Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Deniz mutedil dalgalıya geçmişti; gök bulutsuz, fare tüyüydü. Başımı kaldırıp bakmadım ama öyleydi, mutlaka öyleydi. Çünkü denizin rengi de aynıydı. Bu mevsimde, bu aylarda, bu günlerin bu saatlerinde göğün rengi, denizin rengiyle aynı olurdu Boğaziçi'nde. Boğaz'ın kıyısında bir köy; eskiden Rumların, Ermenilerin yaşadığı... Köyde yeniyetme bir deniz insanı, Mühendis diyorlar ona. Balıklar, isikara, akçakuşlar, Delisu, deniz aynaları, orkoz, apiko, zigurat ağ ve iskele başı... Bir deniz köyünün olmazsa olm
Tükendi
Dostlar... Çalışma ahlakına karşı öncü isyan hareketinin temellerini oluşturan bu sempozyumda, insanın materyalizmden arındırılmasıyla ucuz yemek yemenin yolları gibi konuları gündeme getirerek ele alınmasını sağlamaya çalışacağım. Yaşasın Tüm Ülkelerin Serserileri... Yaşasın Yolların Filozofları... "Tüm Ülkelerin Serserileri Birleşiniz..." Vecdi Çıracıoğlu tek katmanlı bir edebiyatla mücadeleye girişiyor; yeni katlar çıkıyor, sonra birden yeraltına dalıyor ve karınca yuvası gibi bir roman yaratıyor. Is
Tükendi
Metin Kurt, zarif, topla güzel akan, ne yaptığını bilen, akıllı bir açık oyuncusuydu. Aydınlık ve biraz da çapkın bakışlı, şahin gözlü, yakışıklı bir forvet. Taç çizgisinde sürat yapan, İngilizlerin tabiriyle kramponlarının altında tebeşir izi olan, klasik çizgi açığı. Hem de gole yakın. En solcu sağ açık. Yıllar yıllar önce Metin Kurt, boş mukaveleye imza atma "töresine" başkaldırmış, bir sözleşmenin tarafı olarak reşit insan muamelesi görmeyi talep etmişti. Emek mücadelesinin aynı zamanda bir haysiyet müc
Tükendi
Usta yazar Vecdi Çıracıoğlu, "Mutlu Balık" adlı masal kitabının ardından yeni masallarla okurlarına sesleniyor Yazarın birbirinden güzel masallarında, tembel ve alaycı bir su aygırı olan Hipo'yla, kafasındaki vidaların eksik olduğunu düşünen akılsız sıpayla, ayı olmak istemeyen Yogi'yle ve diğer kahramanlarla tanışacak, hikâyelerini okurken bazen gülümseyecek bazen de üzerine düşüneceksiniz.
Tükendi
Deniz küser mi diye içinden geçirdi. Küsegelen ruhlu deniz, tıpkı insanlar gibidir. İyi huylu insanlar da küsegelendir. Kendini düşündü. Küsegelen miydi? Deniz gibi miydi? Küsük deniz av vermezdi, bir yosun parçası bile vermezdi balıkçıya, bırak parmak kadar kıraçayı! Ama ince ruhluydu, bağışlayıcıydı deniz. Gün gelir gizlisindekini kin tutmadan sunar, dökerdi ortaya. Delisu'da oltacı, adı Miran. Bir oğlu var, kimine göre sakıncalı, işkencede konuşmadığı için komünistin iyisi. Hayat zor, "çeveladaki sarıka
Tükendi
Gölde yaşayan Küçük Balık'ın tek hayali ormanda yaşamaktı. Günün birinde yağmaya başlayan yağmur, günlerce dinmez ve her yer sular altında kalır. Neşe içinde ormanda yüzmeye başlayan Küçük Balık, diğer hayvanların bu durumdan etkilendiklerini görünce ne yapacağını şaşırır. Acaba Küçük Balık diğer hayvanları kurtarabilecek mi? Vecdi Çıracıoğlu'nun birbirinden güzel masalları, çocuklara hayvan sevgisi ve insan sevgisi aşılarken onları hem gülümsetecek hem de düşündürecek.
Tükendi
Denize giden insan farklıdır ve aşka çağrılan deli divane bir âşık gibi gözden kaybolana kadar, ellerini sallayarak vedalaşır sevdicekleriyle. Yazgısının arkasından koşan deniz insanı için uzundur bu vedalaşmalar... İsmi ile müsemma Hoyratdeniz... Kıyısında küçük bir köy, Dünyanıngözü; iki ağızlı, ters dönmüş bir kaşık, belki de denizde yüzen fettan bir kadının omzu gibi... Kıyı köyünde bir dalgıç; dünyaya açılan iki penceresinden birini savaşta kaybeden Camgöz Reis... Vecdi Çıracıoğlu, "Denize Dair Hikâ
Tükendi
Onu gördü. Her halinden hayli kibar ve nahif genç bir kız olduğu belliydi. İçeri girdi, yürüdü, ortada pencere kenarına oturdu. Yüzü pamuk kadar beyazdı. Alagarson kesilmiş siyah saçının önündeki perçem turkuvaz boyalıydı. Yüzünü hafif kavisli uzun burnu bütünlüyordu. Gözleri ışıltılıydı. İçerisinin loş ışığında, göz bebeklerinin anlaşılmaz rengi, ilgisiz bir insanın bile gözüne çarpabilirdi. Sanki renk bombası patlamış da sarı, mavi, yeşil renkler iç içe irisinden fışkırmıştı. Yakından bakanların hemen far
Tükendi
Boğaziçi Üniversitesi, onun eğitim-öğretim geleneğini oluşturan Robert Kolej'le birlikte, hizmet verdiği topluma her zaman öncülük etmiş, dünyadaki akademik gelişmeleri hızla özümseyip uygulayarak, Türkiye'de yüksek öğretim sisteminin gelişmesine çok önemli katkılarda bulunmuş bir kurum olarak 100. yılına ulaşmış bulunuyor. Ülkemizin savaşlar yaşadığı ve yokluklarla baş etmeye çalıştığı yıllarda kurulan Mühendislik Okulu, kurulduğu günden itibaren, bu benzersiz bilim yolculuğunda en önde yer almıştır. Müh
Tükendi
Celal Sılay, Sait Faik Abasıyanık, Şevket Süreyya Aydemir, Ali Kemal, Edip Cansever, Oltacı Miran, Metin Kurt, Anatole Francé, Orhan Veli Kanık, Necati Ayden, Oğuz Atay ve Süha Tuğtepe Vecdi Çıracıoğlu, yeni kitabı Mayhoş Zamanlarda adları geçen sanatçılarla Bursadan İstanbul Rumeli Hisarına öykü ve anlatılarıyla okuyucuyu geçmişe götürerek, zihinlerde mayhoş tatlar bırakıyor. Kaybolan Hayatın Öyküleri... Çıracıoğlu, 1930ların sonlarıyla 1950lerin sonlarında bitmiş bir hayatın, zihinsel planda 80lere kadar
Tükendi
Gemileri Sayan Kedi, darbe dönemlerinden özellikle yazarın deyimi ile güzdarbesi döneminden açılan yeni bir pencere... Ve o buruk, hüzünlü, acı kokan günlerinin hayatında oluşturduğu derin çizgilerde biriken, kanayan anılar. Roman boyunca yer alan zaman ve mekân detaylarıyla okuru o ana o mekâna götürmeyi başaran yazar, roman kahramanının hesaplaşmalarını kendine özgü dil ve anlatımıyla okurla buluştururken, öte yandan bir kez daha güzdarbesinin ruhlarda yarattığı fırtınaları gözler önüne seriyor... Ö günle
Efsane bu ya Ölümsüzler ölümsüzü Zeustan İOyu kıskanan Hera, onu bir sığıra dönüştürerek sırtına tarifsiz acılar veren bir atsineği yapıştırdı. Karnında Zeusun tohumunu taşıyarak kıtadan kıtaya atlayan, geçtiği yerlere adını veren İO, iki deniz arasındaki bir vadiyi yardı ve buraya sular doldu. Bu boğaza Bosporos (Sığır Geçidi), günümüz adıyla İstanbul Boğazı denildi. Söylence bu ya Şehri İstanbulu fetihten önce Osmanlılardan Sultan Mehmet, İstanbul Boğazının en dar yerine bir kale yapmak amacıyla bir saray
"Gol, top nerede olursa olsun, rakibi az adamla yakaladığın zaman, işte o zaman gelir..." Metin Kurt, kimi sporseverlere göre aykırı, kimi sporseverlere göre anarşist, kimi sporseverlere göre de sosyalist bir futbolcudur. 1970-73 yıllarında üst üste üç kez şampiyon olan Galatasaray Futbol Takımı kadrosunun en iyi sporcularından biriydi. Milli futbol karşılaşmalarının günümüzdeki sıklığından uzak 70'li yıllarda, altı yıl aralıksız 26'sı A, 9'u Ümit ve 2'si de A Genç Milli Takım olmak üzere 37 kez milli for
Tükendi
Edebiyat yapma üslubunun ve edebi dilin iyice yavanlaştığı, tekdüze ve teksesli hale geldiği günümüzde, umarız, çoksesliliği ve çokdilliliğiyle bir yeni yol, yeni damar açar Serseri Standartları Sempozyumu... Kurgunun alt-metinlerle çatallandığı ve zenginleştiği, dilin bir söylem taşıyıcısı olarak sürekli bir çatışma ve gerilimle mükemmelleştiği bu güçlü yapıt, hem dili hem kurgusu hem de temasıyla klasikleşmeye aday... Bahtin´in deyimiyle tam bir karnaval! Ütopyaların öteden beri elitist bir tonu olmuşt
Tükendi
Çarmıha gerilmişti. Bütün beeni, baldırları ve erkeklik organının üzeri hariç, çıplaktı, her tarafı amansız ve onulmaz hastalık belirtisi yaralarla doluydu. Yaraların bazıları volkan kraterlerini andırıyordu. Siyah-kızıl saçları geçirdiği zorlu günlerden olacak kirli ve yapış yapıştı. Bu kirliliğe, kulağının arkasından akmış, ki derince bir yaradan geliyordu, donuk kanın kırmızısı karışmaktaydı. Kan donuk olduğu kadar sessizdi de. İri mıhlarla çarmıha çıkalmış avuçlarının parmakları birbirinden ayrı, gökyüz
Tükendi
Gölgemleyim. Gölge, nereye düşerse düşsün bir bedenin varlığını göstermez mi? Gözlerimde şimşekler çaktı ve bir akanyıldız, gökyüzünden, ardında kızılkuyruk şerasiyle kayarak hızla Çeç`e düştü. Çeç, beş Yaradan`ın gazabıyla sallandı. Yığmaları patlatıp, lavlarını, püsküren bir ulu dağ gibi elleriyle yıldızlara sunduğunda, altından o güne kadar bilinmeyen eski çağlara ait kral mezarları ortaya çıktı. Mermer lahitlerin çevrelerini süsleyen kabartma gürbüz atlar ki, gümüş tozlarıyla bezenmişlerdi, soğuk ve mat
Tükendi
Sarıkasnak, Hoyratdeniz´in kıyısında, dünyadan uzak bir kasaba olan Dünyanıngözü´nde dünyanın kolayca gözden çıkardığı deniz insanlarının öyküsü. Cumhuriyet´in onuncu yıl kutlamaları çerçevesinde tüm ülke 23 Nisan şenliklerine hazırlanırken, savaştan tek gözünü kaybederek dönmüş olan Camgöz Reis ve arkadaşları da deniz mevsimine hazırlanmaktadırlar. Kiralık bir sarı kasnağın başrolü üstlendiği bu öyküde aynı coğrafyanın kaderini zorunlu olarak paylaşan ama birbirine benzemeyen yaşamlar doğayla birlikte dile
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1