Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hiç kuşkusuz Renan’ın din, bilim, felsefe ve diller üzerine yaptığı çalışmalar kendi zamanında büyük tartışmalara yol açmıştı. Renan’ı diğer Batılı aydınlardan ayıran en temel husus, fikirlerini açık ve net bir biçimde ifade etmesidir. Çünkü “hakikat” samimiyet olmadan kendini göstermez! İnsanın tarihindeki kırılmalar nehir yataklarının yön değiştirmesine benzer. Yönün değişmesi ise ne nehirden ne de nehirde akan suyun doğasından bağımsızdır. Söz konusu İbn Rüşd olunca nehrin doğası Aristoteles’tir. Onun hı
Ernest Renan, 10 yıl süren çalışmalarının ışığında dili, her toplumun kendi dehasından kaynaklanan, birdenbire ve aniden oluşmuş bir olgu olarak görür. Renan'a göre, insanlık dili bulmak için çağlar boyu herhangi bir mücadele vermedi! İlk insan gruplarıyla birlikte dil anında ortaya çıktı. Dil anında ve kendiliğinden insan ruhundan doğdu! Yazar, var olan gücünün artık son gelişim evresine ulaşan dilin, dünyanın ilk gününden itibaren bütünüyle oluştuğunu savunuyor. Ona göre; konuşmak her zaman sezgileri fiki
Tükendi
"İnsan ne diline ne de ırkına aittir: İnsan sadece kendine aittir, çünkü o özgür bir varlıktır, ahlaki bir varlıktır." "Ulus bir hissiyat, ruhani bir ilkedir. Bu hissiyatı, bu ruhani ilkeyi aslında bir olan iki şey oluşturur. Biri geçmişte, diğeri şimdidedir. Biri ortak zengin bir hatıralar mirasına sahip olmaktır; diğeri şimdiki zamanda ortak karara varma, birlikte yaşama arzusu, bölünmemiş halde aldıkları mirası geliştirmeye devam etme iradesidir." Geçmişe sadakat ve şimdiyi kurma arasında, bize verilen
Felsefeci, tarihçi, filolog, ilâhiyatçı, çevirmen ve saymakla bitmeyen başka özellikleriyle Ernest Renan'ı tanımlamada "dört başı mamur bir entelektüel" sıfatı çok uygun görünmektedir. Ardında kırktan fazla kapsamlı ve derinlikli eser bırakmış bu şahsiyet, bilim ve tefekkür sahasında, ismini on dokuzuncu asra altın harflerle yazdırmıştır. Renan, çevirisini sunduğumuz bu eserinde, insan aklını ilk çağlardan beri meşgul etmiş bir meseleyi ele alıyor: Dilin kökeni meselesi. Cassirer, "dilin kökeni ve tabiatın
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1