Dîvân Şiirinde İstanbul Avnî mahlasını kullanan Fâtih Sultan Mehmet'ten 19
yüzyıla uzanan dört asırlık dönemin biriktirdiği cilt cilt dîvânlardan, şairlerin
doğrudan İstanbul'la ilgili kaside, gazel, şarkı, mesnevi türlerindeki şiirlerini bir
araya getiren son derece önemli bir antoloji çalışması.
İstanbul hakkında bir mısra, beyit bulabilmek için kütüphaneleri tek tek
dolaşmayı, yazma eserlerin peşine düşmeyi, yüzlerce sayfalık dîvânları satır
satır elden geçirmeyi, yanlışlık ve eksiklikleri düzeltmeyi göz
Modern Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri olan, Doğu ve Batı kültürlerini
kendi şiirinde büyük bir ustalıkla birleştiren Asaf Hâlet Çelebi Mevlânâ ve
Mevlevîlik'te Mevlânâ'nın hayatını, ne gibi şartlar altında yetiştiğini, nasıl bir
disiplin terbiyesi gördüğünü, çocukluğundan ilmine, ailesi ve dostlarıyla olan
muhabbetinden Şems ile karşılaşmasına varana dek tüm yönleriyle
derinlemesine ele alıyor.
Eserlerinden çevirdiği örneklerle Mevlânâ'nın edebî ve tasavvufî zevkini okurla
paylaşan Çelebi, Mevlev
Modern Türk şiirinin ustalarından biri olan ve Mevlânâ'nın hayatı ve yapıtı
üzerine müstakil bir inceleme kaleme alan Asaf Hâlet Çelebi, bu kez,
Mevlânâ'nın Rubâîleri başlığı altında, Türkçeleştirdiği 276 rubâîyi bir araya
getiriyor.
Mevlânâ'nın mistisizmini rubâîlerindeki aşk teorisiyle açıklayan Çelebi, rubâîleri
"mistik" ve "erotik" olarak iki ana gruba ayırıyor: "Sırf mistik bir akidenin, bilhassa
tevhid fikrinin muhtelif şekilde tefsirlerinden ibaret olanlar" ve "duyan, seven, yanan
bir kalbin, mest ve
Zaptettiği tarihin ağır ve karanlık günlerini, devlet işlerinin liyakatsiz ellerde oyuncak oluşunu, askerin ve vilayetlerdeki paşalar ve mütegallibenin mütemadi isyanları neticesinde kopan hercü merci, huzursuzluğu, milletin çektiği bütün acıları Naima çok iyi hissedebilmişti; çünkü yaşadığı devir, zaptettiği tarihin acı günlerinde de acı idi. Çıktığı ikbal ve parlayış devrinden yavaş yavaş izmihlal ve inhitata yüz tutan Osamlı İmparatorluğu' nun çöküntüsünü o, zamanında daha büyük acılıkla duyabilyordu. On
Türkçenin en çarpıcı kalemlerinden biri olan Asa hâlet Çelebi'nin dergilerde kalmış bütün yaıları, söyleşileri, konferansları ve onunla yapılan söyleşiler bu kitapta bir araya geliyor.
Şiirlerinin yanı sıra eleştirel metinleri de oldukça ilgi çeken Çelebi'nin entelektüel merakının ne denli geniş olduğunu görüyoruz bu kitapta. Kendinden once yaşayan şairler, çağdaşı olanyazarlar ve şairler, Hint bilgisi, İstanbul, Mevlana ve Mevlevilik... Sadece dizin bölümüne baktığımızda bile, bu entelektüel ilginin geniş
İbrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
İbrahim
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
İbrahim
gönlümü put sanıp da kıran kim
Türkçenin gizemli ve usta şairi Asaf Hâlet Çelebinin bütün şiirleri...
Selahattin Özpalabıyıklar ve Seyhan Erözçelik'in notları, Beşir Ayvazoğlu'nun sözlüğüyle
Hariçten gelen teşkilâtçı tasavvufun Türkiye'de ilk mümessili olmak itibarile kültür tarihimizde mühim bir yeri olan Eşrefoğlu hakkındaki malûmat o kadar dağınık, kıyıda bucakta kalan vesikalar o kadar nadir bulunmakta idi ki, ekserisi yazma ve güçlükle elde edilen bu vesikalar üzerinde pek az çalışılmış olması, matbu yazıların ise kifâyetsizliği, bana bu hususta mümkün olduğu kadar faideli olabilecek bir etüt hazırlamak arzusunu verdi.
On beşinci asrın mühim mütasavvıflarından olan ve daha ziyade halk aras
İşte bu sebeplerle ben de Dîvân Şiirinde İstanbul'u hazırlarke intihab etdiğim eserlerde o zamanın İstanbul'undaki hayat ve hususiyetleri canlandırmış olanları seçmeye bilhassa itina ettim. Edebi kıymet belki de ikinci derecede kalmış olabilir. Bu parçalarda, bilhassa Nedim, Vasıf, İlhami (Sultan Üçüncü Selim)'in şarkılarında devirlerinin zevk ve rengini, mehtap ve Boğaziçi âlemlerini, bazı kasîde girizgâhlarında ve manzum tarihlerde yangınları, büyük kışları, çarşı pazarları, meşhur kasırgalarla köşklere â
Tabiî rubâi deyince bunların tercemelerinin de o vezinle yazılmış, o havayı veren şeyler oluşunu kastediyorum. Yoksa başka vezinlerle yapılan tercemeler benim zevkime göre, hatta mensur tercemeler kadar olsun muvaffakiyet kazanamamıştır.
Madem ki rubâinin kendine has bir vezi vardır, o vezinle ülfet etmiş ve o zevki tatmış olanlara göre onu başka şiirlere has kalıpların içinde görmek, yadırgamaktan daha nahoş bir tesir bırakıyor. Nesirde nazma ait şekiller olmadığı için hiç olmazsa daha rahat ve serbest bir
Câmi için garb ilim dünyasında yapılan daha birçok ciddî etütler, bütün dünya müvacehesinde onun mevkiini ve ehemmiyetini göstermektedir. Câmî, bilhassa İslâm fikir dünyasında ve mistisizm bakımından çok müracaat olunan muhtelif eserlere mâlik bulunması, tasavvufta Şark ve Garb mekteplerini mezcetmesi itibarile XV. asrın en ziyâde dikkate değer şahsiyetlerinden birisidir. Şark Türk edebiyatının belli başlı sîması Ali Şîr Nevâi üzerinde bıraktığı derin tesir de edebiyat tarihlerimizin göz önünde bulundurması
Mevlana ya göre aşk. Eflatun da olduğu gibi ruhun zihnileşmiş olan bir yükselişi değil, fakat Nev-Eflatunilerde olduğu gibi, eşya ve kesretle bütün bağlarını keserek, insanı birliğe ve bütünlüğe götüren bir istiğrak halidir... Bütün mutasavvıflar gibi Mevlana nın da sırrı tecrübesinde takip ettiği usul, beşeri ihtirasları birer birer öldürecek, yalnız ilahı ihtirası hakim kılmaktadır. Çünkü, diğer ihtiraslar -ona göre- hudutlu olan uzviyet ve muhite bağlandıkları için ruhu bir çember içerisine alarak hürriy
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.