Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Geceleyin ortaya çıkan görme mesafesinin azalması tavukkarası adıyla bilinen bir belirtidir. Nedeni bir A vitamini eksikliğidir. Hastalıktır. Bellek karası ise gece ve gündüz demeden ortaya çıkan ve belli tür yaşantı izlerini kapsayan bir arazdır. Ancak hastalık değildir. Keyfe keder bir haldir. Aslında bellek karası büyük kentlerde yaşayan kentlilere dair bir aksamayı anlatır. Ancak durum kente özgü değildir. Çünkü kentin belleği hep aydınlık, açık ve seçiktir. Üstelik kent, tüm kentlilerinin yaşantı izler
Tükendi
Çocuk düşünselliğinin en önemli niteliği uçkunluğudur. Sınırı yoktur. Dizginlenmeye gelmez. Şeklini alacağı bir kap aramaz. Ancak kaplar (!) uçkunluk dolu bir içeriğe sahip olmak ister. Yine de istedikleri asla gerçekleşmez. Çocukluk erişkinliğe, ardından yetişkinliğe devrilince (evrilince değil) ne uçkunluk kalır ne de uçkunluğu isteyen kap! Çocuğun bilişselliğinde gözlem önemlidir. Ne var ki önemli olan gözlemin adlandırılması değil aktarılmasıdır. Çocuğun öksürüğe boğulan dedesi ile kamburunu çıkaran ke
Tükendi
Başlamamış cümlelere ne kadar sözcük eklerseniz ekleyin bitmez. Başlamamıştır çünkü. Oysa hayaller başlayan/başlamayan tüm cümleleri bitirir. Onları sözcüklerin akıl bile edemediği yerlere götürür. Bir kadını sözcüklerle sevmeyi, zihindeki görüntülerle okşamayı, şimdinin duygularıyla yaşamayı böyle öğrendim.Onu özgürleştireceğini düşündüğü tekneye binerken beygir leşi yalnızlığını beraberinde sürüklemişti. Bu nedenle beygir leşinin ağırlığı ile yavaş yavaş suya gömülen teknenin hızı kesiliyordu. Beygir leş
Tükendi
Veresiye mahalle bakkallarımızın varlığıyla anımsanan bir yaşam şekli olmuştur. Parası olmayanın ya da azlığı nedeniyle her zaman olmayanın karnını, çoluğunu çocuğunu doğurabileceği bir borç anlayışıdır. Bu borç müşterinin erdemine bakkalın iyi niyetine bağlı olarak belli bir düzeyi hep sürdürür. Bir süre sonra veresiye, karşılığında alınan erzaktan, ekmekten, peynir ve zeytinden daha önemli hale gelir. Öykü, kendi gerçekliğini taşıyan, edebiyatın veresiye biçemidir bence. Ederi ertelense de değeri ötelen
Tükendi
Bu bir insan kümesi için tanımlı bir nitelik imi. Aynı zamanda kitabın adı. Okumaya başlamadan düşünmeye başlasın istedim okur. Bu yolla yazdıklarım zenginleşecek, çeşitlenecek diye bekliyorum. Bu beklentiyle '... N'olacak bu memleketin hali?' sorusunun memleketin yüreğini nasıl titrettiği ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Çünkü memleketim, başına geleceklerin habercisi olan bu sorudan ürküyor. Nedeni, bu sorunun son 70 (yetmiş) yıl içinde başına gelenlerin, yaşadığı olumsuzlukların habercisi olduğunu biliyo
Tükendi
Veresiye mahalle bakkallarımızın varlığıyla anımsanan bir yaşam şekli olmuştur. Parası olmayanın ya da azlığı nedeniyle her zaman olmayanın karnını, çoluğunu çocuğunu doğurabileceği bir borç anlayışıdır. Bu borç müşterinin erdemine bakkalın iyi niyetine bağlı olarak belli bir düzeyi hep sürdürür. Bir süre sonra veresiye, karşılığında alınan erzaktan, ekmekten, peynir ve zeytinden daha önemli hale gelir. Öykü, kendi gerçekliğini taşıyan, edebiyatın veresiye biçemidir bence. Ederi ertelense de değeri ötelen
Tükendi
Roman yazmak kaç kişinin niyete aldığı bir eylemdir bilemem. Ancak roman okuyan herkesin aklından en az bir kez olsun geçmiştir; keşke ben de bir roman yazabilsem diye. Roman yazmaya daha yakın olanlar ise keşke okuduğum bu romanı yazan ben olsaydım diye düşünür. Sonuçta roman yazmak önce içsellik taşıyan bir beklenti, görkemli bir niyet, çaba gerektiren bir dilek, ciddiyeti eksik kalmayan bir eylemdir. Beklentiden niyete; niyetten dileğe, dilekten eyleme uzanan süreçte roman yazmak roman okumakla bir arad
Tükendi
Yaşamın her anında ve her alanında hakkında konuştuğumuz bir kişi vardır. Kimi örneklerde bu kişi kendimiz oluruz. Özetle kişileri gene kişiler anlatır. Başka bir deyişle kişilerin var olması onların anlatılmasıyla eşzamanlıdır. Anlatılmayan kişi, kendisinden kendisinin bile söz etmediği kişi aslında var değildir. Yaşam kişilerle var olduğuna göre kişilerden söz ediliyor olması yaşamsallığın çağladığı anlamına gelir. Kurgusal gerçeklik bağlamındaki yaşam söz konusu olduğunda farklı olan bir şey yoktur.
Tükendi
Kırmızı sözcüğü renk imidir. Papağanlar, özellikle bir yerden ayrılacakları zaman kuyruk tüylerinden en renkli olanı seçip yolduktan sonra oraya bırakırlarmış. Bu tüy kırmızı renklidir. Gün çekilirken gökyüzü kimi zaman kıpkırmızıdır. Kırmızı renkli elma albenisi en yüksek olandır. Elma yanaklı, al dudaklı nitelemesinde odaktaki sözcük kırmızıdır. Ten kırmızısı ne ola ki? Aklınıza mutlak gelmiştir. Teni kırmızı yapan tenin içinde dolaşan kan ya da tenin kanamasıdır. Bir de beden de akan, tene bulaşmış b
Tükendi
Zaman geçerken unutulan, anımsanan yaşam izleri günün akışında yer almak istemiştir. Gün akarken yalnızca anımsananlar değil anımsanmayanlar da yer alır. Evliliğin üçüncü kişileri yaşarken ve sonrasında zamanın akışında anımsanmayanlar öbeğinde yer tutarlar. Bu kitap onları, onların ısısı eksik ateşli aşklarını (!) birlikte oldukları evli eşlerden doğru ele almaktadır: Yansız, yüksüz ve yargısız biçimde. Yaşanana ve yaşayana duygudaşlığı eksik etmeden! Yazmasam dünyada eksik kalan ne olurdu? İnsan varolu
Tükendi
Nefise yaşadığı kentin dışında dünyaya karışmış genç bir kadın. Evlendiği günden başlayarak içinde hareketlenmiş olan yaşamı durdurmuş. Öyle olması gerektiğine inanmış çünkü. Kocası İrfan Ankara'ya zorunlu göç edince değişen yalnızca yaşadığı kent olmamış. Kocası ile paylaştıkları roller de değişmiş. İrfan'ın içinde duran hayat onu kent yılgını haline dönüştürürken Nefise'nin içinde durmuş olan yaşam hareketlenmeye başlamış. Ankara kendi özgüllüğüne sahip çıkan bir kenttir. Bunun anlamı şudur: Yaşadığınız
Tükendi
Zihnimiz neler barındırmaz! Bilirsiniz. Öfkemiz, düş kırıklığımız, çökkünlüğümüz, coşkumuz, vaz geçişlerimiz, meraklarımız, niyetlendiğimiz/gerçekleştirdiğimiz eylemlerimiz, eyleyemediklerimiz, suçluluklarımız, kırgınlıklarımız, üzerini örttüğümüz/örtemediğimiz istemlerimiz, hayallerimiz, ses, renk, ışık, karanlık vb. Kısaca dünü, bugünü ve yarını hatta çok öncesi ve sonrası olmak üzere zamanımızın sonsuzluğu bağlamında yaşamımız. Kısaca 'kendimiz'. Orada yalnız kendimizin sığabileceği daracık ancak sonsuzl
Tükendi
Psikoterapi, ruh hekimi ile hastası arasında sözün, anlamın duyumsamanın araç olduğu özgül bir etkileşimdir. Amaç hastanın kendi kaynaklarını kendisi için etkili bir biçimde kullanabilmesidir. Tıbbın sosyal bilimlere en yakın dalının ruh sağlığı ve hastalıkları olduğu düşünülürse psikoterapinin pek çok insanın ilgi ve merakının konusu olmasına şaşmamak gerekir. Psikoterapiye duyulan ilgi bugünlerde farklı bir düzeye çıkmış görünmektedir. Tek bir sözcük, farklı bir işaret, ezberlenecek birkaç cümle, belli b
Tükendi
Klinik tıp uygulamaları açısından hekim adayının en çok zorlandığı alan ruh sağlığı ve hastalıkları alanıdır. Hekim adayı, klinik eğitimine başlamadan önce insan tıbbı genelinde pek çok alana dair yaygınlığına ve derinliğine yüklü bilgiler edinir. Aslolan insan bedeni ve işlevleridir. Sağlıklı halin hastalıklı hal ile kıyaslanabilmesi uygulamanın ön adımıdır. Sonrasında hekim adayından varsayımsal ve çıkarımsal düşünebilmesi istenir. Hasta ile karşılaşma öncesindeki bu hazırlık evrensel nitelikli tıp eğit
Tükendi
YOLDAKİ ÖYKÜ : ANADOLUDA GEÇER Tumturaklı tanımlamalar coşku dolu betimlemeler kimilerini ürkütür. Aslında taşıdığı duygusal aşırılıklar söyleneni anlamayı da zorlaştırır. Oysa anlaşılmayı bekleyen yaşamsal önem taşıyabilir. Örnek mi? Yunus Emre ve hakkında söylenenler, yazılanlar .. 'Dünyanın hamuruna haram karışmış bir kere. Kötülerin saygın olması bundandır.' desem ülkemizdeki güncel durumdan değersizleştirilen yaşama halinden dem vurduğumu düşünürsünüz. Haksız sayılmazsınız. Ancak bunu söyleyen Yunus E
Tükendi
Yazma adayı, yazar-okur olma amacını taşıyan insandır. Taşıdığı, aynı zamanda bir sorumluluktur. Bu "yazmanın sorumluluğu" adını alır. Bu nedenle başlangıçtaki şu soru; yanıt arayan, aradığı yanıtı kişinin içselliğinde ve toplumsal var oluşanda mutlak bulacak olan bir sorudur: Yazsazsam eğer dünyada eksik kalacak bir şey olacak mı? Eksik kalırsa eğer bu eksiklik beni ve içinden geldiğim toplumu nasıl etkileyecek? Yazıyor olmanın sorumluluğu budur. Bu kitap adını koyduğum sorumluluğu üstlenmeye hazır kişi
Tükendi
Kedi Kamburu Yıldırım B. Doğan'ın 6 öyküsünü bir araya getiriyor. Yazar kitapta yer alan öyküleriyle, bakıp geçtiğimiz pek çok olayın gülünç yanlarını ortaya çıkarırken, okuyucunun dikkatini insancıl değerlere çekiyor. Mizahın yalnızca güldüren özelliğini değil, eğiten, düşündüren özelliklerini de öne çıkaran yazar, çevremize yeni bir gözle bakmamızı sağlıyor.
Tükendi
"Soyadını mahkeme kararıyla değiştirdi, Ruhdeşen oldu. Yakıştı, işi buydu. Mesele onun meselesiydi, her şeyi biliyordu. İnsana dair her şeyi yorumlayabilecek güce sahipti... Maroken koltuğuna oturup en fazla beş dakikada teşhisini koyardı insanlara. Teşhis kavramı hastalıkla sınırlandırılmamalıydı. Her şeye teşhis konulabilirdi. Yıllardır bunun mücadelesini vermişti. Psikiyatrist dediğin her konuda ahkam bildirebilirdi. Psikiyatriyi buralara o taşımıştı. Şimdi bazı genç meslektaşları onun emeklerinin ekmeği
Tükendi
Yazmak her hayalin eşlikçisi ama çok az sayıda eylemin nesnesi olarak ilgi odağında çetrefil bir sorundur. Eli kalem tutan herkes yazmaya eğilimi olduğu inancı ile yaşar. Bir kısmı yazmak için asude günlerin gelmesini bekler, bir kısmı esin perisi ile cebelleşmeyi!..Başka bir kısmı için ise henüz hazır olmadığı bir eylemdir yazmak; deneyim kazanacak, ´dünyevi´ işleri yoluna koyacak sonra ilahi bir içe doğuş sonucunda başlayacaktır. Sonuçta hiçbirisi yazmaz. Bu nedenle yazı yazmak; ertelenmiş bir hayal, kı
Tükendi
"1950 doğumluyum. Memur çocuğu olmanın kaçınılmaz yazgısı ile ülkenin değişik yönlerinde geçen öğrencilik yaşamım Ankara`da noktalandığında, artık Tıp Fakültesi öğrencisi idim. 1967`de başlayıp 1975`de bitirebildim. Öğrencilik yıllarım boyunca tek seçenek olarak gördüğüm ve hayata en yakın diye belirlediğim Ruh sağlığı ve Hastalıkları alanında çalışıyorum. Ankara Tıp Fakültesi Anabilim Dalı`nda Öğretim üyesiyim. Bugüne dek hiçbir dergide şiirlerim yayımlanmadı. Çünkü göndermedim. İlk bakışta çok iddialı bi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1