Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Poe’yu böyle bir yazıya yöneltenin ne olduğunu şu sözlerinden anlıyoruz: “Yazılarından birini son noktaya ulaştıran işlemleri adım adım, ayrıntılı bir şekilde anlatacak -yani anlatabilecek- bir yazarın yazacağı bir dergi yazısının ne denli ilginç olacağını düşünmüşümdür çok defa. Ben böyle bir yazının ortaya çıkmamasından dolayı bir eksiklik içinde olduğumu söyleyebilirim; ama, herhalde, bu eksiklikte, yazarlık gururu diğer nedenlerden daha etkin olmuştur.” Mayakovski’nin de bir yazma nedeni vardır. Bu nede
Tükendi
Bu aç gözlülük böyle devam ettiği sürece bir gün aşklarımız, arkadaşlıklarımız, ıstıraplarımız, acılarımız, hayretlerimiz, şaşkınlıklarımız, yakarışlarımız, umutlarımız, dualarımız, mutluluklarımız da tükenecek. Korkum, işte o zaman şiirin de bitmesi. Şiir yazmaya müsait olmayan bir ekosistemin oluşması ve o ekosistemde tatminsiz, sorumsuz, ne istediğini bilmeyen ve şiire ihtiyacı olmayan küçük küçük tanrıların dolaşması. Son söz olarak genç şairlerden ricam, şiirin “minimalist” bir sanat olduğunu asla unut
Birleşik Devletler'de daha çok demokrasi daha çok vergi anlamına geldiği gibi, daha çok federalizm de daha çok demokrasi ve daha çok vergi demektir.Amerikalılar demokrasiyi biraz da otoritenin gücünü azaltmak şeklinde anlarlar. Otoritenin gücünü de yetkileri değişik ellere dağıtarak azaltırlar. Örneğin devlete ait yetkiler, anayasayla üç organ arasında paylaştırılmıştır. Böylece otorite dağıtılmış ve halk için daha az tehlikeli bir konuma indirilmiştir. Aslında Amerikan Devrimi denilen şey budur. Düşünülere
Trenler akarsuyu olmuşsa içimizin kuşlar yağmurun gelincikler güneşin ardında birazdan silinecek izler bırakarak uçaklar havalanır mavi ve rahat ne güzel gidecek bir yeri olmak! Adres sormak, ham meyve yemek gibi dilde buruk bir tat faydasız şeylerle çoğalan bir akşam vakti bir sokak kemancısına para vermek ve eski denizleri tekrar bulandırarak ne güzel telefonda bir ses olmak!
sana sularla varıldığını biliyorum suyun suyla arındığını insanın sudan ve sudan yaratıldığını senin sularla geldiğini biliyorum
aylardannisansaçiçeklerbileağlayabiliyorsa çocuklar eteklerindekelebekler sen çıkıp geliyorsan kırlardan ve ardından yağmurlar yağıyorsa bil ki aşktır bu en bereketli yağmurlardan daha bereketli. ben uzaklara aitsem uzaklar çalkantılı bir denizse içimde ve anılar çakıl taşları gibi pırıl pırıl yüzüyorsa yüreğimde bil ki aşktır bu en derin denizlerden daha derin.
Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar Sovyetler Birliği adında bir devlet varmış. O devletin ulu devletlisi, "Ey Taşkent!" demiş, "Semerkant da kim oluyor, Buhara da kim oluyor, sen Orta Asya'nın incisisin. Seni seviyorum. Senin yerin Moskova'nın, St. Petersburg'un, Kiev'in yanıdır. Senden dördüncü imparatoriçem olmanı istiyorum." İmparatoriçe lafını duyunca, heyecandan Taşkent'in yanakları al al olmuş. Yüreğinin derinliklerinden gelen sese uyarak, "Ama," demiş "şanıma yakışır bir düğün töreni, ipekli elbise
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1