Yaz Kitabı... Özel hayatlarını kamuya iştahla açan köşe yazarlarıyla, insanın toplumsal bir malzeme olduğunun bilinciyle kendini okurlarının gözünün önünde didikleyen Perihan Mağden arasındaki farkı en iyi anlatacak olan yine yazılarından başka bir şey değildir. Bu yazılar bir YAZ KİTABIna dönüşerek hiç dinmeyen bir sorgulamanın sesini taşıyor okurlara..
Based on a true story, Ali and Ramazan tells the story of two doomed adolescents, who meet in an orphanage and fall in love with each other. Perihan Mağden, a leading name in contemporary Turkish literature, has always sought to tell her stories in a straightforward style, and this novel is a fine example of her distinctive prose. Mağden vividly conveys the alienation and dreariness of life on the edge, conveying painful truths without resorting to melodrama. Her skilful writing portrays the complex world o
"Louise Bourgeois"dan "Sırf annelerinin büyüttüğü adamlar"a, "Sosyopatın normalinsan olarak maskesi"nden "Kızlarına âşık babalar"a... Perihan Mağden´in, son iki yıl içinde Radikal gazetesinde yayınlanmış olan yazılarından derlenen Son Yazılar, Mağden´in kamuoyunda tartışmalar yaratan, düşündürücü, eğlendirici, ama hep cesur ve kışkırtıcı günlük makalelerini bir araya getiriyor. Daha önce Haberci Çocuk Cinayetleri ve Biz kimden kaçıyorduk Anne? adlı romanlarını yayınladığımız Perihan Mağden´ in yazılarını
Tükendi
"Küçük bir kızı kovası yüzünden aşağılamayı öğrenmiş çocuklar düşün," diyecek Annem yıllar sonra. "O gün orda onların annelerine babalarına derslerini vermek için nasıl yanıp kavrulduğumu düşün. Gözyaşların göğsümü yaktı. Kalbimin tam üstünde ağladın. Ağlattılar seni, boş yere. Öyle çocuklarla oynamana izin vermedim bir daha. Kalbini kırmalarına izin vermedim Bambim." Annemin beni hiç kimselerin ağlatmasına tahammülü yok. Yalnız ve yalnızca Annem ağlatabilir beni. Ben Annemi ağlatabilirim. Başkalarının bizi
Tükendi
Everest Yayınları yazarlarından Perihan Mağden`in Radikal Gazetesi`ndeki köşe yazılarından derlediği `Korkma Bu Akşam Gelip Çalmam Kapını` adlı kitabının özelliği bugüne kadar satılan en ucuz kitap olması. 1,5 milyon TL (1,5 YTL)`dan satılacak olan kitabın ilk baskısı 100 bin adet yapılıyor. Kitap için seçilen 35 yazıya bir de Mağden`in özellikle bu kitap için yazdığı bir yazı eklendi. `Korkma Bu Akşam Gelip Çalmam Kapını` şimdiye kadar basılan ucuz kitapların aksine kağıt, baskı ve kitap üretim kalitesinde
O cam kutuda uyuyan da masallarda Pamuk Prenses yalnızca Hakiki hayatlarda cam kutularda yüz milyo binlerce Pamuk Prens uyuyor. Biricik annecikleri Cadı`nın zehirli elmalarından yiye yiye uyuşmuş vaziyetteler. Uyuyorlar öyle. Hain Kadın`ın -küçücük bir kızken dahi- o cam tabutu sırtlayıp Pamuk Prens`i Cadı Annesi`nden, yedi cüce arkadaşlarından, Avcı Patronu`ndan ve Salaklar Salağı Babası`ndan kaçırması gerekiyor. Atının eğerine atıp çıkıdık çıkıdık uzaklaşması. Giderken zehrin Pamuk Prens`in ağzından dökül
Tükendi
Böyle biri, sanatçı biri, gözü ve ruhu olan biri, GÖZ ve RUH olan biri; kalkıp çok banal, çok sıradan ya da düpedüz saçma bir şeyi beğendiğinde, o şey, "şey" değildir artık. Seçenin ona yüklediği anlamla, başka bir şey olmuştur, dönüşmüştür. Malzemeleşmiştir. O insan onu çaldığında, anlattığında, vitrinine koyduğunda: sergilediğinde düpedüz, artık o insanın malı olarak bambaşka bir mana kazanmıştır. Bazı derinliksiz askerler, bu durumlardan anlamazlar. onların elindeki reçetelerde, böyle bir ilacın tarifi
Tükendi
Düğmeleri çevir. Çevir hepsini. Ama o havlu temiz. Olsun. Üstünde bahtsız bir prenses. Islat havluyu. Bahtsız prenses ağlıyor. Boydan boya tık kapının altına Ne küçük bu mutfak Nasıl sığdık yıllarca. Ben ve onlar yanyana Ben tokum. Çok sıkıldım. Dün de. O gün de. Tatilde. Kızartma Mevsimi. Turşu. Yağmurlar. Toz. Toz. Habirebezi. Alışveriş listesinde. Bu yoktu. Hey prenses! İndirimden aldım ya seni. Ama sevdim allah için Bir gün bile ütüsüz gezdirmedim. ... (Arka Kapak) Kitaptan seçme şi
Tükendi
Whom were we running from? İs one of the latest novels of Perihan Mağden, a truly unique name in Contemporary Turkish Literature. Carrying along with it a silence trapped by the noise of the modern era, this inspiring novel examines the trembling fears of a word surrounded by violence in an almost architectural fashion. Biz Kimden Kaçıyorduk? Çağdaş Türk Edebiyatının benzersiz kalemlerinden biri olan Perihan Madenin en son romanlarından bir tanesidir. Modern dönemin gürültüleri tarafından sıkıştırılmış ses
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1