Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
O, Allah`ın, insanlara, dünya ve ahiret hayatlarını esenlik yurdu` (Yunus, 10:25) kılacak yolu göstermek için gönderdiği elçilerinin sonuncusu Hz. Muhammed (s)`den başkası değildi. Söz konusu olay ise, O`nun, Allah`ın elçisi olarak seçildiğini bildiren ve böylelikle insanlara mutlak hakikâtleri bildirme sürecini başlatan vahiyle ilk defa muhatap oluşuydu. Bu olayı, yani ilk vahyin gelişini takiben, kıyamete kadar ki zaman içerisinde yaşayacak bütün insanlar için gerçek mutluluğun, adaletin, huzurun, güvenin
Tükendi
Kurân bazen tüccara, bazen askere, bazen yöneticiye, bazen düşküne, yoksula, zengine vs. hitap eder, durumlarını açıklar ve ne yapmaları gerektiğini bildirir. Böylelikle de bütün bir hayatı kuşatır. Bireysel ve toplumsal yönleriyle, düşünce ve uygulamalarıyla, inanç ve hayat tarzlarıyla bütün bir hayatın genel çerçevesini çizer. Arka Kapak Yazısı Kurân bazen tüccara, bazen askere, bazen yöneticiye, bazen düşküne, yoksula, zengine vs. hitap eder, durumlarını açıklar ve ne yapmaları gerektiğini bildirir.
Allah (c.c), kendi yolunun küllenmiş işaretlerini hatırlatmak için zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, mesajlarını yaymaya çalışırken hem kendilerini engellemek isteyenlerin, hem de taraftarlarının zulümlerine maruz kalmışlardır. Bu taraftarlardan bir kısmı peygamberin getirdiği sahih inancı olduğu gibi yaşamaya çalışırken, bir diğer kısmı kitabı tahrif etmek, bidat ve hurafelere tâbi olmak ve peygamberlerini adeta ilahlaştırmak gibi durumlara düşmüşlerdir. Bugün yeryüzünde yaşayan üç bü
Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı,o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır. Arka Kapak Yazısı Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı, o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır. Oysa ib
Çok zengindiler. Güçlüydüler. Bilgide çok ileriydiler; bilim ve teknolojide müthiştiler. Diğer insanlarla karşılaştırdıklarında kendilerini çok farklı ve değerli buluyorlardı. Şımardılar; hak-hukuk tanımaz oldular. Durumun farkında olan birisi, gidişatın yanlışlığı konusunda kendilerini uyardı: Yapmayın. Aklınızı başınıza alın. Durumunuzu düzeltin dedi. Ama söz dinlemediler. Üstelik uyaranı yanılmakla, akılsızlıkla suçlayıp; hak, hukuk, adalet, ahlak gibi şeylerin modası geçmiş saçmalıklar olduğunu savundul
Eskiden rahmet yağardı, şimdi yağmur yağıyor. Eskiden kazancın öncelikle bereketli olması istenirdi, şimdi kazancın sadece bol olması isteniyor. Eskiden israftan kaçınılırdı, şimdi sınırsızca ve sorumsuzca harcamak yüceltilen ve özlenen bir hayat tarzı oldu. Eskiden mahrem olan şeyler örtülür ve orta malı olması önlenirdi, şimdilerde ise teşhir ediliyor, herkesin ilgi ve arzusuna sunuluyor. Eskiden çocukların iyi insan olması istenir ve çocuklar buna göre yetiştirilirdi. O zamanlar iyi insan olmak, hayırlı
Bu kitap, bugün yaşamakta olduklarımızı doğru çözümleyebilmek ve yaşayacaklarımız için isabetli bir öngörüde bulunabilmek için, yaklaşık yüz yıldır yaşadıklarımızı ortaya koyma çabasının bir ürünü olmuştur. Okuyucu bu kitapta, bugünün Türkiye'sinde halkın iradesini temsil eden ve üstünde irade olmadığı ifade edilen ve kabul edilen siyasal sistem gereği böyle olması da gereken Meclis'in üzerinde irade olmaya çalışanların ilk örneklerini 23 Nisan 1920'de faaliyetine başlayan Meclis'te bulabilir ve halkın irad
Çevresindeki insanlara göre farklı özelliklere sahipti. Hakka-hukuka önem veren birisiydi, yalandan nefret ederdi, mal düşkünü değildi, yardımseverdi... Mağarada yaşadığı olaya kadar O'nu çevresindeki insanlardan ayıran en önemli özelliği, sahip olduğu bu erdemli özellikleriydi. O'nun ahlaki erdemleri ise, erdem denen şeylerden oldukça uzak bir toplumda , herkesten farklı bir hayat tarzı edinmesine yol açmıştı. Erdemleriyle yalnız olduğu gibi, yaşantısıyla da yalnız olmayı tercih etmiş; son birkaç yıldır to
O, Allahın, insanlara, dünya ve ahiret hayatlarını esenlik yurdu (Yunus, 10:25) kılacak yolu göstermek için gönderdiği elçilerinin sonuncusu Hz. Muhammed (s)den başkası değildi. Söz konusu olay ise, Onun, Allahın elçisi olarak seçildiğini bildiren ve böylelikle insanlara mutlak hakikâtleri bildirme sürecini başlatan vahiyle ilk defa muhatap oluşuydu. Bu olayı, yani ilk vahyin gelişini takiben, kıyamete kadar ki zaman içerisinde yaşayacak bütün insanlar için gerçek mutluluğun, adaletin, huzurun, güvenin, iyi
İnsan varoluş ve yaratılış gayesinin gereğini yerine getirmek istiyorsa, Allahın mülkü olduğunu bilmeli ve bir abd bilinciyle davranmalıdır. Eğer abd olduğunu unutur veya reddeder de kendisini mülkün sahibi veya ortağı kılmaya kalkışırsa yaratılış gayesini tersine çevirecek sapma başlıyor demektir. Bu sapmanın neticesi ise, sadece dünya hayatı düşünüldüğü zaman, aldanma, yanlışlık, kötülük, zulüm, sömürü, keder, gözyaşı, acı çile, ahlaksızlık, sapıklık ve benzerleridir. Şirk işte böylesi bir sapmadır ve dol
Peygamberlerin insanlara gonderilis nedeni de Tevhid hakikatim hatirlatmak olup, insanlar bu mutlak hakikata inanmaya ve ona gore ya§amaya cagnhrlar. Bu davetin ozii ise La ilahe illallah cagnsidir; "Andolsun ki her iimmete "Allah´a kulluk edin, tagutlardan kagimn" diye emreden peygamberler gondermisizdir."(16/36) "l§te!..Allah; sizin Rabb´miz. O´ndan baska ilah yoktur. Her seyin yaraticisidir. Boylece O´na kul olun."(6/102) Bazi hadislerde "Vahhedallah" (Allah´i tevhid etmek) anlamiyla gegen Tevhid, Kur´an
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1